Paylaş
Babasının, Alevilikten fişlendiğini, casusluk suçlamasıyla da ordudan tasfiye edildiğini söylüyor.
Hançeresini yırtıyor, can havliyle bağırıyor mektubunda ‘Hapislerde çürütülüyoruz, yetişin imdat’ diye.
Çırpınışlarını gören, çığlıklarını duyan kim...Taş kesilmiş onlara adalet.
Askeriyenin ‘aslı astarı yoktur’ dediği...Gerçekte var olmayan hayalet belgeleri, askeriyeden sızdırıp ‘aslı astarı ispatlanamayan’ hayali bir örgüte vermekle suçlanıyor babası.
* * *
‘Kadrolarımız fişlenip tasfiye ediliyor, insan kıyımı yapılıyor, 28 Şubat’tan daha beter bir cadı avına maruz kalıyoruz’ diyenlerin en sık başvurduğu argümanlardan biri neydi: Gayretullaha dokunur!
Yani...Bu yapılanlar Allah’ın gücüne gider, gazabına uğrarsınız sonra, tokadını yersiniz bak, demedi demeyin, ona göre ha!
Yaklaşın hele şöyle, gayretullah ölçüsüyle bir de İzmir’deki casusluk davasına bakalım.
Acaba o davanın sanıklarına ve ailelerine reva görülenler gayretullaha dokunur mu, dokunmaz mı?
* * *
Uzundu, orijinal yazımını koruyarak kısalttım. Gayretullah korkusu bu hikayenin neresinde, kulak kesilin de deyiverin bir bana:
“Ben Kurmay Albay İdris Acartürk’ün kızı Pelin Acartürk’üm.
Babam, bir sivil şahsın evinde bulunduğu iddia edilen Pandora isimli veri tabanında ismi yazılmış diye suçlanmaktadır. Suçlanmasına dayanak oluşturan dijital verilerin hiçbirisi babamdan elde edilmemiştir. Babamın gıyabında ve bilgisi dışında üçüncü şahıslarca oluşturulmuş ve üçüncü şahıslardan elde edilmiştir...
İddia makamı, babamın bir suç örgütüne ATMACA (SURİYE).doc ve FIRTINA. doc isimlerinde iki adet dijital belge-bilgi aktardığını varsaymaktadır.
Aylardır babam tarafımdan sözde örgüte gönderildiği iddia edilen “Atmaca(Suriye).doc” ve “Fırtına.doc” isimli belgelerin GERÇEK BELGELER OLMADIĞINI, TSK’DA BU EVRAKLARIN OLMADIĞINI, Genelkurmay Başkanlığı’ndan temin ettiği resmi belgelerle kanıtlamasına rağmen hala tutukludur. (07 Temmuz 2012’de tutuklanmıştır.)
Hakkında sadece dijital verilere dayanarak dava açılmış ve babamdan bu dijital verilerin gerçek olmadığını ispatlaması istenmektedir. Yani babamdan YOKLUĞUN YOKLUĞUNU İSPATLAMASI istenmektedir.
Toplamda BEŞ ayrı resmi evraktan da anlaşılacağı üzere; temin ettiği iddia olunan dijital verilerin HİÇ VAR OLMADIĞI açıkça görülmektedir. Yani bu evraklar HİÇ YOKTUR...
İddianamede geçen, babamın Alevi olduğu için akademiyi kazandığını söylediği hususu da tamamen yalandır, iftiradır. Böyle bir şey yoktur. Biz Alevi değiliz...
Babamı fişleyip tasfiye edenlerde ve bu yapılanlara ses çıkarmayanlarda hiç Allah korkusu yok mudur?...”
Yok mudur hakikaten?
* * *
Hanefi Avcı’nın Yeni Şafak’ta çıkan ifşaatıyla birlikte okuyun ve siz söyleyin. Doğruysa yazdıkları, nereden geliyor bu gaddarlık? Bu acımasızlık, bu gözü karartmışlık, bu kalp ve vicdan katılığı, bu kurşun askerlik nereden?
Avcı diyor ki:
“ İzmir (casusluk) süreci bir rezilliktir. Cemaatin istihbarattaki adamları, kendileri için hazırladıkları fişleri alıp subayların bilgisayarına koymuşlar. Bir istihbaratçı olarak, bu adamları yetiştirmiş biri olarak, bunu görür görmez anlarım...”
Paylaş