Hüzün mü depresyon mu

Depresyonun en çok karıştırıldığı hal hüzün ya da kederli olma halidir.

Haberin Devamı

Bu ikiliden ayrımı ise en basit tanımıyla “depresyon, hüzün ve kederden daha fazlasıdır” cümlesinde gizlidir.

Depresyon yaygın ve can sıkıcı sağlık sorunlarımızdan biri. Ruh sağlığı uzmanları depresyon psikiyatrik sorunların soğuk algınlığı gibi de kabul ediyor.
Benzetmeyi sorunu hafife aldıkları anlamında algılamayın, depresyon tabiî ki sıradan bir sağlık sorunu değil.
Bildiğinizden de, düşündüğünüzden de önemli sonuçları olan, sadece hayat kalitesini azaltmakla kalmayıp bazen -ne yazık ki- intiharla bile sonuçlanabilen çok önemli bir problemdir. Ama en az soğuk algınlığı kadar sık görülen bir ruhsal problem.
Depresyonun en çok karıştırıldığı hal hüzün ya da kederli olma halidir. Bu ikiliden ayrımı ise en basit tanımıyla “depresyon hüzün ve kederden daha fazlasıdır” cümlesinde gizlidir.
Depresyon hüzün ve kederle yakın bir akrabadır ama daha çok kederin, hüznün acıtanı, daha çok yaralayanı, beyin ve bedenin kimyasını daha çok bozanıdır.
Ruh ve bedenin kederle, huzursuzlukla, uyku sorunlarıyla, bitmez tükenmez bir yorgunlukla, iştah sapkınlıklarıyla, boğazı düğüm düğüm olmalarıyla, havasız, nefessiz, soluksuz kalmalarıyla ve derin bir yalnızlıkla yol arkadaşlığıdır.

NELER YAPIYOR NELER

İnsanın sadece duygularını değil, işini, gücünü, üretkenliğini, yeteneklerini değil, ilişkilerini de yıpratır. İşiyle, eşiyle, çevresiyle etkileşimlerini bozar.
Kişiyi kararsız, mutsuz, umutsuz ve huzursuz eder. Direnme gücünü azaltır. Güçsüz kılar.
Etkileri bazen sadece bunlarla da sınırlı kalmaz. Son derece efendi, son derece sakin birini öfkeli, sinirli, tahammülsüz, diken üstünde, dokunsan patlayacak, baksan kızacak, sorsan bağırıp çağıracak biri haline de dönüştürebilir.
İsterseniz biraz daha canınızı sıkayım. Depresif ruhsal örgütlenmenin karamsarlık, kötümserlik, geleceğe yönelik olumsuz beklentiler, olan bitenlere kötü yorumlar getirmeler ve endişeli olma ile de yakın akrabalığı vardır.
Depresyona yol açan kimyasal değişimler beyinde pembe hayalleri siyah endişelere, umutları karamsar bekleyişlere çevirir.
Depresif insanlar daha bir duygusal, daha bir kırılgan, daha bir hassastır. İnsanı daha sık ve daha kolay ağlatır depresyon.
Hatta bazen titrek bir mum ışığı kadar dayanıksız ve fersiz biri haline bile getirebilir.
Kısacası yukarıda da belirttiğim gibi depresyon hüzünden de, kederden de daha fazla, daha derin, daha zor bir şeydir.
Depresyon konusuna yarın da devam edeceğiz...

Haberin Devamı

Neden önemli

Haberin Devamı

Bizi hasta ediyor

Depresyon önemli bir sorun çünkü yaşamın kalitesini bozuyor. Önemli bir sorun çünkü sosyal ilişkileri, aile yapılarını, iş ortamlarını tatsızlaştırıyor. Önemli bir sorun çünkü ciddi iş gücü kayıplarına, ekonomik sorunlara yol açıyor.
Önemli çünkü sağlığı bozuyor: Bağışıklık sistemini güçsüz düşürüyor, kalp krizi, felç, kanser riskini artırıyor, uyku dengesini altüst ediyor, bel, diz, eklem, kas, kemik ağrılarına yol açıyor, kötülük hissi veriyor, yorgun düşürüyor, kemik erimesine yol açıyor, sindirim sisteminde sinirsel kolit ve benzeri sorunlar yaratıyor.

Aman dikkat

Hangi belirtiler önemli

Eğer aşağıdaki belirtilerden birkaç tanesi sizi ilgilendiriyorsa ve bazı sorunlarınız yukarıda anlattıklarımla örtüşüyorsa (veya bir yakınınızda bunlardan bazılarını gözlemliyorsanız) depresyon hakkında biraz daha bilgilenmeye çalışın ve tıbbi bir yardım istemeyi düşünün.
Uyku sorunları: Uykuya dalma probleminden ziyade uykuyu sürdürmede zorluk çekmek. Sabah erken saatlerde uyanıp uykuya tekrar geçmekte problem yaşamak.
Kendini sık ve sürekli eleştirme hali. Kendini beceriksizlik ve başarısızlıkla suçlamalar.
Daha önce sevilen şeyleri yapmaktan keyif almamaya, uzaklaşmaya, sevilen kişi ve şeylere karşı ilgisiz kalmaya başlamalar. Kısacası sevemez, isteyemez, arzu edemez hale gelmeler.
Rutin işleri yaparken bile çabuk sıkılıp bunalmalar. Bazen işi gücü bile bir kenara bırakıp kabuğuna çekilip saklanmalar.
Basit işleri bile çok büyük bir güç ve gayret sarf ederek yapma durumuna gelmeler. Çok ufak bir fiziksel faaliyette bile yorgun, halsiz düşmeler. Hatta bazen uyuşukluk hali nedeniyle parmaklarını bile kıpırdatamaz duruma gelmeler.
En sevdiklerine bile ilgisiz, duyarsız kalmalar.
Konsantre olmada zorlanmalar, kafayı bir işte, bir yazıda, bir konuda, bir süreçte yoğunlaştıramamalar ve giderek belirginleşen, derinleşen bir unutkanlık hali.

Yazarın Tüm Yazıları