Paylaş
Kilogramı 2 TL’ye mal edilen sahte ballar, kavanozlara doldurulup televizyon kanalları ve internet üzerinden “organik kovan balı” diye kilogramı 20 TL’den satılmaya
devam ediliyor.
SADECE televizyon reklamlarıyla yetinmeyip, işi kendi kanallarını kurmaya kadar vardıran sahte balcıları ceza ve teşhirler de durduramadı. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 11 bin TL para cezası kesmiş ve sahte balcıları teşhir etmişti. Ancak onar “3 kavanoz alana biri bedava”, “kilolarca bal 100 lira” sloganlarıyla satışı sürdürüyor.
20 LİRAYA SATILIYOR
Kilogramı 2 TL’ye mal edilen sahte balları, sadece televizyon kanalları üzerinden değil, internette oluşturdukları sanal mağazalar aracılığıyla da kavanozlara doldurulup, “organik kovan balı” diye kilogramı 20 TL’den satıyorlar. Buna da balların arıya bile gerek kalmadan yüksek früktozlu mısır nişastası kullanılarak takliti en kolay ürün olması yol açıyor. Yüksek früktozlu mısır nişastasından oluşturulan şuruplara, esans, enzim ve polen katılarak üretilen sahte balalları tadından, renginden, akışkanlığından anlamak mümkün olmuyor. Bunun için donanımlı bir laboratuarda tüm analizlerinin yapılması gerekiyor. Tek bir analizle bile doğal ya da sahte olup olmadığı anlaşılmayabiliyor. Tüm analizlerin teknik donanımı yeterli laboratuarlarda yapılması gerekiyor.
CEZAYA RANT ENGELİ
Böyle olunca da rant büyük oluyor. Uygulanan cezalar, devreye sokulan yaptırımlar caydırıcı olmaya yetmiyor. Kaliteli, yenebilir, sağlıklı ve doğal bir balın sofralara ulaşıncaya kadar 62 ayrı analizden geçmesi gerekiyor. Bunların ilki her tenekeden tek tek numune alınarak yapılan balda ticari glikoz olup olmadığının kontrol edildiği analiz oluşturuyor. Ardından balın cinsinin, balın su içeriğinin belirlendiği analizler yapılıyor. Prolin, Fruktoz, Glikoz, Sakkaroz gibi analizle balda olması gereken doğal şeker miktarları kontrol ediliyor. Bu analizlerle bala dışardan müdahale olup olmadığı anlaşılıyor. Arılara şeker yedirilip yedirilmediği de analizler sonucunda ortaya çıkıyor. Bala yol kenarındaki asfalttan, egzoz gazından ya da tenekeden zararlı metallerin bulaşıp bulaşmadığı bakır, kurşun, çinko, kadmiyum gibi analizlerle tespit ediliyor.
Piyasadaki markalı balların büyük bölümü bu analizleri yapıyor. Ancak, markasız balların hiç birinde bu analizler yapılmıyor. Üreticiler, krem ile süzme bal arasındaki farklarla ilgili olarak da krem balların süzme balların kontrollü olarak kristalize edilmesiyle geliştirildiğine değiniyor. Sadece fiziksel bir süreci kapsadığına ve balın kimyasal içeriğinde herhangi bir değişikliğe yol açmadığına dikkat çekiyor.
Ballarda renk ve kıvam farklılığı
BALIN rengi arının gezdiği çiçeklere göre aldığı nektara göre değişiklik gösterebiliyor. Akışkanlığı da balın kovandan erken sağımıyla ilgili oluyor. Rengi akışkanlığı da belirli sınırlar dahilinde değişkenlik gösterebiliyor. Açıkta satılan balın kontrolü yapılamıyor. Laboratuvar ortamında test edilmedikleri için açık balların içerisinde şeker, antibiyotik gibi katkıların olup olmadığı bilinemiyor. Markalı ballara, yönetmelik gereği tüm bu kontrolleri yapmaları şart koşuluyor.
Balda son kullanma tarihi
BALDA son kullanma tarihi yok. Mikrobiyolojik açıdan herhangi bir bozulma olmadığı için, hatta gelişen mikroorganizmaları yok ettiği için bozulmuyor. Sadece güneş ışığından ve sıcaktan korumak gerekiyor. Bunun da nedeni sıcaklığa bağlı olarak içerisinde kansorejen bir madde olan HMF artması gösteriliyor. Bir kişi kilo başına her gün ortalama 1 gram bal tüketmeli.
Paylaş