Paylaş
Eldivenleri bir tarafa fırlatıp açık açık konuşalım. Ola ki başımıza gelen bu dershane kavgasından daha iyi bir demokrasi çıkarabiliriz...
Ama önce şu vaybabamcılar tiyatroyu kessin bir.
Memlekete şeffaflık gelecekse herkese gelecek.
Yok öyle, başkasını çırılçıplak soyarken kendi kostümlerine el sürdürmemek, sürülünce de ortalığı velveleye vermek.
***
İlk sırayı hükümet alsın, öncelik ona ait, protokol icabı...
‘Cemaati fişlemişler’ etiketiyle tedavüle sokulan evraka baktım. MÜSİAD ve Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’yle temas da geçiyor.
İkisinin de AK Parti’ye yakınlıkları su götürmez.
Bu bir kara listeye benzemiyor yani.
Onlarla irtibatı, hükümetin sakıncalı yahut kötü referans saydığına düşmanları bile inanmaz.
Fakat bir kara liste, bir tasfiye listesi olmasa ne yazar.
Devlete memur alımlarında güvenlik soruşturması yapılmasını anladık da... Adaylar hakkında, suça girmeyen özel hayat detayları, faaliyet ve irtibat bilgilerinin ne münasebetle toplandığını anlayamadık?
Hükümet, bunu açıklayarak başlasın bir zahmet...
***
Cemaat de bize, fişlendiğini iddia ettiği kadrolarını devlet kapısında hangi tüzel kimlikle temsil ettiğini söyleyiversin.
Muhataplık statüsü nedir, devlet indindeki yetki ve salahiyeti ne?
‘Kadrolarım tasfiye ediliyor’ yaygarası basmak, o kadrolar adına hükümetle konuşmak, bir nevi toplu iş müzakeresine oturmak, grup hüviyetiyle özlük hakları kovalamak, demokratik sistemlerde memur sendikalarına tanınan cinsten bir statü değil midir?
Cemaat, niye üstüne vazife alsın bu mesuliyeti?
Bir de şu... Operasyonlarda el konulan devletin mahrem evrakı, ihtiyaç planlamasına uygun bir takvimle hep aynı mecradan medyaya sızıyor.
Hin-i hacette lazım olur diye bir kirli çıkında bekletiliyormuş intibaı vermiyor mu bu?
Günü gelince de şakırt diye servise konuyor.
Bu konuda bizimle paylaşmak istedikleri herhangi bir husus var mıdır?
Ne bileyim, işin sihrine dair bir duyumları, masum bir meslek sırrı oluşuna yönelik bir bilgileri filan...
Anlamamızı sağlayacak her türlü yardım, fevkalade makbule geçer.
‘Gazetecilik başarısı’, ‘Tesadüf işte’ ve ‘Tevafuk eseri’ şeklindeki cevaplar, geçerli seçenekler arasında yer almıyor yalnız, baştan söyleyelim de...
***
Muhalefete ise şeffaflaşma görevlerinin en basiti düşüyor.
Tutarlı olsunlar yeter, başka ihsan istemez.
Düne kadar... ‘Cemaat poliste, yargıda kadrolaşıyor’ parolasıyla hükümeti topa tutan, ‘Bürokrasiyi ele geçirdiler’ feryadıyla çıngar koparan, bu muhalefetin ta kendisi değil miydi?
Nasıl oluyor da bugün, aynı hükümeti 10 yıldır cemaati fişlemekle suçlayabiliyorlar?
Hükümet ne yapıyor, cemaati kadrolaştırıyor mu, fişleyip tasfiye mi ediyor?
Ve bunların hangisi iyi, hangisi kötü; hangisi doğru, hangisi yanlış?
Karar versinler de bilelim...
Özgür bir tartışma ortamımız var, bakın her şeyi serbestçe konuşuyoruz.
Dokunan artık yanmıyor, ne mutlu!
Paylaş