Paylaş
Hükümetin gizli olarak yapmak istediği TIR sevkıyatları hakkında iç ve dış kamuoyunda şüpheler doğuyor. Bunun Türkiye’nin imajı için son derece zararlı bir tablo ortaya çıkardığını söylemeye gerek bile yok.
Dünyada birçok devletin “gizli servisleri” gizli sevkıyatlar yapar fakat bizimki, bırakın gizliliği, savcı baskınlarıyla afişe oluyor!
Bir iddiaya göre, savcılar bunların MİT araçları olduğunu bile bile arama yapmak isteyerek bu araçları afişe ettiler, savcılar “derin yapı”nın adamları!
Fakat savcılara önceden bilgi verilmemiş ve savcılar da “silah kaçakçılığını takip etmek” gibi bir görev duygusuyla hareket etmiş de olabilir.
Hüküm vermek için elimizde henüz yeterli bilgiler yok.
KOMPLO YORUMLARI
Tam Esad rejiminin vahşi işkenceleri belgelerle dünyaya tanıtılırken... Tam Cenevre-2 toplantısının arifesinde... Diktatör Esad’ın eline “Türkiye teröristleri destekliyor” diye bahane verebilecek olan bu aramaları savcıların yapmasında “zamanlama manidar” değil mi?!
Fakat aynı mantıkla şöyle de düşünmek mümkün: Tam da böyle bir zamanda MİT’in TIR’lar dolusu bir şeyleri Suriye’ye göndermesi, arama yapabilecek savcıları da önceden uyarmaması “manidar” değil mi?!
Komplo teorilerindeki “zamanlama manidar” referansının nasıl kanıt olmaktan uzak ve son derece kaypak olduğunu belirtmek için yazıyorum bunu.
Bir başka ihtimal, kurumlar arası koordinasyon eksikliği, bozukluğu ya da tedbir eksikliği olamaz mı?..
Böyle düşünürseniz organizasyonel aksamaları gidermeye çalışırsınız... Komplo diye düşünürseniz sorun devam eder, siz “hainler”i aramakla uğraşırsınız.
MİT yasasının bu kuruma “sadece istihbarat” görevi verdiğini de hatırlatmalıyım.
YARGITAY VE DERİN YAPI
Şike davasını yakından takip edemedim, hiçbir hukuki yorumda bulunamam. Fakat Yargıtay’ın “böyle bir zamanda” karar açıklaması “paralel yapı”nın bir operasyonu olamaz mı?!
Rasyonel düşünce, olaylara zihnimizdeki önyargılarla değil, zihnimizin dışındaki maddi olgularla düşünmeyi gerektirir: 2015 sonbaharına kadar Türkiye’de seçimler var, Yargıtay bir dosyayı bu kadar geciktirebilir miydi?! Yargıtay niye siyasi konjonktüre göre hareket etsin?! Yargı sürecini hızlandırmak için bu hükümet Yargıtay’daki daire ve yargıç sayısını arttırmamış mıydı?!
En önemlisi, yargıda UYAP diye bir bilgisayar sistemi vardır; bütün yargıç ve avukatlar dosyaların dağılımını ve görüşülme sırasını buradan takip ederler. Açıkça bir ivedilik kararı yoksa, Yargıtay’da hiçbir dosya “sıra dışı” bir şekilde öne alınamaz; ileriye de atılamaz. “Zamanlama manidar” değildir kesinlikle.
RASYONEL DÜŞÜNMEK
Zihnimizin içindeki önyargı ve komplo algısıyla, zihnimizin dışındaki karmaşık olgular nasıl farklı olabiliyor, görüyor musunuz? 1997 yılında ilk baskısı çıkan “Bilim ve Yanılgı” adlı kitabımda bölüm başlıklarından biri “Komplo Teorisi”dir. Bu kadar önem verişimin sebebi, komplo algısının çok cazip ve motive edici fakat yanlış olmasıdır.
Zira savaş psikolojisi yaratır, rasyonel düşünmeyi engeller.
Devlet kurumlarında “imam” örgütlenmesi olamaz, sadece resmi kurumsal hiyerarşi olur. Aksi durumlara karşı hukuk devletinin teftiş mekanizmaları vardır... Fakat sorunların normal hukuki ve rasyonel çözümleri yerine, komplo duygusuyla hareket edilmesi, hata üstüne hata yaptırır: Bu yüzden kurumlara güven sarsılır, kurumlar düzgün işlev yapamaz hale gelir, toplumsal gerilim artar... Sorunlar derinleşir.
Allah aşkına, böyle olmuyor mu?
Paylaş