‘KADER’ mi bu? Sizce Kışanak o afişte olmalı mıydı

DÜN dedim ki, “KADER, Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü’nde siyasi parti liderlerine kadın adayları hatırlatmış. Liderlerin alınlarına ‘Kadını unutma’ diye not yazmış.

Haberin Devamı

Ama afişe yalnızca Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’nin resmini basmış...
Ben de sordum:
‘Ama bir kadın genel başkan var. BDP’den Gülten Kışanak... Peki o nerede? Neden afişte yok?...”
KADER cevap göndermiş:
“Biz açıklamamızın yazılı bölümüne BDP’yi koyduk. Örnek diye gösterdik. O nedenle afişe koymadık...”
Tamam, ben bu cevaba iyi niyet göstererek inanıyorum.
Ama hâlâ anlamadığım bir şey var...
Neden bir pozitif örnek olarak BDP o afişte yer almadı?...
Mesela dördüncü lider olarak Gülten Kışanak afişte olabilirdi.
Ve hatta alnına değil...
Bütün kadınlar için...
Tam kalbine “İşte böyle olmalı” diye de yazılabilirdi.
O yüzden soruyorum:
“Bir kadın genel başkan olarak...
Ve en önemlisi bir örnek olarak o afişe BDP lideri konulsaydı ne olurdu?”
Yalnızca yazmak yetmez...
Çünkü artık görsel bir çağdayız...
Sana da soruyorum ey okur:
“Kışanak o afişe sizce neden konulmadı?”
İnanmak istemiyorum ama yine de sormadan edemiyorum:
“Sakıncalı olduğu için mi?”

LİDER VEKİLİ

KADER meselesi tam üstüne geldi ve işte yine yazıyorum.
Liderlerin iki dudağı arasındaki adaylardan tam demokrasi çıkmaz.
Çünkü itiraz çıkmaz. Eleştiri çıkmaz. Aykırı yorum çıkmaz.
Milletvekili seçimlerinde kaçıncı sıraya alınacağını...
Ya da bakan olduğunu son dakika liderinin ağzından öğrenen bir vekil, ne kadar halkın vekili olabilir ki...
Lider vekilidir o...
Oysa gerçek demokrasi başka bir özveri gerektirir.
Liderden önce halkın sevgisini kazanmak ister.
Örnek mi?
Bakın şimdi Almanya’da muhafazakârlar ile sosyal demokratlar arasında bir koalisyon görüşmesi sürüyor.
İki partinin liderleri bir araya geldi. Konuştular. Ve anlaştılar...
Ama yetmez...
Sosyal Demokrat Parti (SPD) önce bütün delegelerini topladı.
Saatlerce koalisyona neden “evet” dediklerini anlattı.
Yetmedi.
Şimdi 473 bin üyesine mektup gönderiyor.
“Lütfen genel merkeze fikrini bildir” diye...
Bunun için de saatte 20 bin mektubu açabilen bir makine aldılar.
Değeri 1 milyon Euro...
Ve şimdi SPD genel merkezi üyelerinin görüşünü bekliyor
Görüş istemek demokratik bir gelenektir.
Ama o görüşe saygı duyup hakkını vermek de tam demokrasidir...
Ve tam demokrasi herkesin KADER’i olmalıdır...

Yazarın Tüm Yazıları