Paylaş
Çoktan hak ettiği şeffaflık, demokrasi, huzur, özgürlük, eşitlik; rengi solan benzine güzel günlerin tazeliği, gözlerine gelecek umudu, bugününe kardeşlik...
Anayasasına Amerika’yı bile kıskandıracak ‘herkesin mutlu olma hakkı, herkesin eşitliği’ cümleleri...
Gazetelerine kelepçeler yerine kanatlar...
Sana...
Gönlünden geçenle senin için iyi olanın kesiştiği büyülü kavşaklar; hırslarınla tevekkülün arasındaki o sana ait yeryüzü cennetinde geçireceğin doyumsuz günler...
Yüreğine aşk, dudaklarına tutamadığın gülüşler, aklına dağ sularının berraklığı, ruhuna bir bebek uykusunun hafifliği, bakışlarına yaz meltemleri, ellerine seni sıkı sıkıya tutan avuçlar, düşlerine gerçek, gerçeklerine düş...
Sevdiğimiz kim varsa, yanı başımızda kanla canla atan sıcacık kalplerine selam, kollarımızı boyunlarına dolayıp içimize çektiğimiz o güzel kokularına devam; dualarına cevap, korkularına serap...
Umutsuzlara ışık, kaybolmuşlara yol, üşümüşlere sıcak, yılmışlara güç, bıkmışlara yenilik, yaralara pansuman, kaybedenlere zafer, hastalara şifa, iyilere şans...
Aklımıza, ruhumuza, yüreğimize, yaşanan her şeyin o anlık yaşandığı ve geçeceği bilgisi...
İyisiyle kötüsüyle yaşadığımız bu harikalar diyarındaki seyahatimize, koca yürekli bir kabulleniş...
Haksızlıklara, hor görmelere, kalp kırmalara, tehditlere, korkutmalara, şikayetlere, unutmamaya, içi dışı bir olmamaya, karanlıkla dost olanlara veda...
Her gününe...
Bir derdin silinişi, bir insanın içten gülüşü, birinin sevgiyle aşkla dokunuşu, akla gelen delice bir fikir, deli gibi çalışmak isteyeceğin bir şey, yeni öğreneceğin ve aklını temizleyen bir bilgi, bir şeyi itecek başka bir şeyi çekecek güç, açılan kapılar, heyecandan tutulan bir nefes, artık içine fazla gelen bir heves...
Yarınlarımıza şükür, binlerce şükür dilerim.
Paylaş