Paylaş
Azmakıyla, ördekleriyle, Nail Çakırhan mimarisiyle, ormanın yanından girilen deniziyle meşhur bir cennet köşe.
Eşsiz doğası nedeniyle Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde bulunuyor.
Bir de Türkiye’nin 9 “yavaş kent”inden biri.
Uluslararası “cittaslow” (yavaş kent) oluşumuna Seferihisar’dan sonra ikinci olarak girmeyi başardı.
*
Sakinlerinin doğasına da mimarisine de hassasiyetle sahip çıktıkları bu belde şimdilerde imar tehlikesiyle karşı karşıya.
Bundan birkaç hafta önce Akyakalılar beldelerindeki 20 dönümlük zeytinlik alanın imara açılacağını bir gazete haberinden öğrendiler.
İşin aslını araştırdıklarında öğrendiler ki, 2012’nin aralık ayında 20 dönümlük bu hazine arazisi Özelleştirme İdaresi’ne geçiyor.
Özelleştirme İdaresi burayla ilgili bir imar planı yapıp Akyaka Belediyesi’ne gönderiyor.
Belediye itiraz ediyor, bir dava açılıyor ama Akyakalılar bilgilendirilmiyor.
Böyle olunca Akyakalılar imar planına bir aylık itiraz süresinden de faydalanamıyor.
Özelleştirme İdaresi’nin imar planını 18 gün gibi çok kısa bir sürede apar topar, uzmanlardan, Şehir Plancıları Odası’ndan ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nden görüş almadan yapması da cabası.
*
Bir yanda Özelleştirme İdaresi, diğer yanda belediye yönetimi kamusal alanla ilgili bir tasarrufta bulunuyor ama oranın gerçek sahipleri olan Akyakalıları bilgilendiren, onları sürece dahil eden yok.
Bu anlamda Akyaka’da olan İstanbul’da Gezi Parkı’nda olandan farksız.
Akyaka Yerel Yönetim Platformu şimdi sesini duyurmaya çalışıyor, Akyakalılar “Biz de varız” diyor.
Talepleri net:
Zeytinlik alanın olduğu gibi kalması...
Alanın yapılaşmaya tamamen kapatılması...
Ve Özelleştirme İdaresi’nin yaptığı planlamanın da, özelleştirmenin de iptal edilmesi.
Zaten şu haliyle bu imar girişimi yasaya aykırı. Çevre Kanunu’na göre Özelleştirme İdaresi’nin Özel Çevre Koruma Bölgeleri’nde planlama yetkisi yok.
*
Bu mücadele Türkiye’deki kent hakkı, doğa hakkı mücadelesinden ayrı değil. Bu anlamda geneli de ilgilendiren talepleri var.
Örneğin, İmar Kanunu’nun değişmesini istiyorlar.
“Bu kararlar alınırken halk dışarıdaydı. Eğer kentin sahibi kentlilerse imar planlarının yapım sürecinde kentliler olmak zorunda. İmar Yasası bu yönde değiştirilmeli” diyorlar.
Yine geneli ilgilendiren diğer talepleri ise Tabiat ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma adı altında, aslında doğa koruma alanlarını yapılaşmaya ve yatırımlara açacak yasanın iptal edilmesi...
Çünkü eğer bu yasa çıkarsa Akyaka’daki mücadele boşa gidebilir.
Özel Çevre Koruma Bölgesi olmasına rağmen hükümetin alacağı bir kararla bu alan yeniden imara açılabilir.
Çıralı, yerel halkın genelden destek alarak verdiği mücadeleyle kurtuldu.
Şimdi aynı desteği Akyaka’ya vermenin vaktidir.
Paylaş