Paylaş
Bu cezanın, bütçeye ciddi gelir sağlarken, sektör üzerine önemli bir mali yük bindirdiği de kesin. Bunun da ötesinde bu tür cezalar bankalara olan güvensizliği artırdığı, sektörün algısını bozduğu için de moral bozukluğunu büyütüyor.
Sektörün genelinde bu cezaların ‘salma’ olduğu, yani yönetimin ‘kârlı sektöre ek vergi’ gibi görüp ona göre bir karar aldığı yargısı hakim. Bu cezaların tümüyle bütçeye yazılacak olması, elbette bu görüşü pekiştiriyor.
Rekabet Kurumu’nun özerkliği, her bağımsız kurum gibi, son dönemde ciddi biçimde tartışılıyor. Dolayısıyla normal olarak, teknik gerekçelerle kesilen ceza olsa
bile, Kurumun siyasi bir karar almış olma ihtimalini gündeme getiriyor.
Buna karşılık bankaların hatalı olduğu, cezaya mesnet oluşturan ciddi hatalar yaptıkları da kesin. İşte bu nedenle bankaların haksız ceza yediği söylenemiyor.
‘Bankalar birbirinin gözünü oyar’, ‘Rekabetin en yoğun olduğu sektör bankacılıktır’ deniyor, tamam ama yapılan hatalar da ortada. İşte bu nedenle cezanın haksızlığı değil de, az mı çok mu olduğu, daha çok tartışılıyor.
Tüm bankacıların mutabık kaldığı konu ise Rekabet Kurumu mevzuatının bankacılık açısından uygun olmaması. Bu nedenle önümüzdeki günlerde bankalar açısından rekabeti düzenleyen yeni kuralların gelmesi, ciro tanımının bankalar açısından detaylı biçimde tarif edilmesi, belki sektördeki rekabetin koşullarını belirleme yetkisinin Rekabet Kurumu yerine, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)na verilmesi düşünülüyor. Bu olay nedeniyle Rekabet ve bankacılık mevzuatında değişikliklerin olması, artık kaçınılmaz. Daha önce Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da değişiklik olacağını söylemişti. Bankacılardan aldığım bilgi, konuyla ilgili hazırlıkların yapıldığı ve önümüzdeki aylarda değişikliklerin gündeme geleceği doğrultusunda. Bu değişiklikler, en azından bundan sonra bankaların itibarını korumak adına yararlı olacak.
ÜCRET VE KOMİSYONLAR İÇİN DÜZENLEME
Bunun yanında banka işlemlerinden alınan ücret ve komisyonlar da kamuoyunda bankaların itibarını zedeleyen unsurlar arasında. Sektörün ücret ve komisyonlarla ilgili değişiklik istediği, ekonomi yönetiminin de bu fikre katıldığını öğrendim. Bankacıların, özellikle bu konuda uzman bazı banka uzmanlarının bir süredir ücret ve komisyonlarla ilgili yeni bir mevzuat hazırlığı içinde oldukları, yakında konunun Bankalar Birliği’nde konuşulacağı söyleniyor. Oluşturulacak mevzuatın, tümüyle şeffaf bir sistem önereceği, müşterilerin işlem öncesinde açık bir şekilde ücret ve komisyonları görüp, buna göre karar vermelerinin sağlanacağı, böylece kamuoyundaki ‘bankaların haksız yere ücret ve komisyon aldıkları’ yargısının kırılmasına çalışılacağı belirtiliyor.�
SPK BANKALARI SEVİNDİRDİ
Bu arada Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) yeni yönetiminin, bankaları sevindiren bir düzenlemeye imza attığını öğrendik. Halka açık şirketler gibi bankalara da getirilen en az 3 bağımsız üye düzenlemesinde, bankaların istediği değişikliğin yapıldığı söyleniyor. Bankacılar yeni düzenleme ile en çok 3 bağımsız üye olacağını, bunların 2’sinin denetim kurullarında üye olanlardan seçilebileceğini bu değişikliğin yakında yapılacak genel kurullar öncesi banka yönetimlerini rahatlattığını söylediler. Bir büyük banka yöneticisi, daha önce bağımsız kurul üyelerine verilen ‘imzası olmadan karar alınamayacak’ konuların çok olduğunu, bu maddelerin yumuşatıldığını, bağımsız üye imzasının şart olduğu durumların sınırlandığını, bu yetkilerin de daha çok zaten genel kurul kararları gerektiren durumlar olduğu için artık banka yönetimlerini zorlamayacağını söyledi.
Paylaş