Paylaş
“Ne işiniz var Kandil’de” diye...
*
Sözcü gazetesi, Kandil’e giden gazetecilere laf atanların başında geliyor.
İşte dünkü Sözcü’nün birinci sayfasından iki büyük haber:
Üstteki manşet: Yerlisi, yabancısı, yandaşı ne kadar medya varsa teröristlerin inine koştu. Bir tek Sözcü yoktu.
Alttaki manşet: Kanlı terör örgütü 8 Mayıs’ta çekileceğini duyurdu... Tayyip’e büyük şok: Silah bırakmak yok.
Üstteki manşette Kandil’e gitmemekle övünen Sözcü, alttaki manşette Kandil’e giden gazetecilerden aldığı bilgilerle sürece muhalefet yapıyor.
Sormak lazım:
Madem Kandil’e gitmek olacak iş değil, o zaman oraya giden gazetecilerin verdiği bilgileri neden kullanıyorsun?
*
Gazeteciler Kandil’e gitmeseydi...
“Kabul edilemez” bulduğunuz Karayılan’ın açıklamalarını nasıl öğrenecektiniz?
Haberlerinizde ve yorumlarınızda tepe tepe kullandığınız o ayrıntılara nasıl vâkıf olacaktınız?
Yaptığınız muhalefetin malzemelerini nereden ve nasıl elde edecektiniz?
Hem Kandil’e giden gazetecilerin aktardığı bilgileri sonuna kadar kullanacaksınız, hem de haberlerini alıp kullandığınız gazetecilere “Ne işiniz var Kandil’de” diye atarlanacaksınız.
Bu köfte kaç kuruş Allah aşkına?
Yine soruyorum: Ne istiyorsun?
Şehit haberleri geldiğinde, bombalar patladığında, karakollar basıldığında, cenazeler ortaya çıktığında en çok sen feryat ediyorsun.
Şehit haberi gelmesin diye girişimde bulunulduğunda, iyi-kötü bir şeyler yapılmaya çalışıldığında en çok yine sen feryat ediyorsun.
*
Dağlarında terörist gezdiğinde, sınırdan sızmalar olduğunda, teröristler Karadeniz’e kadar geldiğinde en çok sen hırslanıyorsun.
Teröristler çekilme kararı aldığında, Türkiye topraklarını terk edeceklerini açıkladıklarında yine en çok sen hırslanıyorsun.
*
Bir kez daha soruyorum:
Ne istiyorsun sen birader?
Derdin ne senin?
Bir deyiver hele...
Genç’e öfke var, Arınç’a tıs yok
KAMER Genç ipe sapa gelmez sözlerle Bakan Fatma Şahin’i aşağılamış...
Bakıyoruz:
AK Partili kadın milletvekilleri, CHP’li kadın milletvekillerini sıkıştırmaya çalışıyorlar:
“Partinizin bir milletvekili kadınları aşağılıyor, siz de susuyorsunuz. Konuşsanıza”.
*
İyi de AK Parti’li kadın milletvekilleri!
Sizin partinizden Bülent Arınç, CHP’li bir kadın milletvekilini, kadınlığı üzerinden vurmaya çalışırken siz ne yapmıştınız?
İlkesel bir tavır koyarak gözlerimizi mi yaşartmıştınız?
Dayanışma göstermeyenin, dayanışma beklemeye hakkı var mıdır?
Akil İnsanlar projesi çöküyor mu ne?
EN başta şöyle düşünüyordum:
Akil İnsanlar projesi, iktidarın bulduğu süper dahice bir projedir.
Gerekçelerim şunlardı:
İktidar halkla yüz göz olmayacak, süreci anlatma işini başkalarına yaptıracak.
Her kesimden 63 insan, memleketin yedi bölgesinde halkı ikna edecek.
İki ay boyunca tüm yurt sathında şahane bir süreç propagandası yapılacak.
Diyordum ki:
Bu çok iyi düşünülmüş, çok iyi planlanmış müthiş bir halkla ilişkiler atağı...
*
Fakat iki haftalık deneyim şunları gösterdi:
m Örgütlü grupların, Akil İnsanlar’ı zor durumda bırakmak için her türlü girişimde bulundukları ve bulunacakları anlaşıldı.
Protestoların medyada mutlaka yer bulması, “Akiller her gittikleri yerde protesto ediliyorlar” algısına yol açtı.
Büyük bir hevesle işe başlayan bazı akillerin hevesi kaçtı. (Bakınız: Orhan Gencebay’ın “Hastayım” diyerek toplantılara katılmaması, buna karşılık ekranlarda jürilik yapması).
Akil İnsanlar’ın süreçle ilgili sorulara “Biz de ne olup bittiğini bilmiyoruz, biz sadece barışa inanıyoruz” diye verdikleri cevaplar, vatandaşta tatminsizlik duygusuna neden oldu.
Akil insanların kendi aralarında bir dil ve üslup birliğinin olmaması da sorun oldu.
Bazı Akil İnsanlar’ın kamuoyunun duyarlılıklarını kaşıyan açıklamalar yapması, sürecin aleyhine işlemeye başladı.
*
Sonuç?
Ben artık “Akil İnsanlar projesi” için “dahice düşünülmüş müthiş bir plan” diyemiyorum.
Fenerbahçe ve Cübbeli’nin duası
CÜBBELİ Ahmet Hocamız demiş ki:
“Ben dua ettim, Fenerbahçe gol attı”.
*
Hocam’a soruyorum:
Sevgili Hocam...
Allah göstermesin eğer Fenerbahçe mağlup olsaydı...
Sen yine çıkar...
“Dua ettik ama Fenerbahçe duamıza rağmen yenildi” der miydin?
Dinine, imanına doğru söyle.
Bir tane dansöz var
SERDAR Ortaç önce şöyle dedi:
“20 yılda kumarda 50 milyon dolar kaybettim”.
Maliye derhal Serdar Ortaç’ı takibe aldı.
Bunun üzerine Serdar Ortaç şöyle dedi:
“Şaka yapmıştım”.
*
Vallaha binlerce dansöz olup olmadığını bilemiyoruz ama artık elimizde bir tane somut dansöz olduğunu gayet iyi biliyoruz.
Yeni bir iş imkânı: Gizli tanıklık
HÜKÜMET gizli tanıklar için kıyak yapmaya hazırlanıyor.
Hazırlanan kanun tasarısına göre...
Gizli tanıklık yapacak kişiler, bedava sağlık sigortasından yararlanacaklar.
Bu kişiler gelir durumlarına bakılmaksızın “yeşil kartlı” gibi işlem görecekler.
Gerekli primleri devlet tarafından karşılanacak.
Bedava sağlık sigortasından gizli tanıkların aile bireyleri ve akrabaları da yararlanacak.
*
Bunun iki sonucu olacak:
BİR: “Çok sayın muhbir vatandaşlarımız”ın sayısı hızla ve olağanüstü artacak.
İKİ: Gizli tanık sayısı arttıkça her nefis bir gizli tanığın iftirasına maruz kalmanın tadını alacak.
Paylaş