Paylaş
Eskişehir’in ortasında sopalarla dövülerek öldürülen Ali İsmail geliyor... Ankara’da polis kurşunuyla öldürülen Ethem geliyor... Hastane odasında aylardır can çekişen küçük Berkin geliyor... Katledilen çocukların yoksul evlerinde acılar içinde kıvranan anaları ve babaları geliyor... Biber gazı geliyor... Tazyikli su geliyor... Şafak vakti yakılan çadırlar geliyor... Destan yazan polisler geliyor... Sosyal medyada sadece tek bir mesaj attıkları için ekmeklerinden edilen gençler geliyor... Gözleri çıkarılan genç erkekler ve genç kızlar geliyor... Hâlâ tüm hızıyla sürdürülen cadı avları geliyor.
Çok ama çok rica ederim...
Para sayma makineleriyle...
Ayakkabı kutularında saklanan paralarla...
En azı milyon dolar olan rakamlarla...
“Yeşiller geldi mi” tarzı sorularla...
Para dolu çantalarla...
Pahalı otomobillerle...
Keselerin ağızlarını sonuna kadar açtıran rüşvet iddialarıyla...
Ta Amerika’lara tek nefeste ulaşabilen jet masallarıyla...
“Babam sağ olsun” özgüveniyle elde edildiği önü sürülen menfaatlerle...
“Al takke/ver külah” rüşvet fotoromanlarıyla...
Dopdolu olan bu pisliğe Gezi’yi bulaştırmaya çalışmayın.
*
Bulaştırmaya çalışırsanız...
Bu dünyada sizden hesap soramamış olan Ali İsmail’in cansız bedeni, öteki dünyada sizden çok büyük hesap sorar.
Kimseden çekinmiyorsunuz, bari Allah’tan çekinin.
Komployu çöp yapan soru: Hırsızın hiç mi suçu yok?
BAŞINIZA gelen her belada...
Karşınıza çıkan her arızada...
Sizi zor durumda bırakan her olayda...
Çözemediğiniz her sorunda...
“Dış güçler, dış güçler” diyebilirsiniz.
“Erdoğan’ı bitirmek isteyen güçlerin oyunu bu” diyebilirsiniz.
“Bütün suç Cemaat’in” diyebilirsiniz.
“Amerika var işin arkasında” diyebilirsiniz.
“İsrail” ya da “Yahudi lobisi” diyebilirsiniz.
“Komplo var komplo” diyebilirsiniz.
*
Bir tek ama bir tek...
Hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet iddialarının alıp başını gittiği bir durumda bunları söyleyemezsiniz.
*
Çünkü bu toprakların bu tür durumlar için ürettiği şöyle bir soru vardır:
“Hırsızın hiç mi suçu yok?”
*
Çok bitirici bir sorudur bu...
O kadar ki...
Bu soru devreye girdiği anda tüm komplo teorileri aniden “çöp” olur.
İbretlik cümlelerin bir numarasını açıklıyorum
SAĞDA solda çok “ibretlik cümle” uçuşuyor.
*
Ama bir tanesi var ki...
Gerçekten “bir numara”.
*
İşte o cümle:
“Polis durup dururken kimseyi gözaltına almaz... Polis beni niye gözaltına almıyor?”
İçişleri Bakanı Muammer Güler.
Gezi’deki gözaltı olaylarını yorumlarken....
Hiçbirinin aklına gelmedi
“İSKİ skandalı” patlak verdiğinde...
Hiçbir yetkili, “Bu işin arkasında dış güçler var, İngiltere var, Fransa var” demeyi aklına getirmedi.
*
“Çiller’in mal varlığı skandalı” ortaya çıkarıldığında...
Çiller bile “Bunların hepsi Çiller nefretinden kaynaklanıyor” demeyi aklının ucundan geçirmedi.
*
“Yeğen Yahya skandalı” gümlediğinde...
Demirel’in aklına bir savunma refleksiyle bile olsa “Bu sivil siyasete vurulmuş bir darbedir” demek gelmedi.
*
“Beyaz Enerji operasyonu” başladığında...
Mesut Yılmaz çıkıp da “Bu operasyonu yapanların burunlarından getireceğim” demedi, diyemedi.
*
“Cem Uzan olayı” gündeme güm diye düştüğünde...
Hiç kimse ama hiç kimse Cem Uzan’ın pisliklerini savunmak için tek bir cümle bile kurmadı, kuramadı.
*
Bunlar gerçekten de işi biliyor.
‘Devlet içinde devlet’ soruları
BİR ülkenin başbakanı “Devlet içinde devlet var” diyorsa...
Çok ama çok mühim bir şey söylüyor demektir.
*
Bu mühim açıklama üzerine...
O ülkenin başbakanına sorulur:
12 yıldır iktidardasınız, bu devlet içinde devleti yeni mi keşfettiniz?
Genelkurmay başkanlarını bile tutuklayan hapse atan bir iktidar, devlet içinde devlet yapılanmasına nasıl kayıtsız kalabildi?
"Devlet içinde devlet olanlar" sorunu, yeni bir sorun mu?
Eğer yeni bir sorun değilse... Neden bu zamana kadar dile getirmediniz?
Eğer yeni bir sorunsa... Böyle bir oluşum nasıl oldu da devletin içine sızabildi?
Sizin bile kendinizi korunaklı görmediğiniz böyle bir yapılanma karşısında vatandaş kendisini nasıl koruyacak?
Ergenekon ve Balyoz sürecinde birçok kişi “Devlet içinde devlet var” derken... Siz neden bu tür açıklamaları hiç ama hiç ciddiye almadınız?
“Devlet içinde devlet var” açıklamanız, 12 yıldır iktidarda olan bir başbakan açısından büyük bir yönetim zafiyetine işaret etmiyor mu?
Daha acı bir şey
BÜLENT Arınç soruyor:
“Bir içişleri bakanının, oğlunun gözaltına alındığını basından duyması kadar acı bir şey olabilir mi?”
*
Oysa daha acı olan bir şey var...
Bir içişleri bakanının, oğlunun gözaltına alındığı bir soruşturma yürütülürken bazı polis müdürlerinin görevden alınma talimatı vermesi, verebilmesi...
*
Bu olayın acılığı Bülent Arınç’ın söz ettiği olayın acılığından bin kat fazladır.
Paylaş