İkinci Oslo mu?

Milliyet Gazetesi’nden Namık Durukan’ın BDP heyetinin Abdullah Öcalan’la yaptığı görüşmenin tutanaklarını yayınlaması yeni tartışmaları beraberinde getirdi…

Haberin Devamı

Hemen belirtelim ki, çözümün konuşulduğu bir dönemde görüşmelere dair böylesine ayrıntılı açıklamaların deşifre edilmesi, süreci sonlandırmasa da, ciddi bir ‘güven krizi’ yaratacaktır…
Görüşmenin ayrıntıları ve hedef aldığı isimler bir yana yaratacağı sonuçlar yeni bir psikolojik eşik oluşturma amacı taşıyor…
Görünen o ki birileri Türkiye’ye karşı açıktan bir psikolojik operasyon yürütüyor…
Gazetede yer alan metnin, devlet heyetinin adada tuttuğu tutanakla aynı olup olmadığını bilmiyoruz.
Bunu ilerleyen saatlerde göreceğiz…
Ancak uzmanlar yayınlanan metin ile asıl görüşme tutanağı arasında bazı farklılıklar olduğunu dile getiriyorlar.
Asıl önemlisi görüşmedeki bazı bölümlerin metinde olmadığı iddia ediliyor…
BDP GÖRÜŞME NOTU ÇIKARDI ANCAK…
BDP heyetinin görüşmeden sonra notlar çıkartıp daha sonra bunları bir araya getirdikleri biliniyor…
Bu olay BDP’yi ‘olağan şüpheli’ hale getirse de, gerçekleri ilerleyen saatlerde öğreneceğiz…
Böyle bir notun BDP merkezinde olduğu, ancak notun BDP’liler tarafından değil, başkaları tarafından sızdırıldığı iddia ediliyor…
Adaya gidenler notların sızdırılmasının ‘süreci sekteye uğratıp, güveni zedeleyeceğini’ bilebilecek tecrübede insanlar…
Notların BDP’liler tarafından verildiği ortaya çıkarsa bu durum BDP’de deprem etkisi yaratacaktır..
MİT’in sızdırması ihtimali anlamsız çünkü bu olayda en çok zararı MİT ve onun Başkanı görüyor.
Aslında kimin sızdırdığının da çok önemi yok…
Burada önemli olan amacın ne olduğu?
Esas hedefin ‘çözüm sürecini sonlandırmak’ olduğu görülüyor.
Olaydan bu amaçlanmasa dahi sonuç itibarıyla buna hizmet edecektir….
Bu hadise basit bir sızdırma olayı olarak geçiştirilemez.
Nasıl ki Sakine Cansız cinayetinin ardında ‘derin yapılar’ var idiyse bu olayın ardında ‘ulusal ve uluslararası odaklar’ olduğu zamanla anlaşılacak…
‘SİZİ DE BENİ DE TASFİYE ETMEK İSTİYORLAR’
Oslo görüşmelerini kimin sızdırdığı henüz anlaşılamadı ancak Oslo sürecinin sonlanmasının nelere mal olduğu biliniyor…
Türkiye neredeyse iki yıl kaybetti…
Görüşmenin detaylarının yayınlanması bir anlamda Öcalan’ın Başbakan Erdoğan’a hitaben yazdığı ‘Sizi de, beni de tasfiye etmek istiyorlar’ tezinin hayata geçirilmesine zemin hazırlıyor…
Biran geriye yaslanın ve az biraz düşünün…
Başbakan Erdoğan’a ‘Biz olmasaydık iktidar da olamazdı’
Fethullah Gülen’e ‘Nur cemaatinin içine sızan kişi’
Hakan Fidan’a ‘yalnız bırakılmaması gereken müsteşar’
BDP’lilere ‘Devlete güvenmeyin’
İslamcılara ‘İslamcıların 40 yıllık rüyasını gerçekleştirdik’
Deniz Baykal’a ‘Deniz Baykal’ın taktiğini boşa çıkardım’
Tansu Çiller’e ‘Tansu Çillerin ikinci Atatürk olma sevdası vardı’
‘Said-i Nursi’nin köyü eski bir Ermeni Köyüdür’
‘Tayyip Beyin başkanlığını destekleriz’
Şeklinde değerlendirmeler yapan, örgütünü sert biçimde eleştiren, akla gelebilecek her konu ve kişi hakkında mütalaa yürüten bir portreyle karşı karşıyayız… Başbakan’a karşı, süreci yürütenlere karşı bu kadar cephe açan biri dolaylı olarak çözümü de engellemiş oluyor.
FİDAN YALNIZ BIRAKILMAMALI…
Öcalan’a atfedilen ‘Hakan Fidan yalnız bırakılmamalı’ cümlesi müsteşarı koruma değil, doğrudan hedef gösterme amacı taşıyor…
Böylesine açıklamalar karşısında hükümetin ve muhalefet partilerinin açıklama yapmaması anormal olacaktır.
Hükümet kanadının olayı anlamaya yönelik iç toplantılarının devam ettiği haberi gelirken benzer bir durum Habur’da yaşanmıştı.
Başbakan Erdoğan Habur’da önce tepki vermemiş, daha sonra sert açıklamalar yapmıştı…
Muhtemelen ilerleyen saatlerde benzer değerlendirmeler gelecektir…
Sızma olayının kendisi bir yana notların içeriği siyasette ve süreçte ciddi sonuçlar doğuracaktır.

Haberin Devamı

hyayman@hurriyet.com.tr
Twitter.com@HuseyinYayman

Yazarın Tüm Yazıları