Kızlar kahveden içeri daldı erkek ahalisi donup kaldı Ne sordular biliyor musunuz

Hem de nasıl büyük bir heyecanla anlatıyor.
Her biri üniversite bitirmiş, başarılı birer profesyonel olarak hayata atılmışlar.
Ama hayatın yalnızca “profesyonel tatmini”nde değil, “gönül tatmini”nde de büyük bir heyecanla yürüyorlar.
Hiçbirini tanımıyorum.
Ben Zeynep’ten dinledim.
Aile Bakanlığı’nın bir projesine gönüllü olmuşlar...
Sabah erkenden kalkıyorlar...
Belirlenen bir semte gidip önce dolaşıyorlar, sonra da tek tek kapıları çalıyorlar.
Ve en önemlisi...
Mesela önceki hafta Sultanbeyli semtinde bir kıraathaneye aniden giriyorlar...
Düşünün, gencecik kızlar, o tescilli “erkek sahası”na dalıp şöyle diyorlar:
“Bir dakika bizi dinler misiniz?”
Erkekler donup kalıyor.
Müthiş bir şaşkınlık.
Kâğıtlar duruyor, okey tahtaları susuyor.
Erkek ahalisi öylece bakıyor.
Sonra bir soru:
“Hangi durumda karınızı döversiniz?”
Bu ani soruya bir sessizlik...
Tekrar soruyorlar...
“Döver misiniz?”
Elbette bazı cevaplar veriyorlar.
Ne kadarı doğru söylüyor bilemem.
Ve sonra kızlar kadına şiddeti anlatıyorlar.

SONRA CAMİYE

Bu kısa kahve toplantısından sonra öğle namazıyla cami cemaatine karışıyorlar.
Orada da kadınlarla sohbete başlıyorlar.
Elbette en doğru cevap kadınlardan geliyor.
Çünkü erkekler şiddet konusunda yalan söylemeye ayarlılar.
Zeynep o kadar büyük bir tutkuyla anlatıyor ki.
Cep telefonunda bu hafta sonunun takvimi var.
Her hafta sonu böyle bir semt seçiliyor.
Ve sonuçlar Aile Bakanlığı uzmanları tarafından tam bir tarafsızlıkla rapora dönüştürülüyor.
Bu raporlarla Türkiye’nin kadına şiddet haritası bile çıkarılmış durumda.
En çok şikâyet Sultanbeyli’den geliyor.
Sanıyorum şikâyet etme cesaretinde en kuvvetli yer orası olduğu için.
Yani kol kırılıp yen içinde kalmıyor.
Biliyoruz ki Türkiye’nin birçok yerinde şiddete uğramış kadınlar baskıyla susturuluyor.
Zeynepler işte böyle bir gönüllü projesi ile bu baskı coğrafyasını kırmaya çalışıyor.
Siyasetin, kavganın, kamplaşmanın ötesinde tam bir gönüllü hareketidir bu.
Bu hareketi Zeyneplerin kalbine kadar yayan proje yaratıcılarını kutluyorum.
Aile Bakanlığı’nın bir “devlet kuruluşu” ya da “kamu ağırlığı” yaratmaktansa sivil hayatın genç yüreklerine ulaşması önemlidir.
Çünkü bir şeyler yapmanın en özgür halidir gönüllü olmak.