Uzaktan eğlenceli Diyarbakır izlenimleri

- Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir’in Başbakan Erdoğan’ın ellerine dokunmasını izlerken şuna kanaat getirdim: Baydemir’in el temasına dayalı bir diplomasisi var ve bunu ısrarla sürdürüyor.

Haberin Devamı

- Kanaat getirdiğim bir başka şey de şu: Sırrı Sakık var ya... Bence o BDP’nin yarı resmi protokol müdürü... Ne zaman devlete ait bir alanda resepsiyon, tören, karşılama falan söz konusu olsa... Sırrı Sakık orada...
- Diğer Sırrı ortalarda yoktu... Neredeydi acaba?
- Barzani “ortalama” bir konuşma yaptı ama tercümanı için “ortalama bir çeviri yaptı” diyemeyeceğim... Çünkü çeviri gerçekten berbattı.
- Başbakan Erdoğan “barış” dedi, “kardeşlik” dedi, “özgürlük” dedi... Ama bunları derken öyle bağırdı ki bir an mesajlarına yoğunlaşmam mümkün olamadı.
- Barzani varsa Leyla Zana da var... Leyla Zana’nın dün ön plana çıkışı Erdoğan’dan ziyade Barzani’nin hatırınaydı... Galiba... Sanırım...
- Başbakan Erdoğan ve Bülent Arınç törenlerde yan yanaydılar ve bir sorun yokmuş gibi yapıyorlardı... Galiba daha büyük bir barış adına küçük küslüğü bir tarafa bıraktılar...
Ya da bana öyle geldi.
- İbrahim Tatlıses, Şivan Perwer’le yapacağı düet için sağlık sorunlarını gerekçe göstererek “pek eşit şartlarda bir düet olmayacak” demişti... Şartlar eşit olmadığı halde harikaydı İbrahim Tatlıses... Şartlar eşit olsaydı ne olacaktı acaba?
- Kışanak’lar, Demirtaş’lar, Tuğluk’lar, Tuncel’ler... Diyarbakır’da olup bitenleri izlerken onların “buruk” olduğunu düşündüm... Neden böyle düşündüm? Bilmiyorum. Ama düşündüm işte...
- Şenlik kıyamet sürerken... Lice’de karakol protestosunda öldürülen Medeni Yıldırım’ın dev posterini sırtlamış annesinin tek başına yaptığı acemi protesto gösterisini izledim, Kürtçe isyanına tanıklık ettim... Kimse görmese de, göstermek istemese de günün en dokunaklı olayı buydu.

Haberin Devamı

Çok basit bir dershane yazısı

DERSHANELERİN bu denli yayılması ve büyümesi...
Normal değildir, hastalıklıdır, sorundur.
Burada dershaneciler dahil
herkes anlaşıyor.
*
Anlaşma sağlanamayan nokta şurası:
Buradan nasıl çıkılacak?
Kurtuluş nasıl olacak?
İktidar diyor ki: Kapatarak.
Benim itirazım işte buna...
*
Diyelim ki dershaneleri kapattınız...
- Kolejlerde okuyamayan ve iyi bir lise eğitimi alamayan Anadolu çocuklarının üniversite sınavlarında başarılı olmalarını nasıl sağlayacaksınız?
- Parası bol olanlar özel hocalarla üniversiteye en iyi şekilde hazırlanabilirken özel hocalar için parası olmayanlar ne yapacak?
- Eşit koşullarda hazırlık yapma imkânı olmayanların eşit şartlarda yarışmasını nasıl mümkün kılacaksınız?
Bu sorunları halletmeden dershane kapatmak zulüm olur, haksızlık olur.
*
Bu sorunları hallederseniz...
Dershaneleri kapatmanıza
gerek kalmaz.
Dershaneler öğrencisizlikten kendi kendilerini kapatmak zorunda kalırlar.

Haberin Devamı

‘Cemaat ile AKP çatışmaz’ diyordum

BÖYLE düşünüyordum.
Böyle yazmıştım.
*
Ama işte hep beraber görüyoruz:
Çatışıyorlar!
Hem de kıran kırana çatışıyorlar.
*
“Çatışmaz” diyordum çünkü...
- Erdoğan’ın Cemaat’i gözden çıkaracağına inanmıyordum.
- AK Parti’nin yerel seçime şu kadar az bir zaman kala Cemaat’in can damarı olan dershaneleri budamak için bu denli ısrarcı olabileceğini sanmıyordum.
- Hükümetin “Artık Cemaat’e ihtiyacım kalmadı” duygusunu bu denli açık edeceğine ihtimal vermiyordum.
- İktidarın Cemaat’e “seçimde el mecbur bize oy vereceksiniz” havasını meydan okur gibi basmayacağını zannediyordum.
*
Eğer son anda barış, kardeşlik, “her şey fitneciler yüzünden” noktasına varılmazsa...
Şimdilik fena halde yanılmış gibiyim.

Haberin Devamı

Ora bura

İSTANBUL’da kafasına isabet eden biber gazı kapsülü nedeniyle 155 gündür yaşam savaşı veren
14 yaşındaki Berkin için adalet talebiyle bir gösteri yapılacaktı.
Tamamen barışçıl...
Şiddetten uzak.
Ama polis müdahale etti bu eyleme ve göstericilerden birinin ayağı kırıldı.
*
Orada barışırken...
Burada savaşmak...
Olmuyor ama böyle...
Hiç olmuyor.

Yazarın Tüm Yazıları