Mabet gibi

Yüzyıllar öncesinin insanları, beyinleri,
göz nuru eserleri; işte onlarla beraber “haşr” oluyormuşum gibi gelir bana.
Hele de anıtsal ve zengin kütüphaneler...
Hafta sonu İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kütüphaneler ve Müzeler Müdürlüğü’ne bağlı “Atatürk Kitaplığı”na tekrar gittim, aynı heyecanı tekrar hissettim.
Lozan belgeselini hazırlamamda bu kütüphanenin büyük yardımını gördüm. Kütüphane Müdürü Ramazan Minder ve Koordinatör Selçuk Aydın, Lozan’la ilgili her ricamı yüksünmeden karşıladılar.



Fotoğrafta Müdür Ramazan Minder ile Koordinatör Selçuk Aydın görülüyor. Kendilerini çalışmaları için kutluyorum, yardımları için teşekkür ediyorum.

40 BİN CİLT

Kâğıtta iz bırakan bütün tarihimizi, sadece savaş ve siyaset değil, fikir ve kültür hayatımızı araştırmak için kütüphaneler temel kaynaktır. Bizde Atatürk Kitaplığı’ndan başka, Meclis Kütüphanesi, Ankara ve İzmir’deki iki Milli Kütüphane, Beyazıt Devlet Kütüphanesi ve bir de
maalesef tozlanan, çürüyen İÜ Kütüphanesi böyle genel kütüphane niteliğindedir.
Bunlar kültür tarihimizin pırlantaları, fakat değerini ne kadar biliyoruz?
İstanbul Taksim’de, kolay ulaşılabilir bir mekânda bulunan Atatürk Kitaplığı’nda Osmanlı döneminden 40 bin cildi aşkın eser var! Bunun 5 bini Arapça ve Farsça, kalanı Türkçe...
Ayrıca Batı dillerinde 10.500 cilt eser...
Kütüphanedeki Ermenice kitap ve dergiler 1722 cilt tutuyor! Balkan Harbi sırasındaki Dışişleri Bakanımız Gabriel Norandugyan Efendi’nin Ermenice kitaplığı bu kütüphanede... Müdür Ramazan Minder, bir Ermenice Yayınlar Sergisi düzenlemeyi düşünüyor. Çok iyi olur. Ermeni tarih ve kültürü üzerine araştırma yapanlar, “Osmanlı Ermenisi” bu yayınları görebilmeli, inceleyebilmeli...
Kütüphanedeki Rumca eser sayısı daha az, 712 cilt.

LOZAN’I ARAŞTIRIRKEN

Atatürk Kitaplığı’nda, Osmanlı dönemine ait haritalar ve projeler koleksiyonu var. Tanzimat’tan itibaren hangi gazeteyi ve dergiyi isterseniz, bazı istisnalarla, burada bulabilirsiniz.
Ben Lozan için 1922 ve 1923 gazetelerini araştırırken İsmet Paşa’nın, Rauf Orbay’ın, Rıza Nur’un daha önce hiçbir kaynakta görmediğim önemli açıklamalarını buldum.
Demek ki tarihe ilişkin daha bulunacak çok şey var.
Kaynak Yayınları bütün kaynakları tarayarak “Atatürk’ün Bütün Eserleri”ni 30 cilt halinde yayınladı, çok da iyi oldu. İnönü ile ilgili yayınlar eksik. Rauf Bey
ve Karabekir maalesef yok gibi...
Milli Mücadele kadrosunun tamanının “Bütün Eserleri”ni yayınlamalıyız.
Şunu da belirteyim, kütüphanede Latin harfleriyle bütün yayınlar mevcut. Her sene 500 cilt gazete ve 100 cilt dergi daha ekleniyor kütüphaneye...
Kütüphanede cilt ve onarım bölümleri de var tabii.

DÜNYA KİTAP BAŞKENTİ

1997 yılında dijitalizasyon çalışması başlamış. Nadir eserlerden başlayarak bugüne kadar 1 milyon sayfa elektronik ortama alınmış. Her gün 36 uzman burada çalışıyor. Kullanılan teknolojinin tamamen Türk ürünü olmasına da ayrıca sevindim.
Müdür Ramazan Minder, bir projesinden bahsetti: 2016 yılında İstanbul’un “UNESCO Dünya Kitap Başkenti” seçilmesini sağlamak!
Çok çalışmak ve kaynak ayırmak lazım tabii. Benim gözümde en büyük projemiz budur, “Dünya Kitap Başkenti!”
Gençler, bir uğrayın buraya, kokusunu bir alın... Ünlü Mimarımız Sedat Hakkı Eldem’in eseri olan binasını, Boğaz manzarasını seveceksiniz, güzel bir kafe de var üstelik. Fakat ille de raflar, kitap ve gazete rafları...