İsrail işleri

Türkiye’ye hibe edilemeyen iki Amerikan firkateyninden Beyaz Saray’ın Erdoğan’ın Siyonizm yorumunu kınamasına… Şu İsrail işleri…

Haberin Devamı

Kongre’nin çalışma ofisleri Dirksen ve Hart’ın arasında, Senato’nun yeraltı kafelerinden birindeyim. Staffer’lar (Kongre danışmanları) her masada biriyle konuşuyor.
Ben de ülkenin en etkin senatörlerinden birinin dış ilişkiler danışmanıylayım.
“Şu firkateyn işinde ne oldu biliyor musun?” dedi bir ara. “Bilmiyorum, anlatsana” dedim.
2012’nin son gününde Temsilciler Meclisi’nin kabul ettiği ama Senato’dan geçmediği için kadük olan, Türkiye’ye iki firkateyn hibe edilmesi için hazırlanmış tasarıdan bahsediyor.
“Bir dedikoduya göre tasarıyı Mark Kirk engelledi” dedi.
Dış politika konularında aktif, Cumhuriyetçi Illinois Senatörü... Ama bu tür durumlarda gizli kalmak isteyen bir senatörü deşifre edemeyeceği için de çok temkinli…
“Hımmm” dedim, “Peki bu dedikodu ne kadar güvenilir?”
“Çok güvenilir” dedi.
“O zaman bu güvenilir dedikoduya göre neymiş sıkıntısı” dedim.
“Türkiye’nin İsrail politikası” dedi.
“Açar mısın” dedim. Aynen şunu söyledi:
“Eğer Türkiye, Brüksel’deki NATO Genel Merkezi’nde İsrail’in bir irtibat ofisi açmasına izin verirse Kirk de bu işi engellemeyecek. Ver büro iznini, al fİrkateynleri…”

Haberin Devamı

ÖZGÜRLÜKLERİ NEO-CON’LAR TEMSİL EDİYOR

 Beyaz Saray’ın tam karşısındaki sokakta, think tank’çilerin her öğlen toplandıkları bir lokanta var: P. J. Clarke’s. Balık da yapıyorlar et de… Cumhuriyetçiler de gidiyor, Demokratlar da…
Bir öğlen Irak Savaşı’nın en büyük planlayıcılarından, çok bilinen bir Neo-Con ile yemek yiyoruz. Irak’ta yaptıkları yüzünden Neo-Con’lara bayılmadığımı, Obama’nın dünya görüşünün kulağa daha olumlu geldiğini ama Türkiye ile fazla yakınlaşıp yanlış sinyaller verdiği için Obama’nın da konu Türkiye olunca yanlış bir hesaplama içinde olduğunu düşündüğümü anlatıyorum.
“Ben de onu söylüyorum” dedi: “Siz bir Türk progresifisiniz ve Amerika’nın liderliğine inanmayan buradaki progresiflerin sizin ülkenize yapacağı hiçbir katkı yok. Dünyada özgürlüklerin savunuculuğunu Washington’da Neo-Con’lar temsil ediyor.”

İLK KEZ AKADEMİK SOL İKTİDARDA

“Beki de Amerika Obama’yla birlikte artık Yeni Dünya Düzeni gerçeğiyle yüzleşmiştir” dedim.
“Hayır, Amerika tarihinde ilk kez akademik sol görüşün hâkim olduğu bir yönetimin emrine girdi. Bütün olan bu. Üstelik idealizmin en tehlikelisi, pragmatik olabilen bir akademik sol bu. Çünkü başarılı olma şansı var. İsrail politikaları bile başlı başına bir tehlike” dedi.
John Kerry’nin Türkiye’ye daha adım atmadan uçakta yardımcısına Başbakan’ın Siyonizm yorumunu eleştiren bir background (isimsiz açıklama) verdirmesi... Obama’nın bu ay koştur koştur İsrail’e gitmesi... Türkiye’de birçoklarına Obama’nın da klasik Amerikan-İsrail ilişkilerinin bir savunucusu olduğunu düşündürtebilir.
 Ama kabinedeki en ufak bir atama için bile yasa tasarısı kararlarını İsrail’i düşünerek alan senatörlerle dolu bir Kongre’yle konuşmak zorunda olduğunu…
Washington’da bir blok ötede her öğlen İsrail politikasını eleştiren hâlâ birçok yerde güçlü adamların olduğunu düşünün…
Beyaz Saray’ın Başbakan’ın açıklamalarını kınayan bir mesaj yayımladığını öğrendiğimde halen Hürriyet’te hafta içi okuduğunuz kanser araştırmasıyla boğuşuyordum. Beyaz Saray’a mesaj attım. “Kente yeni döndüm. Açıklamayı atlamışım, ne zaman yayımladınız” dedim. Cevap geldi: “Sadece soran kişilere yolladık.”
Kilit mesele de bu işte. O kadar iç içe bir yapı var ki… Kendiliğinden söylemek istemeseler bile... Sorunca söylemek zorundalar…
Soran da çok olunca…
“Elbette kınıyoruz…”

Yazarın Tüm Yazıları