Paylaş
İyi bakılıp program-lanmış, desteklenmiş ve iyi beslenmiş bir beyin size 90, hatta 100 yıl sadakatle hizmet edebilir.
Unutkanlık sorunu çoğu zaman sonradan eklenen problemlere, yaşam tarzımızdaki hatalarla ilişkili bir durum. Uzmanlara göre özellikle beslenme hataları belleği olumsuz yönde etkileyebiliyor.
Örneğin tekrarlayan hipoglisemi atakları, özellikle uzun sürerse yaşlılarda belleği olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biri.
Beyin en önemli -hatta tek- enerji kaynağı şekeri yeteri kadar temin edemediği zaman bellek de fonksiyonlarını yeteri kadar yapamıyor. Bu nedenle ilerleyici bellek sorunu olanların bir hipoglisemi değerlendirmesinden geçmelerinde fayda var. Daha da önemlisi şu...
B 12 VE DEMİR...
Beynin bilgileri depolama ve bu bilgileri yeniden hatırlama yeteneğinin eksiksiz işleyebilmesi için muhtaç olduğu bazı temel vitamin ve mineraller var. Minerallerden en önemlisi demir. Yavaş yavaş gelişen ve uzun süreli demir noksanlıklarında bellek az ya da çok ama mutlaka bir miktar güç kaybına uğruyor.
B 12 ve folik asit ise bellek açısından en önemli vitaminler. Özellikle B 12 eksikliği yaygın bir sorun olduğu için bellek sorunu olan herkeste kontrol edilmesi gereken bir parametre.
İlerleyici bellek kaybına yorgunluğun da eşlik ettiği durumlarda B 12 eksikliğinin söz konusu olabileceği bu nedenle daima hatırlanmalı. Son yıllarda yapılan muhtelif çalışmalarda D vitamini noksanlığı ile bellek kaybı arasında da bir ilişki olduğu gösterildi, güçlü bir bellek için bu konuda da dikkatli olmakta fayda var. Bana göre güçlü bir bellek için demiri 50 mg, D vitaminini 50 ünite, B 12’yi de 500 mg.dan yüksek tutmanızda fayda var.
BEYNİMİZ BİR OMEGA-3 DEPOSUDUR
Bellek sorununa yol açan besinsel eksiklikler sadece bunlarla da sınırlı değil. Mesela omega-3 eksikliği de -özellikle DHA- belleği olumsuz yönde etkiliyor. Özetle güçlü bir bellek için dikkatli ve doğru beslenmek, belleğe etkili besin unsurlarını da bedenimize kazandırmak zorundayız.
Özellikle sebzelerde bol miktarda bulunan bazı antioksidanların -resveratrol, likopen, kuvarsetin gibi- ve çayda bulunan kateşinlerin de bellek için güçlü destekleyiciler olduğunu bir kez daha hatırlatalım.
Depresyondan korunmanın, düzenli yürüyüş yapmanın, iyi ve güzel uyumanın, alkol ve sigaradan sakınmanın, pozitif/iyimser bir tutum geliştirme-nin stresten kaçınmanın da bellek için faydalı olduğunu da unutmayalım.
BİR NOT
Bellek için bunlar da önemli...
Bana sorarsanız belleğinizi sağlam tutmak için doğal desteklerden faydalanmak kadar beynin mevcut kapasitesini daha iyi kullanmaya da gayret göstermelisiniz. Yeni öğrendiğiniz her bilgiye çok iyi odaklanmalı, bu bilgileri daha çok ve sık tekrarlamalı, her yeni öğrenilen bilginin doğru ve tam anlaşıldığından emin olmalısınız.
Not almak, öğrendiklerinizi sadece deftere değil beyninize de yeniden yazmak anlamına geliyor. Bu nedenle not alma alışkanlığı geliştirmenizi özellikle tavsiye ederim. Öğrenilen yeni bilgilerle eski bilgiler arasında bağlantı kurmak da çok önemli bir nokta.
Bilgiler arasındaki bağlantı artıkça bilgilerin hafızada kalıcı izler bırakmak ihtimali yükseliyor. Ayrıca benzer bilgileri kümeleştirmek de ve kümeler halinde bilgi depolarına göndermekte de fayda var. Unutmadan (!) şunu da hatırlamalıyız: Sağlam bellek, sağlam bedende bulunur.
AKLINIZDA OLSUN
Belleğe faydalı destekler hangileri
Bu konuda her gün yeni bir şey söyleniyor ve neredeyse her yıl yeni bir molekül önerilirken eski bazı tavsiyeler çöpe atılıyor. Bana göre son yılların favori bellek desteklerinin başında zerdeçal var.
Günde 1-2 çay kaşığı toz zerdeçal belleği güçlendirmede de faydalı gibi görünüyor. Yıldızı yeniden parlayan desteklerden biri de fosfotidilserin.
Bu maddenin asetil kolin üretimini artırdığı gösterilmiş. Asetil kolin sinir hücreleri arasında bilgi aktarımının sağlanmasında anahtar rol oynayan bir molekül.
Omega-3 yağ asidi -özellikle DHA- en çok kabul gören bellek desteklerinden biri olmaya devam ediyor.
Paylaş