Yargıtay Başkanı haklı

2dk okuma

YARGITAY Başkanı Sayın Ali Alkan, iktidar partisinin önerdiği yargı modelini eleştirdi.

Haberin Devamı

Hiçbir ideolojik kavram kullanmadan, hiçbir siyasi polemiğe girmeden, saf hukuk terimleriyle konuşan Sayın Alkan’ın açıklamalarını özetlemek bile buraya sığmaz. Ben sadece son derece kritik olan iki hususa değinmek istiyorum.

- AKP’nin taslağında HSYK’nın 22 üyesinden 16’sını Meclis çoğunluğu ve ‘başkan’ seçecek. Sayın Alkan bunu eleştiriyor, şimdi olduğu gibi HSYK üyelerinin büyük çoğunluğunun yargı tarafından seçilmesini savunuyor.

- Bugün HSYK’nın bağımsız bir dairesine bağlı olan adliye müfettişleri, iktidar partisinin taslağında, başkanlık sistemindeki ‘bakan’a bağlanıyor. Böylece ‘bakan’a, aslında ‘başkan’a bağlı müfettişler hâkim ve savcıları, hatta yüksek yargı mensuplarını teftiş edecek. Sayın Alkan bunu da yanlış buluyor. (Radikal, 21 Şubat)

Haberin Devamı

Evrensel hukuk

Sayın Alkan, uluslararası hukuk belgelerini hatırlatıyor:

- Yargı bağımsızlığını sağlayacak ilkelere devletin anayasa ve kanunlarda yer vermesini öngören ‘Birleşmiş Milletler Yargı Bağımsızlığının Temel İlkeleri’ adlı belge.

- Yargı kurullarının yapısına ilişkin somut düzenlemeleri öngören ve Avrupa Konseyi bünyesinde yapılandırılmış bulunan Avrupa Hâkimler Danışma Konseyi’nin 10/2007 Sayılı Görüşü adlı belge...

- Venedik Komisyonu’nun 2007 tarihli Adli Atamalar Raporu adlı belge...

Alkan, anayasa taslağında öngörülen modelin bu belgelere ve “Avrupa Birliği sürecinde gerçekleştirilen kazanımlara” aykırı olduğunu belirtiyor, “Geriye gidişi doğuracak tasarruflarda bulunulmamalıdır” diye uyarıyor.

Ben de bir yazımda AK Parti’nin bu modelini “çok yanlış bulduğumu” yazmıştım. (Hürriyet, 6 Şubat)

Başkanlık sisteminde

Başkanlık sistemi bakımından konu daha bir kritiktir. AKP’nin taslağında, ‘bakan’ denilen görevliler, başkanlık sisteminin gereği olarak aslında “başkanın sekreterleri”dir. Onun için Amerika’da bakanlara “sekreter” denilir. Parlamenter sistemde Adalet Bakanı hakkında soru ve gensoru verilerek denetim yapmak mümkündür. Adalet Bakanı adliye müfettişlerine baskı yaparak yargıya müdahale ederse, bunu Meclis’te sorgulama imkânı vardır.

Başkanlık sisteminde ise bu mümkün değildir.

Evrensel hukuk belgelerinde, adliye müfettişlerinin parlamenter sistemde bile bakana bağlı olması kesinlikle reddedilirken, siz tutun, adliye müfettişlerini “başkanın adliye sekreteri”ne bağlayın! Yargıtay ve Danıştay üyelerini bile onlar teftiş etsin!

Böyle bir modeli bir hukukçu meydanlarda nasıl savunur, bilmiyorum.

Haberin Devamı

2010 referandumu

2010 referandumunda ben ‘evet’ dedim. Çünkü, yukarıda zikri geçen evrensel hukuk belgeleriyle uyumlu bir model önerilmişti; yargı yönetiminde tarafsızlığı geliştirecek olan “üyelerin çeşitliliği” sağlanacaktı.

İktidar da o zaman aynı evrensel “liberal” gerekçelerle referanduma gitmiş, yüzde 58 evet çıkmıştı.

Prof. Ergun Özbudun’un CNN Türk’te belirttiği gibi, iktidarın şimdiki taslağı bunun tam tersine, “illiberal” istikamettedir.

Yargıtay Başkanı Sayın Alkan da 2010 referandumu ile getirilen “HSYK seçim sisteminin korunmasından, yani üyelerin ağırlıklı olarak yargı tarafından belirlenmesinden yana”dır.

2010 referandumunda partizanlıkla değil, liberal hukuk anlayışıyla “evet” diyenlerin, şimdi böyle bir yargı modelini benimsemelerini ben mümkün görmüyorum.

Yazarın Tüm Yazıları