Paylaş
Ya da tam bir yıl önce AKP’nin son kongresindeki “veda konuşması” gibi. Sakin ve hoşgörülü. Ama, giriş konuşması uzadıkça, kendisi gibi düşünmeyenlere ya da muhalefet partilerine eleştiri eksik değil.
Tayyip Erdoğan’ın ayrıntılarını açıkladığı “Demokrasi Paketi” için yaptığı uzun konuşma, kendisine oy vermeyen yüzde elli hariç, Atatürk, Menderes, Özal ve şehitlere de vurgu yaparak, kendi kitlesini ayakta tutmayı amaçlıyor. Ona oy verenleri birleştirmeyi öne alıyor. Kürtlere, Alevilere, Romanlara çiçek gönderiyor.
KÜRTLERİ KESMEZ
Her ne kadar, “Pazarlık ve dayatma sonucu değil” dese de, Kürtlere getirilen genişleme bir yılı aşkın süredir İmralı ve Kandil ile görüşmelerde verilen sözlerin basit özeti gibi.
Kürtçe köy ve kasaba isimlerinin kabulü, çok daha önemli, özel okulda okutulmak kaydıyla, Kürtçe eğitime izin, Kürtçe propaganda yasağının kalkması, Q, X, W harflerine izin “Kürt açılımı” yönündeki adımları oluşturuyor. İlk okullarda “Türk’üm, doğruyum, çalışkanım” andına Kürtler itiraz ediyor, paketle birlikte, o ant kalkıyor.
Bununla beraber, bu adımların Kürtleri keseceğini, onları memnun edeceğini sanmıyorum.
ALEVİ, ROMAN, SÜRYANİ
Nevşehir Üniversitesinin adı Hacı Bektaş-ı Veli olarak değişiyor. İstanbul’da üçüncü köprüye verilen Yavuz Sultan Selim adıyla Alevilere denge sağlanıyor. Alevileri de kesmez. Çünkü, Alevi topluluğuna doğrudan verilen bir hak yok.
Roman Dil ve Kültür Enstitüsü ile Romanlar unutulmuyor, mallarını geri vererek Süryaniler isteklerine kavuşuyor. Bu iki grup en azından hatırlanmış oluyor.
Kamusal alanda türban yasağının kalkması doğrudan kendi seçmenine selam. Kurban derileri ile yardımların yine kendi seçmen tabanına yakın derneklere akmasının önünü açarak onlara desteğini eksik etmiyor.
SİYASAL SİSTEM
Partilere Hazine’den yardım, örgütlenme ve üyelik kolaylıkları 12 Eylül’ün getirdiği depolitizasyonu kırar nitelikte.
Barajın inmesi küçük partilere, dar bölge ise büyük partilere yarayan sistem. Üzerinde uzun süre tartışılacak öneriler. Sistemin bugünkü gibi kalması uzak olasılık. Siyasal sistem bu paketin gerçekleşmesi halinde ciddi değişime uğrayacak.
KİMSEYE DANIŞMADAN
Paket “Tüm toplumu ilgilendiren, on yıllardır ihmal edilen demokratik eksiklikleri gidermek için” hazırlanıyor ama hiçbir sivil toplum örgütüne, partiye, hiçbir üniversiteye danışılmadan hazırlanıyor. Her zamanki gibi, kendin pişir kendin ye vaziyeti. Kendi ilişkilerini ve hesaplarını içeriyor.
Hazırlanması ve sunumu tam bir propaganda eseri. Pek çok TV, hele bazıları “gün boyu” demokrasi adına döktürüyor da döktürüyor.
Bütüne bakıldığında, kendi yüzde ellilik tabanını sıkıca koruyan, bazı gruplara çiçek atan, Cumhurbaşkanlığı hamlesi gibi. Diğer yüzde elli yine dışarıda kalıyor.
Paketteki temel eksiklik
TUTUKLU gazeteciler, tutuklu öğretim üyeleri, doktorlar, tutuklu öğrenciler ya da sırf ifade özgürlüklerini kullandıkları için haklarında dava açılan insanlara bu demokratikleşme paketi ne getiriyor? Hiç.
Madem demokratikleşme, demokrasinin en temel haklarından biri olan ifade ve basın özgürlüğüne dönük düzenleme nerede? Yok.
İktidarın istemiyle görevlerine son verilen gazeteciler bu paketle görevlerine dönüyor mu? Hayır. Paketteki en temel eksiklik basın ve ifade özgürlüğüne dönük hiçbir iyileştirmenin olmayışı. Demokrasinin olmazsa olmaz kuralı eksik ise, paket hayli delik.
Toplantı muhaliflere yasak
ADIYLA çelişen bir demokratikleşme paketi. Nerede çelişiyor? İktidara muhalefetiyle bilinen bazı medya kuruluşları demokrasi paketinin açıklandığı basın toplantısına davet edilmiyor, alınmıyor.
Basın toplantılarına davet olabilir, ama “Sen, sen, sen katılamazsın, sizlere yasak” denilemez. Dünyada böyle bir uygulama yok. Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakan ya da herhangi bir kurumun yetkilisi basın toplantısı yapacağını duyurduğunda, buna katılım toplantıyı düzenleyen tarafın değil, katılacak olan kurumun iradesine bağlı.
Demokrasi paketi, demokrasiye aykırı tavırla açıklanıyor. Hem konuşmasında “birlik ve beraberliği” sıkça vurguluyor, hem de muhaliflerini toplantıya almayarak ayrımcılığını eksik etmiyor.
Paylaş