Paylaş
Ankara Kızılay’da polis silahından çıkan mermiyle vuruldu.
14 gün komada kaldı; önce beyni, sonra kalbi durdu.
Ethem’in katline ilk günden itibaren gölge düşürmeye çalıştılar.
Bilirkişi olarak polis atanmaya çalışıldı, savcı uyandı.
TÜBİTAK’tan bilirkişi istendi, “Valla eleman yok, kalmadı, olsa kurum sizin” cevanı geldi; bilirkişi jandarmadan temin edildi.
Ailesi organlarını bağışlamak istedi, “otopsi”ye takıldı.
Otopside “göstericilerin attığı taş” değil, polis silahından çıkan mermi çekirdeği bulundu.
Cenazesi “olaylı” geçti. Cemevinden alınıp vurulduğu yere götürülmesine izin verilmedi. TOMA’lı, gazlı, fişekli bariyerli önlem aldı polis, kalabalıkları dağıttı: 108 gözaltı, 5’i ağır onlarca yaralı. Gün boyu çatışmaların gölgesinde bekleyen Ethem, Çorum’da toprağa verilirken gece olmuş gün dönmüştü...
Ethem Sarısülük’ü vuran polisin kimliği belli oldu, masa başı görevine alındığı ortaya çıktı.
Sarısülük’ü vuran memur mahkeme karşısına çıktı, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Bu serbest bırakılma kararını coşkuyla karşılayan ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na bağlı olarak görev yapan Memur Suçları Araştırma Bürosu Yazıişleri Müdürü Zeki Ünalmaz “Hâkim... Adamsın, ellerinden öpüyorummmmm” şeklinde bir tweet attı. Hakkında disiplin soruşturması başlatıldı.
Ankara’da Sarısülük anmasına satırlı saldırı düzenlendi, 2 kişi yaralandı. Antalya’da 17 polis tarafından otoparkta dövülen 3 genç “Ethem’i öldüren polis serbest, boşa kürek çekmeyelim, vazgeçiyoruz” diyerek şikâyetçi olmayacaklarını duyurdular.
Ethem Sarısülük’ün adını lekelemek için yandaş gazetelerde “Örgüt kampındaymış” diye yayınlanan fotoğraflarının askerlik görevini de yaptığı Hakkâri’de inşaatında çalıştığı jandarma karakolunda çekildiği kanıtlandı.
Ethem’in davasında tanıklık yapacak olan kişi mahkemece tutuklandı.
Tanığı tutup, sanığı bırakan hâkim “Vicdanım rahat” açıklaması yaptı.
Bir Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi, Sarısülük’ü öldürmekten yargılanan memur A.Ş.’nin “meşru müdafaa” zırhına hamle yapması üzerine dilekçeyle okuluna başvurup “Bana meşru müdafaayı bir daha öğretin” dedi.
Bazı tanıklar “Gözlerimle gördüm, vurdu Ethem’i” derken, polis tanıkların hepsi “Görmedim, duymadım” dedi.
Gün boyu çekim yapan “MOBESE” kameralarının cinayet sırasında boyunlarını eğip kadrajdan çıkmalarının tesadüf derecesini hesaplayacak formül bulunamadı!
Aile, sanık memurun salıverilmesine itiraz etti, reddedildi. Memura koruma verildi, Sarısülük ailesi ise evlerinde değilken gelen polislerin kapıcı aracılığıyla ilettikleri “Sesiniz çok çıkıyor...” cümleleriyle tehdit edildi.
Bu arada dava bir şekilde başlamaya çalıştı. Mahkeme “Bu memur, amirinden yargılama izni gelsin” diye yargılamayı durdurdu, başlattı vesaire.
Ethem’i vuran polise 5 yıl, Ethem’i anma yürüyüşüne katılan 35 kişiye 3’er yıl istendi bu süreçte.
İlk duruşmaya sanık polis memuru A.Ş., perukla, gözlükle, takma bıyıkla geldi. Polis hem içeride hem dışarıda önlemler aldı. Mahkeme Başkanı “Durun daha maç başlamadı” dedi, gerginlik yüzünden ilk duruşma tamamlanamadı.
Sanık A.Ş., Şanlıurfa’ya Koruma Müdürlüğü’ne tayin edildi.
İkinci duruşmada da polis müdahalesi vardı. Gaz vesaire, 19 kişi gözaltına alındı.
A.Ş.’nin, Şanlıurfa’dan video konferans yöntemiyle ifade vermesini kabul eden mahkeme heyeti, Sarısülük’ün avukatlarının ifade sırasında orada bulunmalarına ise izin vermedi.
Son duruşmada mahkeme heyeti çekilme kararı aldı.
Heyette bulunan bir savcı ve bir üyenin pazartesi günkü duruşmada horul horul uyuduklarını gösteren fotoğraflar medyaya yansıdı.
Uyumuşlar, kafayı koyup uyumuşlar...
HSYK “Araştırırım” dedi son olarak, bir heveslendim sormayın!
Uykuya devam, uykuya devam...
Paylaş