Paylaş
İkimiz de gün geçtikçe artan hayvan sevgimiz dolayısıyla hayvanlara karşı aşırı duyarlıyız.
Evimizin bahçesinde beslenmesinden aşılarına kadar sorumluluğunu üstlendiğimiz 10 sokak kedisine bakıyoruz.
Galata semtindeki işyerimizde de Fatih Belediyesi Yedikule Barınağı’ndan evlat edindiğimiz Bal adında bir köpeğimiz var.
Zorro adlı kedimizin evimizin bahçesinde ölü bulunmasından sonra, semtimizin veterinerliğine terk edilmiş, bir ayağı gelişmeyip kesilen, süper Birman cinsi kedimiz Murphy’yi ailemize aldık. Evimizin asil kedisi olarak üç yıldır bizimleydi. Geçtiğimiz 29 Aralık’a kadar...
Doğuştan talihsiz oğlumuz ne yazık ki bir veteriner hatası sonucu artık yaşamıyor.
Eşim ve ben inanılmaz acılar girdabındayız.
Murphy’mizde yaşamının son iki haftasında nefes ritim bozukluğu gözlemledik. Önce her zaman gittiğimiz veterinere götürdük, o bir anormalliğin olmadığını söyledi. Tatmin olmayınca bu sefer İstinye’de bulunan başka bir veterinere başvurduk.
Veteriner, sevgili oğlumuzun düz röntgenini çekti. Sonra da bize bilgi vermeden, risk uyarısında bulunmadan ilaçlı röntgen işlemini gerçekleştirdi.
Oğlumuz odadan çıkarılıp kutusuna konulur konulmaz, ciddi bir solunum problemi oluştuğunu gördük. Durumu fark etmekten aciz veterinerin önerisiyle yavrumuz oksijen çadırına konuldu. Ama maalesef gözlerimizin önünde bir saat kadar can çekiştikten sonra hayatını kaybetti.
Sonuçta çok sevdiğimiz oğlumuzun, bir nefes alma ritim bozukluğu nedeniyle götürdüğümüz veterinerde ölümünü seyretmek zorunda kaldık.
Bize göre bu, en azından “ölüme sebebiyet verme”
suçu-dur ve cezalandırılmalıdır.
Değerli birkaç veterinerden öğrendiğime göre, çocuğumuza zerk edilen ilaç kalp ve akciğer problemi taşıyan hastalarda kesinlikle kullanılmamalıymış, bu ilacın prospektüsünde de açıkça belirtiliyormuş.
Güzin Hanım, canımız kadar sevdiğimiz kedimizi bir veteriner hatası yüzünden kaybettiğimizi kabul etmek bize çok zor geliyor.
Hayvan hakları konusundaki hassasiyetinizi bildiğimizden sizden destek istiyoruz.
Çocuğumuzun kaybından iki gün sonra tüm gücümü toplayarak o veterineri ziyarete gittim. Kendisine üzüntümüzü anlattım. Bu olaydaki ihmalini kabul etmesini, kısmen de olsa acımızı bir nebze azaltmak adına Yedikule Barınağı’na mama ve malzeme bağışında bulunmasını, bunu oğlumuz Murphy adına yapmasını teklif ettim.
Maalesef hatasını kabul etmedi, bağış yapmayı da reddetti.
Özetle; bu insan hatta bu kurum afişe edilmeli, bu olaydan ders alması sağlanmalı. Uyarılmalı ki, başka bir canlının hayatına kastetmesin.
Bu yazımı acılı bir babanın paylaşımı olarak kabul edin.
- Rumuz: Serdar S.
Murphy’cik için çok üzüldüm. Gerçekten içim sızladı. Ancak istediğiniz gibi kliniğin ve veterinerin adını açıkça yayınlamam mümkün değil, bağışlayın.
Yine de hayvan sahiplerine, veteriner seçiminde çok titiz davranmaları gerektiğini hatırlatmış oldunuz.
Paylaş