Paylaş
-Sanki Sarıgül’ün yolsuzluk dosyalarına el atılmış da... Biz de çıkıp “İşte bunlar hep Amerika’nın oyunu” demişiz gibi...
-Sanki savcı, Sarıgül’ü soruşturmaya kalkmış da... Biz de çıkıp “Hop, o bizim adamımız, ona dokunamazsın” demişiz gibi...
-Sanki İzmir’e, Eskişehir’e ve Anadolu’daki onlarca CHP belediyesine olduğu gibi Şişli’ye de törenler eşliğinde şafak baskını yapılmış da... Biz de çıkıp “Adli Kolluk Yönetmeliği’ni değiştirin, savcının yanına bir savcı daha ekleyin, o polisleri görevden alın” demişiz gibi...
-Sanki Sarıgül’le ilgili yolsuzluk iddialarını soruşturmaya kalkmışlar da... Biz de çıkıp “Bu yükselen Şişli’yi çekemeyenlerin uluslararası bir komplosudur” demişiz gibi...
-Sanki savcılar Sarıgül’e karşı harekete geçmişler de... Biz de çıkıp “Bunlar paralel yapı... Bunlar çete... Bunlar Sarıgül’ün milli iradesine darbe yapıyorlar” demişiz gibi...
-Sanki savcılar Şişli’yi basmışlar da... Biz de “HSYK’yı niye dağıtmıyorsunuz? Dağıtın şu HSYK’yı” demişiz gibi...
Çıkmışlar, bize “Sarıgül’ü niye yazmıyorsunuz” diyorlar.
*
“Bizi yazıyorsun da Sarıgül’ü niye yazmıyorsun” demenin, inceden “Biz çaldık ama o da çaldı” şeklinde gayet sakil anlamlar içerdiğinin tabii ki farkındayım.
Ama buna rağmen işin bu kısmını geçiyorum.
*
Ayrıca, “Siz 11 yıldır iktidardasınız, Sarıgül de 11 yıldır Şişli’de belediye başkanı... Yeni mi fark ettiniz Sarıgül’ü? Hayırdır? Ne iş?” meselesinin de tabii ki farkındayım.
Ama buna rağmen işin bu kısmını da geçiyorum.
*
Sadece şunu söylüyorum:
Devlet elinizde, polis elinizde, istihbarat elinizde, güç elinizde, kuvvet elinizde...
Hadi açın Sarıgül’ün yolsuzluk dosyalarını!
Dayayın yargının önüne bu dosyaları...
Biz de gidelim üstüne bu dosyaların...
Hem de hunharca... Hem de sıfır acımayla... Hem de gözünün yaşına bakmadan...
*
Ama tek şartımız var:
Nasıl Sarıgül’ün dosyalarının üzerine hunharca, sıfır acımayla ve gözünün yaşına bakmadan gidilecekse...
Sizin dosyaların üzerine de öyle gidilecek.
“He” mi? Anlaştık mı?
Umreler, jetler falan
YAP, sana kimse yapma demiyor.
Yine yap, daha çok yap.
Bal tutan parmağını yala.
Deniz karşısında keriz olma.
Bulmuşsun hayırsever işadamını söğüşle babam söğüşle...
Kutula babam kutula...
Jetle babam jetle...
*
Yap, yine yap, daha çok yap...
Yalnız tek bir şartımız var:
Yaptıklarına mukaddes beldeleri, Mekke-i Mükerreme’yi, Medine-i Münevvere’yi, Ravza-i Mutahhara’yı alet etme...
Bu kadarcığını bari yapma be mübarek.
Kemal Bey de Gül gibi yapıyor
DEVLETİN çivisi çıkmış.
Tuz kokmuş.
Yargı bitmiş.
Ülkenin Meclis Başkanı “Mahkemelerin bağımsızlığı ölmüştür, ruhuna el Fatiha” diyecek noktaya varmış.
Savaş çığlıkları her tarafı kaplamış.
Polisin savcıyı takmadığı günlere gelinmiş.
Hukukun üzerinden TIR’ların geçtiği günlere erişilmiş.
*
Bakıyoruz memleketin anamuhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na...
Ne yapıyor?
Sanki “Ortalık biraz daha kokuşsun da her şey benim elime geçsin” der gibi... Sanki “Seyirci kalayım da yesinler birbirlerini” der gibi... Sanki “Dibe vuruş tamamlansın da gözler bana çevrilsin” der gibi...
Etkisiz, güçsüz, enerjisiz, pasif, suskun, geçiştirici, idare-i maslahatçı bir çizgi tutturmuş gidiyor.
*
Kemal Bey’in haberi olsun...
Bu kokuşmuşluk, kokuşmuşluğa neden olanları silip süpüreceği gibi...
Kokuşmuşluktan nemalanmak isteyenleri de silip süpürecektir.
İyi olunca biz yaptık, kötü olunca Cemaat yaptı
BDP’li milletvekilleri tahliye edilmeyince...
“Cemaat yaptı” diyorlar.
*
BDP’li milletvekilleri tahliye edilince...
“Biz yaptık” diyorlar.
*
Biz de izliyoruz:
Gülümseyerek ve ibret alarak...
Ani tornistanların yol açtığı güvensizlik
DÜN “Ergenekon’da hukuk ihlalleri var” diyenlere avurtlarını şişirerek “Ergenekoncu” diyenler.
Dün “Balyoz’da hukuk ihlalleri var” diyenlere ağız dolusu “Darbeci” diyenler...
Dün “KCK’da eline silah almamış insanların bileklerine plastik kelepçe takılamaz” diyenlere “Terörist yardakçısı” diyenler...
Dün Aziz Yıldırım’ın hapse tıkılmasına itiraz edenlere öfkeyle “Şikeci” diyenler...
Bugün çıkmışlar...
“Balyoz’da da, Ergenekon’da da, KCK’da da, şike meselesinde de hukuk ihlalleri oldu” diyorlar.
*
Aynı kişiler bugün de çıkmışlar...
“Yolsuzluk operasyonları darbe girişimidir” diyorlar.
“Bunların hepsi Amerika’nın oyunu” diyorlar.
*
İyi de bu zatların yarın öbür gün çıkıp da “Amerika, darbe falan... Alayı hikâyeydi...” demeyeceklerinin garantisi var mı?
İşte bunlar hep özgül ağırlık
BÜLENT Arınç bakanları ve danışmanları haşlamış:
“Çıt çıt çıt... Bakanlar, danışmanlar tweet atıyorlar... Bu işten vazgeçsinler... Çıt çıt çıt... Şu kadar retweet aldı, elinin körü oldu... Bunlar iş değil. Bırakın artık bunları.”
*
Bu sözleri duyan AK Parti’li milletvekillerinden biri, Bülent Arınç’a “Seni takmıyoruz” dercesine atmış tweet’ini:
“Çıt çıt çıt...”
*
Bülent Arınç’ın söylediğini, Başbakan Erdoğan söyleseydi bu milletvekili bu kadar cüretkâr olabilir miydi?
İşte bunlar hep özgül ağırlık...
Paylaş