TBMM: T.C. Dövüş Kulübü

İNSANLIĞIN 2 bin yılda ne kadar yol kat ettiğini görmek için parlamentoların dününe ve bugününe bakmak yeterli.

Haberin Devamı

MÖ 44 yılında Sezar parlamentoda vahşice öldürülmüştü.
Yıl 2014... TBMM’de milletvekilleri birbirlerinin gırtlağına yapışıyor, yumruklar iniyor, tekmeler uçuşuyor.
Tek fark, cinayetin çıkmaması.
Ki o fırlatılan iPad birinin kafasına isabet etseydi beyin kanaması geçirip bu dünyadan göçmeyeceğinin de garantisi yok.
Üstüne üstlük, denklemden Sezar’a suikastı çıkarın, Roma parlamentosunun birçok açıdan günümüz TBMM’sinden açık ara daha medeni olduğunu bile söyleyebiliriz.
Yani bu 2 bin yılda, kavgadan iş yapmakta zorlanan Ürdün, Tayvan, Ukrayna, Afganistan, Hindistan, Somali, Güney Kore ve güzide memleketimiz parlamentolarında insanlığın pek bir ilerleme kaydettiğini söylemek pek mümkün değil.

*

XX large takım elbiseli, kravatlı adamlar sanırsınız kürsüye değil, boks ringine çıkıyor.
Sanırsınız, zihinlerini çalıştırsınlar diye değil, yumruklarını konuştursunlar diye seçilmişler.
Oryantalist bir Batılı görse manzarayı, “Vay be, adamlara bak... İnandıkları şey uğruna nasıl da kendilerini ortaya koyuyorlar. Bizimkiler yarı uykulu kanunları oylarken bu adamlar öfkelerini bedenlerine hapsedemiyorlar” diye okuyabilir.
Ve fakat biz bizzat bu şiddetin içinde yaşadığımız için meselenin gerçekte böyle olmadığını biliyoruz.
Bu ülkede her Allah’ın günü şiddetten nasibini alan bize bu manzara bir tür samimiyet buhranı gibi gelmiyor.
Romantik de gelmiyor.
Dramatik de gelmiyor.
Trajik geliyor.
Meclis’in sorunları şiddetsiz çözen bir yer olmasını bekliyoruz.
Dövüş kulübüne dönen bir Meclis’in ülkeyi sosyal felakete sürükleyeceğinden korkuyoruz.

*

Haberin Devamı

Yoksa zaten Meclis niye var?
Sokaktaki adama bırakın ülkeyi o vakit, kavga dövüşle yönetsin.
O yaptığında “eşkıya” diyorsunuz.
E bakın, Meclis’te koltuk verdiğiniz adam çıkıp kürsünün önünde aynısını, beterini yapıyor.
Biz niye size saygı duyalım?
Sokaklarda yapılan eşkıyalıksa eğer, sizin bu yaptığınızın adı ne?

*

Meclis’te gerginlik niye tırmanıyor?
Çünkü kimsenin içine sinmeyen kanunlar ittiriliyor, rezaletlerin üstü örtülmeye çalışılıyor. Dillendirdiğinde de yumruk iniyor.
1856’da ABD’de bir senatör bir kongre üyesini köleliği savunuyor diye eleştirdiğinde, kongre üyesi onu bayıltana kadar sopayla dövmüştü. Parlamentodaki bu şiddet olacakların habercisiydi. Birkaç yıl sonraki içsavaşın tohumları atılmıştı.
Aynen, Sezar’ın parlamentoda gördüğü şiddetin Roma Cumhuriyeti’nin sonunu hızlandırdığı gibi.
Dikkat edin de, siz de toplumdaki kırılmayı Meclis’ten besleyerek ülkenin sonunu hazırlamayın.

*

Haberin Devamı

Bir halk milletvekillerini Başbakan’ın oğluna laf söyletmesinler, kamu vicdanında yara açan yasaları geçirmek için tekmeye abansınlar diye seçmez.
Siz en efendi olmanız, değilseniz bile bunu oynamanız gereken yerde kafa göz dalıyorsanız, sokaktaki adam ne yapsın?
Bu atarlanmalardan sonra artık kürsülere çıkıp kendinizi temize çekmek için “Bunlar vandal, bunlar eşkıya” diye bağıramazsınız.
Zaten hiç inandırıcı değildiniz, artık inandırıcılığınızı iyiden iyiye yitirdiniz.
Vekillerinizi hizaya sokun, öyle gelin.

Yazarın Tüm Yazıları