Paylaş
Hürriyet’in Almanya’da başlattığı bir tepkiyle Avrupa’nın en büyük gazetecilik dayanışmasını bugün yaşıyoruz.
Hürriyet Avrupa’nın birinci sayfası bu dayanışmaya bir anıt oluyor.
Tarihi bir belge...
Bugün Almanya’daki Nazi artıklarının devlet içindeki organizasyonla katlettiği Türkler ve yabancılar için ilk duruşma Münih’te başlıyor.
Mahkeme bu duruşmaya Türk basınını almamıştı.
Ani bir karar aldık ve “Olmaz” diye haykırdık.
- Nerede basın özgürlüğü?
- Nerede demokrasi ve adalet?
Bu sorular öylesine sarstı ki Almanya’yı, bir çığ gibi büyüdü. Ve sonunda bütün Alman basını hatta Avrupa’daki meslektaşlarımız mesajlar gönderdi:
“Biz mahkemedeki yerimizi Hürriyet’e veririz”.
O kadar duygulandık ki bu dayanışma karşısında...
Gözlerimiz doldu. Tek tek arayıp teşekkür ettik.
Sonunda Türk basınını mahkemeye aldılar. Ama biz o dayanışmayı unutmadık.
Ve şimdi o mahkemeyi izleyecek tüm gazeteci arkadaşlarımıza Hürriyet’in sayfalarını açtık.
Haber atlama, özel haber kaygılarının ötesinde bu insanlık dersi için...
Avrupa’da bir ilki gerçekleştiriyoruz.
İnsanlık dışı bir suçun davasından, insanlığın en güzel dayanışmasını çıkarıyoruz.
12 YARALININ SIRRI
GEÇEN hafta Suriye’den geldiler...
Yaralıydılar...
Hastaneye yatırıldılar. Bakım, analiz, testler...
Bu sırada Obama’dan ilk kez Suriye’ye sert bir açıklama geldi:
“Eğer kimyasal silah kullanırsanız, bu kırmızı çizgidir”.
Yani “Vururuz”...
Aynı anda Ankara Gata’da Suriye’den gelen 12 yaralının kan testleri yapılıyordu...
“Ya kimyasal iz bulunursa...”
Bütün dünya basını bu sonuçları bekliyor.
İlk gelen bilgi, “Ciddi bir kimyasal iz yok” şeklinde.
Ama bu kadarla sınırlı değil araştırma...
Daha da bakılıyor. Henüz son rapor oluşmadı.
12 yaralının sırrı henüz çözülmedi.
Görünen şu:
Esad’ın savaş suçu işleyip işlemediğinin test odası artık GATA’dır.
Bütün dünya Suriye’den gelen yaralılara yapılacak testlerin sonucunu Ankara’dan beklemektedir.
Bir de “testler pozitif’ çıkarsa...
Ankara Körfez Savaşı öncesindeki hareketli günlerine geri döner.
ÇOCUKLARIN ÇAKMAK ÖLÜMÜ
3 yılda 21 çocuk, çakmağı koklayarak hayatını kaybetti.
2 liralık bir ölüm.
Alıyor çakmağı, basıyor tuşuna, başlıyor koklamaya...
İnanamıyorum buna. İnanamıyorum bu çılgınlığa. İnanamıyorum bu cahilliğe...
Çakmaktan gelen son ölümü Antalya’da bir lisenin bahçesinde gördüm.
İçim acıdı.
Bir lise öğrencisi okulun bahçesinde öylece yatıyordu.
Elinde boş bir çakmak...
Nasıl çözeceğiz bu çılgınlığı bilmiyorum...
İçimiz acıyor.
Paylaş