Başbakan konuştukça anladık

AKP’nin iktidara geldiği ilk yıllarda Başbakan’ın gençlere dair konuşmaları çok geneldi.

Haberin Devamı

2003’te gençlere Atatürk’ün çizdiği yolda koşmayı tavsiye etti: “Gençlerden tek dileğimiz çağdaş eğitimin gereğini yapıp dünyaya örnek bir Türkiye için çalışmaları.”
Aynı yılın sonlarında gençlere doya doya gençliklerini yaşamalarını söylemiş, geleceğin Türkiye’sinin demokratikleşmesini tamamlamış bir ülke olacağının sözünü vermişti.

*

Takip eden birkaç yıl boyunca Başbakan gençlere dair en çok AKP Gençlik Kolları toplantılarında konuştu.
2005’te mesela AKP’li gençlere “Sizin kurtuluş reçeteniz muhafazakâr demokrat kimliğiniz. Biz muhafazakârız. Çünkü tarihi köklerimize bağlıyız, Müslüman Türk’ün aile yapısını korumakta kararlıyız” diye seslendi.
Aslında baştan beri tutarlı; asla farklı bir şey söylemiyordu, sadece bu konuda şimdiki kadar çok konuşmuyordu.

*

2008’de AKP Gençlik Kolları Kongresi’nde partisinin gençliğine, “Biz çok çektik” diye dert yandı. Sanırım ilk kez o yıl genç kadınlara, “Türk milletinin kökünü kazıyacaklar.
3 çocuk doğurun”
çağrısını yaptı.

*

Başbakan’ın kendilerinden olmayan gençlerle ilk medyatik takışması 2009’da gerçekleşti.
Harbiye Kongre Vadisi’nin inşaatını gezerken, Unirock Festivali için orada bulunan ve metalci selamı yapan gençleri, korumaları yanlış anladı. Gençler sabahı karakolda etti. Ertesi gün Başbakan, “Gençliğimizin bir bölümünün halini gördük. Üzüntü vericiydi” dedi ve kontrolsüz ahlaki erozyona karşı aileye sahip çıkacaklarını dile getirdi: “Kendi başına bırakılan unutmayın ya davulcuya ya zurnacıya...”

*

2011’de muhafazakâr demokrat gençlik hayalleri devlet politikaları olarak önümüze gelmeye başladı.
Örneğin 2011’de evlenecek gençlere eşyalı,
25 yıl vadeli ucuz konutlar vaat edildi.
Yine aynı dönemlerde Başbakan, YGS sınavını protesto eden gençlerin karşısına 5-10 bin genç koyabileceğini açıkladı.
“Yüzde 50’yi sokağa dökerim” sözlerinin ısınma turlarıydı yani...

*

2012’de Başbakan bombayı patlattı.
Hedeflerinin dindar gençlik yetiştirmek olduğunu söyledi: “Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kalbinin, kininin davacısı bir gençlik.”
Dindar gençlik sözlerine gelen tepkilere cevabı daha da yüksek perdeden oldu:
“Ateist gençlik mi yetiştirmemizi bekliyorsunuz? Bu gençlik tinerci mi olsun?
Bu gençlik büyüklerine isyankâr mı olsun?
Bu gençlik milli,
manevi değerlerinden kopuk mu olsun?”
Kanaatince dindar olmayan gençler ahlaksızlığa, boşluğa, maddeciliğe yöneliyor, emperyalizmin tuzağına düşüyordu.
2012 sonunda gençlere, “Evleneceksiniz. 2071’in neslini siz yetiştireceksiniz. Onlar ilk 10’dakinden farklı
bir yere taşıyacaklar
bu milleti”
dedi.

*

2013 başından beri dedikleri hatırınızdadır zaten...
Gençlerin ne ayyaşlığı kaldı ne çapulculuğu...
Vapurdan inen gençlerin kıyafetlerine, sevgilisinin kucağına oturanların
tavrına veryansın etti.
Kızlı-erkekli ev meselesi malumunuz.

*

AKP ilk iktidara geldiğinde bizi bugünlerin beklediğini hissediyordum.
Sonra bir dönem önyargılı olduğumu düşündüm, hislerimi sıfırladım.
Geldiğimiz nokta
bana gösterdi ki...
İlk izlenimden pek sapmamak lazım...
Genelde şaşmaz.

Yazarın Tüm Yazıları