Titanik’e karo üreten fabrika şimdi Eczacıbaşı’nın

Hikâye Fransa ile Almanya sınırındaki Mettlach’ta Alman Jean François Boch’un 1748 yılında seramik kaplar üretmesiyle başlıyor.
Boch daha sonra rakibi olan Fransız Nicolas Villeroy ile ortak oluyor.
Yıl 1836.
Daha sonra iki aile aralarında evlenerek ortaklığı günümüze kadar devam ettiriyor.
Almanya ile Fransa arasında o tarihlerdeki sayısız savaşa rağmen.
Boch ailesinin 8. kuşak ferdi Wendelin von Boch, aileye ait Saareck Şatosu’ndaki öğle yemeğinde, savaş nedeniyle tuhaf hikâyeler yaşadıklarını anlatıyor.
Savaşta esir düşenle esir alanın kimi zaman akraba çıktığı oluyormuş.
Wendelin von Boch’un amcası Nejat Ezcacıbaşı’nın arkadaşı.
Kendisi de Bülent Eczacıbaşı’nın yakın dostu.
Dolayısıyla banyo ve sofra ürünlerinde de faaliyet gösteren Villeroy&Boch karo seramik işini yeniden yapılandırmayı planlayınca Eczacıbaşı’nın kapısını çalıyor.
Üretim kapasitesi çok daha büyük olan Eczacıbaşı’yla dünyaya açılmayı planlıyor.
Eczacıbaşı, 2007 yılında Villeroy&Boch’un yüzde 51’ini alıyor.
Daha sonra hissesini yüzde 75’e çıkarıyor.
Ancak aralarındaki anlaşma hisselerinin tamamının Eczacıbaşı’na geçmesine olanak sağlıyor.
2005 yılında yine Almanya’nın önemli bir seramik kuruluşu Engers’i bünyesine katmış olan Eczacıbaşı’nın karo üretim kapasitesi yılda 37 milyon metrekareyi bulmuş.
Almanya’da üç, Türkiye’de iki, Fransa ve Rusya birer olmak üzere 7 üretim tesisine sahip.
Yapı Ürünleri Grubu’nda çalışan 6 bin 500 kişinin dörtte biri yurt dışında.
Bu tablodan da anlaşıldığı gibi, Eczacıbaşı seramik karoda artık global bir oyuncu.
Ancak Eczacıbaşı CEO’su Erdal Karamercan’ın da dediği gibi, Villeroy&Boch sektörde en fazla tanınan marka olarak bu global oyuncuya büyük güç ve değer katıyor.
Saareck Şatosu’nda Wendelin von Boch ve Villeroy ailesinin 7. kuşak ferdi Nicolas Luc Villeroy ile öğle yemeğinden önce Mettlach’te 1852 yılında Avrupa’nın ilk seri üretimine geçmiş olan karo fabrikasını ziyaret ettik.
İşte orada Villeroy&Boch’un talihsiz bir şekilde sulara gömülen Titanik gemisi için 1912 yılında özel yapmış olduğu karoları gördük.
Aynı fabrika ünlü Bolshoi Tiyatrosu’nun karolarını da üretmiş.
Tiyatro yeniden restore edilirken Eczacıbaşı’na geçmiş olan fabrika eski kalıplardan yola çıkarak yeni karolar üretmiş.
Karamercan, Villeroy&Boch’un hisselerini satın aldıklarında üretim tesislerindeki teknolojiye 50 milyon Euro’luk bir yatırım yaptıklarını söylüyor.
Yani Eczacıbaşı, tarih ve kültürle beslenmiş bu değerli markayı teknolojide daha ileri bir noktaya taşımış.

Aile şirketi nasıl uzun yaşar?

BOCH ve Villeroy ailelerinin fertlerine uzun ortaklığın sırrını sorduk.
Aile şirketlerinde kriz 3. kuşakta çıkıyormuş dediklerine göre.
Eğer 3. kuşaktaki krizi atlatırsanız şirketin 250 yılı devirmesi Villeroy&Boch örneğinde olduğu gibi pek^ala mümkün.
Nicolas Luc Villeroy, aile şirketi için uzun ömrün formülünü şöyle özetliyor:
“Gelenek, üretimde çeşitlilik, uluslar arası başarı, inovasyon ve tasarım”.
Aile fertlerinin Villeroy&Boch’ta çalışmaları için de bir kaç yıl önce kriterler belirlenmiş.
Wendelin von Boch gülerek “Kriterler belirlendikten sonra başvurular azaldı” diyor.

Dünyada karoya büyük talep

KARAMERCAN’ın verdiği bilgiye göre, seramik karoda dünyada 10 milyar metrekarelik bir talep var.
Sektörün cirosu dünyada 50 milyar Euro.
Bu sektör genelde dünya krizinden pek etkilenmiyor zira özellikle gelişmekte olan ülkelerde inşaat sektörü sürekli gelişiyor.
Karamercan “Sektör Türkiye’nin yanı sıra Brezilya, Hindistan, Rusya gibi ülkelerde büyümeye aday” diyor.
Seramik karo sektöründe Almanya’da bile krizden etkilenmemiş.
Tasarım ve inovasyon bu sektörün olmazsa olmazları.
Eczacıbaşı, Yapı Ürünleri cirosunun yüzde 5’ini Ar-Ge’ye ayırıyor ve Bozüyük’te 70 kişilik bir Ar-Ge merkezine sahip.
Bu merkez inovasyonda dünyada olup bitenleri izlerken, Karamercan’ın ifadesiyle Türkiye’deki üniversitelerle bir “inovasyon network”u kurmuş.
Örneğin Sabancı Üniversitesi’yle bir nano teknoloji anlaşması yapmış.