×
O kadınlardan çok özür dilerim
Paylaş
Devrim Erbil’e teşekkür borcum var. Kendisi zaten çok büyük bir sanatçı ve de inanılmaz bir insan. Bana hayatımda görebileceğim en inanılmaz sanat eserini anlattı.
Sayesinde gittim gördüm ve öyle çok etkilendim ki, şu an en büyük endişem size yeterince iyi anlatamamak.
O kadar iyi anlatabilmek istiyorum ki! Hepiniz akın akın gidin görün bu anıtı! Hatta keşke Türkiye’nin her yerine kadına şiddeti bu kadar inanılmazca anlatan bu anıt yayılsa...
Eğer Devrim Erbil bana, Dubai’deki sergisinin açılışında tanıştığımızda, Antalya’da şiddet, töre ve ahlak (!) cinayetlerine kurban edilmiş kadınlarımız adına Prof. Meriç Hızal’ın yaptığı bu tüyler ürperten anıttan bahsetmeseydi, hayatta gelip görmek aklıma gelmezdi.
Al Yazma anıtı...
AL YAZMA ANITI'NIN FOTOĞRAFLARI
Sevgili Meriç Hızal, size sımsıkı sarılıyorum bu köşeden!
Emeğinize, sanatınıza, kadınlığınıza, hassasiyetinize, yaratıcılığınıza sağlık!
Ne büyük ayıbımdır ki, haberim bile yoktu bu insanı bambaşka etkileyen anıttan.
Bir insanın görüp, karşı-sında dizlerinin üzerine çöküp gözleri dolu, tüyleri diken diken, dili tutuk, kalbi buruk bir şekilde kalakaldığı KIPKIRMIZI bir anıt.
Kan kırmızısı, kadın kırmızısı...
Cuma akşamı Antalya’ya Runtalya’da Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın Gençlere Değer projesi adına, Adım Adım koşmak ve bağış toplamak için geldim.
Ama Cumartesi günü, Al Yazma anıtını görmeye bu anıt için çok çalışmış, Akdeniz Üniversitesi’nden Prof. Dr. Gülser Öztunalı Kayır, sanatçı Filiz Otyam, ecz. Sibel Hacırcıoğlu, Kent Konseyi Ka. Koord. Ayşe Şap, endüstri tasarımcısı Tülin Sabur ile beraber gittim.
Bu güzel kadınlar Meriç Hızal’la, cinayete kurban gitmiş o kadınları ve tüm kadınları unutmamak, unutturmamak ve kadına yönelik şiddet konusunda mücadele verilmesini sağlamak, bir nebze de olsa farkındalık yaratmak üzere bu anıtı hayata geçirmişler. Ne çok emek, ne çok çaba, ne çok sabırla!
Muratpaşa Beledi-yesi’ne de helal olsun. Sahip çıkmış, inanılmaz destek vermiş.
Al yazma anıtı bir piramit gibi. Kırmızı kocaman metal plakaların üzerinde şiddete kurban edilmiş, Türkiye’nin her yerinden kadınların isimleri ve şehirleri yazılı.
Ama metale her bir isim öyle yazılı ki, içinden güneş, rüzgar, su, hava geçebiliyor.
Öldürülmüş kadınlar sanki hâlâ hayata dokunabiliyorlar bu sayede... Zemin özel bir granit. Anıtın içinde durduğunuzda, güneş yansıdığında cinayete kurban edilmiş o kadınların isimleri, üzerinize yansıyor. Yüzünüze, kolunuza, kalbinize, başınıza isimleri dökülüyor.
Mesela göğsümde “Gülsüm” yazıyordu bir anda... Elim ayağım titredi...
Sizinle bir oluyor o kadınlar bir anda... Sizin bedeninizde can buluyorlar!
Yere eğiyorsunuz başınızı, granitte kendinizi o kadınların isimleri ile birlikte yerin dibine kadar 3 boyutlu gibi yansıyan bir ters piramidin içinde sonsuza doğru giderken görüyorsunuz.
Toprağa karışıyorsunuz.
Sanki siz de onlarla birlikte ölüyorsunuz, onlar da sizinle birlikte hayata uzanıyor toprağın altından.
Yüzleşiyorsunuz ölüm ve hayat çizgisiyle!
Yağmur mu yağıyor?
O kadınların isimlerinden geçen yağmur suları sizin üzerinize göz yaşları olarak akıyor. Allah kahretsin kadına yönelik şiddeti! Kahretsin!
Rüzgar mı esiyor?
O isimlerin arasından sızan rüzgarın sesiyle, kulağınıza sesleri, isimleri fısıldanıyor sanki. Gece yapılan ışıklandırmayla, isimler gökyüzüne yansıyor bu defa...
O kadınların her biri, erkek şiddetine, töreye, apış arası ahlakına kurban edilmiş, cinayete kurban gitmiş kadınlar.
Bizim kadınlarımız.
Bizlerden onlar. Biz de onlardanız işte... Bir oluyorsunuz o anıtın içinde.
Bakın yıllarca kadına yönelik şiddet yok sayıldı.
Sonra yavaş yavaş bir yüzleşme, gerçeği görme başladı. Sonra da bu konu hakkında çalışmalar...
Aslında, tıpkı sanatçı Filiz Otyam’ın dediği gibi, nihayet özür diliyoruz o kadınlardan belki de...
Özür borçluyuz çünkü onlara, onları koruyamadık cehaletten, şiddetten.
Al Yazma anıtı, sadece Türkiye’de değil dünyada ses getirecek bir anıt. Bir eser!
Antalya müthiş sahiplenmeli Al Yazma’yı.
Yetmez, Türkiye sahiplenmeli. Ben, hem kendim hem hepimiz adına, şiddete maruz kalan, cinayete kurban giden tüm kadınlardan özür dilerim...
Çok özür dilerim!
Yonca “Al yazma”
Paylaş
