Kadın katillerine indirim kalksın

“Kadın cinayeti” tanımlamasını kullandı ve verdikleri kararlarla kadınların hakkını hukukunu el verdiğince koruduklarını söyledi.
Bir ay geçmeden Başbakan konuştu.
Şirin öğretmen üstünden veryansın etti:
“Adam karısını 8 yerinden bıçaklıyor, öbür kapıdan serbest bırakılıyor. Bu nasıl adalettir?”
Ardından Yargıtay Başkanı söz aldı, “Şiddete sıfır tolerans” dedi ama “Bu, yargının tek başına çözeceği bir sorun değil” diye de ekledi.
Aynı dönem Fatma Şahin de kadına yönelik şiddetin tek boyutlu bir sorun olmadığına işaret etti.

*
 
Çok değil, daha bir yıl önce otorite “Öldürülen kadınlar münferittir” diyordu.
Şimdi ise en yetkili ağızlar “Bu konuda bir şeyler yapmalı” düşüncesini söze döküyor.
Bütün bu açıklamalar hükümetin kadın cinayetleri meselesini artık daha politik bir yerden ele aldığının göstergesi.
O açıdan bir ilerleme.

*

Ama kadın cinayetleri durdu mu?
Hayır.
2013’ün ilk dört ayında 72 kadın öldürüldü.
Bunların 53’ünün faili koca ya da eski koca.

*

Cinayetler azalmıyor, çünkü katil biliyor...
Ya “Akıl sağlığı yerinde değildir” raporu alarak cezadan kurtulacak.
Olmadı, “Kadın mini giydi, kalçalarını salladı” diyerek haksız tahrik indiriminden faydalanacak.
Hiç olmadı, temiz pak giyinip hâkimin karşısına geçecek, her sözünü “efendim”le bitirecek, iyi halden cezası 5-10 yıla inecek.
Bu yüzden –ideali bu olmasa da- tepeden gelen açıklamaların artması iyi.

*

Toplumda yeşeren adalet arayışı duruşma salonlarına da sirayet ediyor.
Önceden kadın katillerinin duruşmaları 6 ay ileri atılırken şimdi neredeyse her gün bir duruşma var; hâkimler duruşmaların arasına en fazla iki ay koyuyor.
Davalardan katillere müebbet hapis cezaları çıkıyor.
Yani, indirim konusu yargı bürokrasisinde tartışılıyor.
Yani, toplumsal baskı sonuç veriyor.

*

Ama kenardan dolanarak kadın cinayetleri sonlandırılamaz.
TCK töre cinayetlerini nasıl nitelikli halden saydıysa...
Katillere indirim uygulamanın nasıl önüne taş koyduysa...
Aynısı kadın cinayetleri için de olmalı.
Töre cinayetinin nasıl tasarlanıp planlandığını kabul ediyorlarsa...
Kadın cinayetlerinde de aynısı geçerli olmalı.
Karısını öldürmek için çocuklarının büyümesini bekleyenler, 15 yıl cinayeti tasarlayanlar olduğu gibi...
Karısını planlı öldürüp intihar süsü verenler de gırla memlekette.

*

Böylesine erkek bir Meclis’ten bu yasanın çıkması zor ama...
İsteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki yüzü.