Paylaş
‘Alvin ve Sincaplar’, ‘My Name is Earl’ gibi Hollywood yapımlarından tanıdığımız aktör Jason Lee, İzmirli Ceren Alkaç ile evlenince, daha önce hiç gelmediği Türkiye’ye sıkça gelmeye başladı. Özellikle İzmir’i çok seven Jason Lee, şimdi de Çeşme’de tatil yapıyor.
Ceren Alkaç’ın babası öğretmen Vaner Alkaç’ın çalıştığı Hasan İçyer İlköğretim Okulunu’da ziyaret eden Jason Lee ve ailesi, öğrencilerden yoğun sevgi ve ilgi gördü. Türk çocuklarının gururlu olmaları ve şükretmeyi bilmelerinden etkilendiğini anlatan Lee, özellikle birliktelik kültürümüze hayran kalmış.
Birkaç yıl içinde Çeşme’den mutlaka ev alacağını söyleyen Lee ile bakarsınız, başka Hollywood yıldızları da Çeşme’ye akın eder...
- İzmir’e hoşgeldiniz. Bu ilk gelişiniz mi?
- Jason: Hayır, ikinci gelişim. Birkaç yıl önce gelmiştik. O zaman da okulu ziyaret etmiştik.
- Eşinizle tanışıp İzmir’e gelmeden önce Türkiye’ye gelmiş miydiniz?
- Jason: Tüm dünyayı gezdim ama Türkiye’ye gelmemiştim. İstanbul hakkında çok güzel şeyler duymuştum. Ama doğruyu söylemek gerekirse birçok Amerikalı’nın kafasında Türkiye deyince yanlış fikirler oluşuyor.
LONDRA’DA KONSERDE TANIŞTIK, İNTERNETDEN CEREN’İN İZİNİ SÜRDÜM
- Ceren siz İzmirlisiniz değil mi?
- Ceren: Evet ben İzmirliyim. Büyükannem, babam İzmir’de, annem ise Çeşme’de yaşıyor. Ben İzmir doğumluyum ama bebekken ailem Avustralya’ya göç ettiğinden ben Avustralya’da büyüdüm. Fakat sonra İzmir’e döndük.
- Peki nasıl tanıştınız?
- Ceren: Londra’da tanıştık. Ben bir arkadaşlarımın konseri için oradaydım. Jason da oraya geldi ve tanıştık. Sonra ben İzmir’e babamın yanına geldim. Fakat Jason ile yazışmaya başladık ve ben sonrasında Amerika’ya gittim.
- Jason: Ben tatil için Londra’ya gitmiştim. O konserde Ceren ile tanıştık ama sonra Ceren döndü. Ben onu internetten araştırdım ve mesaj attım. Sonra yazışmaya başladık ve sonrasında O, Amerika’ya geldi.
HOLLYWOOD YILDIZINDAN MESAJ ALINCA ÇOK ŞAŞIRDIM
- Bir aktör hem de Hollywood yıldızıından samimi mesaj gelince yok artık dediniz mi?
- Ceren: Demez miyim, inanamadım. Ama sonra yazıştıkça herşey ilerledi, evlendik ve şimdi iki çocuğumuz var.
- Siz o sırada ne iş yapıyordunuz?
- Ceren: Eskiden modellik yapıyordum. Türkiye, Avustralya, İngiltere arasında dolaşıyordum. Amerika aklımda yoktu. Şimdi çocuklarımla ilgilensem de artık kariyerimde yön değiştirmeye karar verdim. Oyunculuk, müzik sevdiğim alanlar. Aileme öncelik vererek bu konularda birşeyler yapmayı düşünüyorum.
KOMİK KARAKTER EARL BURADA ÇOK BENİMSENMİŞ
- Jason, Türkiye’de en çok ‘My name is Earl’ adlı diziyle tanınıyorsunuz.
- Jason: Farkındayım. Uçakta gelirken tüm Türkler bana ‘Hey, Earl’ diye sesleniyordu. Hepsi Ceren’i, hatta çocuklarımızı bile biliyorlardı. Bu kadar ilgili olmalarına şaşırdım. Sanıyorum dizi komedi olduğundan ve sizin kültürünüze yakın hissettiler. O nedenle başka filmler yapsam da hala bunu hatırlıyorlar. Belki bir de bıyık yüzündendir.
- Şimdi Amerika’da nasıl projeleriniz var?
- Jason: Artık işin daha çok yapımcılık kısmına geçtim. Kendi firmamla yapmak istediğim birçok proje var. Aktör olarak devam ederken işin yapım kısmıyla da ilgilenmek amacındayım. Hatta bu aralar hem oynayacağım hem yapımcı olacağım bir iş üzerinde çalışıyoruz.
