Paylaş
“Bilinmeyen Lozan” belgeseli hakkında bu köşede birkaç defa yazı yazdım. Böylesine önemsememin sebepleri var.
Evvela Lozan Barış Andlaşması’nın
90. yıldönümündeyiz.
Lozan sıradan bir barış andlaşması değildir. Lozan’da siyasi, mali, adli, hatta sağlıkla, kutsal emanetlerle, arkeolojiyle ilgili pek çok konu tartışıldı, hükme bağlandı.
Lozan, Türkiye’nin kuruluş senedidir. Hem hukuki hem demografik olarak, “ulus devlet”in temelleri Lozan’da oluştu. İsmet Paşa ve arkadaşları Lozan’da Curzon’un Araplar adına yaptığı taleplere karşı “halifenin hakları”nı savundukları gibi, “laik devlet” terimini de ilk defa Lozan’da ifade ettiler.
Osmanlı’nın iki asırlık rüyası olan iktisadi bağımsızlığı Lozan’da kazandık.
Lozan sıradan bir barış andlaşması değildir.
SAVAŞIN EŞİĞİNDE
Lozan görüşmeleri 20 Kasım 1922’de başladı, 4 Şubat 1923’te çıkmaza girdi, dağıldı. 23 Nisan 1923’te tekrar başladı,
23 Temmuz’da imzalar atıldı.
Bu süre zarfında üç defa savaşın eşiğine gelindi.
Lozan’da İsmet Paşa, Rıza Nur ve Hasan (Saka) Bey; Ankara’da Başvekil Rauf (Orbay) Bey çok uykusuz geceler geçirdiler. En zor, en kritik kararları Gazi Mustafa Kemal verdi. Maaşları düzgün ödenemeyen orduyu Fevzi Çakmak ve Kâzım Karabekir Paşa’lar savaşa hazır tuttu.
Öbür tarafta, Fransız donanması İzmir limanından çıkmayı reddetti. Malta’daki İngiliz donanması İstanbul’daki işgal kuvvetlerini takviye etmek için yola çıktı...
Savaş yorgunu olan bütün tarafları tekrar harbin eşiğine getiren bu kritik konular neydi? Savaşın eşiğinden nasıl dönülmüş, sonunda nasıl bu uzlaşmaya varılmıştı?
“Ne istedilerse verdik” ise müzakereler niye bu kadar uzun ve çetin geçmişti?! Hiç ödün vermediysek nasıl uzlaşma olmuştu?!
ZAFER Mİ, HEZİMET Mİ!
Belgesel için çalışırken gördüm ki, Avam Kamarası’nda Lord Curzon ve partisi Lozan’ı “İngiltere’nin diplomatik zaferi” olarak savunmuş... Türkiye’nin azgın bir düşmanı olan Lloyd George ise Lozan’ı “İngiliz diplomasisinin hezimeti” diye eleştirmiş!
Curzon’un sözlerini alıp İsmet Paşa’nın hezimeti deyin... Veya Lloyd George’un sözleriyle aksini söyleyin!
Hayır, önyargıları bırakıp Lozan’ı okumak, öğrenmek gerekir.
Resmin bütüne bakıldığında Lozan’da Türk heyetinin başarılı olduğu kesindir.
Lozan’daki konular sayıca çok ve her biri son derece karmaşıktır. Bir tek kapitülasyonları bile on bölümlük, yirmi bölümlük belgesel yapmak mümkündür. Konular arasında elbette önem derecesine göre seçici davrandık ve özetledik. Tabii ki eksiklerimiz, kusurlarımız da olmuştur. Şunu içtenlikle söyleyebilirim, objektifliğe ve mümkün olanın en iyisini yapmaya çok gayret ettik.
BELGESEL EKİBİ
Çekimleri, konularına göre, Lozan şehrinde konferansın ve törenlerin geçtiği mekânlarda yaptık. Ankara’da Birinci Meclis’te ve İstasyon binasında çektik. Mudanya’da Mütareke Müzesi’nde.
Türk, İngiliz ve Fransız gazetelerinin manşetlerini ekrana getirdik.
Metnin akademik sorumluluğu bana ait. Ekranda izleyeceğiniz “Belgesel”in başarısı ise Genel Yönetmen Reyhan Yıldız, Kurgu Yönetmeni Pervin Sezer, Görsel Yönetmen Özcan Maviş ve Kameraman Serkan Topan’ın eseridir, teşekkür ederim.
Bern Büyükelçimiz Taju Sümer’e, Cenevre Başkonsolosumuz Nurdan Bayraktar’a ve Müsteşar Yunus Emre Öziğci’ye ekip olarak hepimiz müteşekkiriz.
Bu akşam CNN Türk ekranlarında buluşalım, 20.45’te bir Lozan sohbeti, ardından 21.45’te belgesel.
Paylaş