TÜRK FİLM SEKTÖRÜYLE ÇALIŞMAK İSTİYORUM
- Türk sanatçılar ya da sinema sektörü hakkında bilginiz var mı?
- Jason: Pek yok açıkçası. Türk sineması hakkında iyi şeyler duydum. Bir de Timuçin Esen ile tanışmıştık.
- Peki Türkiye’de film çekmeyi düşünür müsünüz?
- Tabii. Kesinlikle. Hatta buradaki tatilimiz bitince İstanbul’da birkaç gün kalıp yapımcı, yönetmen ya da senaristlerle görüşmeyi planlıyoruz. Türk film sektörünü daha yakından tanımayı istiyorum.
BİRLİKTELİK VE BİRLİĞİNİZE HAYRAN KALDIM
- İzmir hakkında neler düşünüyorsunuz?
- İzmir çok Avrupai bir şehir. Akdeniz havası harika. Kemeraltı, Kızlarağası bir çok güzel yer var. İzmir’i çok beğeniyorum. Bir de kültürünüz hoşuma gidiyor. Birlikteliğiniz, birliğiniz çok imrendirici. Amerika’da aile bağları sizinki kadar sıkı değil. Sizse birleşip tekleşiyorsunuz. Kültürünüz, birlikte kahvaltılarınız, sohbet edilen akşam yemekleriniz, yemekleriniz harika…
- Hangi Türk yemeklerini sevdiniz?
- Biz unlu mamuller yemiyoruz. Ama süt ürünleri harika. Beyaz peynire bayıldım, ballar, Ceren’in annesinin yaptığı reçeller, yoğurtlar harika. Amerika’da süt ürünleri kesinlikle bu kadar güzel değil.
ÇEŞME’DEN EV ALACAĞIZ
- Şu an Çeşme’de tatil yapıyorsunuz. Beğendiniz mi?
- Çeşme mükemmel. Tam bir tatil yöresi. Deniz kenarında yürüyorum, balık mezatına gidiyorum, Alaçatı’da dolaşıyorum. Güzelliğine hayran kaldım.
- Peki yerleşmeyi ya da buradan bir ev almayı düşünür müsünüz?
- Kesinlikle düşünüyoruz. 2-3 yıl içinde Çeşme’den ev alacağız. Hatta şimdiden bakmaya başladık. Çocukların hem aileleri ile birlikte olması, hem de buranın kültürünü tanımalarını istiyoruz. Ama hepsinin ötesinde Çeşme’de denize karşı bir eviniz, bir de küçük de olsa bir tekneniz olsa başka şey istemez insan.
ÇOCUKLARIMIZIN İSİMLERİ DEĞİŞİK GELİYOR
- Siz aynı zamanda profesyonel kaykay yapıyormuşsunuz. Buna devam ediyor musunuz?
- Jason: Eskiden öyleydi. Fakat şimdi sadece keyif için yapıyorum. Önceki evliliğimden olan 9 yaşında bir oğlum var, adı Pilot. Onunla beraber yapıyoruz.
- Bu arada çocuklarınızın üçünün de adları çok değişik...
- Ceren: Evet, mesela kızımızın adı Casper. Burada Casper adlı bir hayalet çizgi filmi olduğundan herkes ‘A, hayalet Casper’ diyor. Bense hayır değil, anlamı farklı diyorum. Oğlumuzun adı da Sunny.
BURADAKİ ÇOCUKLAR GURURLU VE ŞÜKRETMEYİ BİLİYOR
- Kayınpederinizin okulunu ziyaret edince nelere düşündünüz. Bir Hollywood yıldızını okullarında görmek çocuklar için büyük süpriz.
- Çocuklar çok sıcak ve ilgili. Ama benim en çok dikkatimi çeken buradaki çocuklar Amerikalı çocuklara göre okullarına daha bağlı ve gururlular. Onları görünce Amerika’da minnettarlık konusunda ne kadar eksik olduğumuzu farkettim. Buradaki bazı çocukların oradakilere göre kesinlikle daha az şeyi var ama daha minnet dolular ve heyecanlılar. Bir de bebekleri çok seviyorlar.
- Ya evet, farkındayım. Sizin bebeklerinizi kucaktan kucağa gezdiriyorlar, öpüyorlar. Aslında yabancılar bundan pek hoşlanmaz ama siz ses çıkarmadınız.
- Evet biz Amerika’da bebekleri bu kadar öpüp sarılmayız. Ama benim hoşuma gidiyor, o yüzden rahat davranmalarını istiyorum.
Paylaş