Yine milliyetçilik

SİNOP olayları konusunda söylenenler, nasıl aceleci ve önyargılı davrandığımızın kanıtlarıdır.

Haberin Devamı

Evvela, Başbakan, “CHP ve MHP tabanından oluşan grupların” bu provokasyonda yer aldığını söylemişti. Halbuki BDP’li Sırrı Süreyya Önder, Sinop MHP İl Başkanı’nın kalabalığı yatıştırmaya çalıştığını, “MHP’nin vebali olmadığını” belirtti. BDP’liler, olaylar için CHP’li Belediye Başkanı Baki Ergül’ü suçlamışlardı, bunun yanlış olduğu anlaşıldı, Sırrı Süreyya Önder, Sinop Belediye Başkanı’ndan da özür diledi!

Demek ki, Başbakan’ın bu iki partiyi suçlaması haksızmış. Dünkü yazımda ben de Başbakan’ın Sinop olayları yüzünden CHP ve MHP’ye yüklenmesini, meseleye particilik gözüyle bakmasını eleştirmiştim.

Öbür yanda, CHP’li Haluk Koç, AK Partili bir ilçe belediye başkanının fotoğraflarını dağıtarak iktidarı suçladı. Bunu tepki olarak söylese de aynı
şekilde particilik gözüyle bakmanın bir tekrarıdır bu.

Haberin Devamı

VE GLADIO YAPMIŞ!

BDP’lilere bakılırsa, Sinop ve Samsun olaylarını “gladio” yapmış... Bu “gladio, derin devlet” gibi esrarengiz kavramlar Hitler’in “Yahudi komplosu”na, Bolşevizm’in “emperyalizm”ine döndü,  her yerde hazır ve nazır! Bir kanıt var mı, yok, yakıştırma sadece.

Sinop ve Samsun olaylarında iktidarın da muhalefetin de görmesi gereken gerçek, toplumdaki gerilimdir. Türkiye’de etnik kutuplaşma o boyutlara gelmiştir ki, en kolay alevlenebilir genç kesimlerde böyle hareketler patlak veriyor! Öbür yanda, BDP’li kalabalıklar da bölgede AKP’nin seçim bürolarını az mı tahrip ettiler?

Tunceli’de CHP’nin seçim bürosunu tahrip etmediler mi?..

Particilik gözüyle bakınca, toplumdaki etnik gerilim gözden kaçıyor. Bu gerilimi düşürecek yapıcı bir üslubu siyasette geliştirmek de mümkün olmuyor.

MİLLİYETÇİLİK KAVGASI

Son milliyetçilik tartışmaları da böyle particilik savaşlarının bir örneği... Hangisinin ağzından teorik bir analiz, bilimsel bir referans duyduk?

Bugün, 30 bin militanını kaybettiği halde tükenmeyen, 2.5 milyon oy alan, Irak ve Suriye’de dal budak salan bir Kürt milliyetçiliği hareketi var...

Şimdi MHP’li Türk milliyetçilerine ve CHP’li Atatürk milliyetçilerine bir soru: Ne yapmalı?

Bu konuda Türk milliyetçiliği ve Atatürk milliyetçiliği üzerine yazılmış eserlerde bir cevap bulamayız, zira bütün bu eserler Kürt hareketinin bulunmadığı veya yok sayıldığı zamanlarda yazılmıştır; ilgilendikleri sorunlar başkadır...

Hatta Mustafa Kemal Paşa’nın “Amasya Protokolleri” bile Kürtlerle ilgili bölümler sansürlenerek yayınlanmıştır.

Takrir-i Sükûn veya Sıkıyönetim gibi uygulamalar ise bugün hayal bile edilemez.

Öyleyse nasıl bakacağız bu soruna?

Haberin Devamı

SİYASAL ENTEGRASYON

Bugünkü nesiller sorunun tarihini ve sosyolojisini inceleyerek, dünyadaki tecrübelere bir laboratuvar gibi bakarak ya sorunu çözecekler veya vahamet büyüyecek... Bu noktada CHP’liler ilk Kürt sorunu raporlarını kendilerinin hazırladığını, MHP’liler de bu konuda Ziya Gökalp’in yazdıklarını bari düşünmelidirler.

AKP ve Erdoğan, ortak muhafazakâr değerleri öne çıkararak bölgeden oy alıyor; almasın mı?! Türk bayraklarıyla mitingler yapıyor, yapmasın mı?! Bunun siyaset bilimindeki adı “siyasal entegrasyon”dur ve “vatan” bütünlüğü için “siyasal entegrasyon” çok önemli bir kavramdır.

Siyaset kavgasında ise Başbakan, Türk-Kürt kutuplaşmasını gidermek amacıyla söylediği “milliyetçilik” konulu sözlerinden dolayı hain diye suçlandı! Bu sadece haksız değil, etnik sorunların önemini görememekten gelen partici bir sığlıktır. Erdoğan’ın sert, kırıcı, çatışmacı üslubu siyasi kutuplaşmayı arttırıyor, bu konuda her eleştiri haklıdır. Fakat Erdoğan’ın ve partisinin siyasal entegrasyon konusundaki pozitif rolü görmezlikten gelinmemelidir. Keşke CHP de bölgede taban kazanarak aynı pozitif rolü solda yapabilse.

Erdoğan da olaylara partici gözle bakmanın ve öfkeli konuşmaların toplumu ve siyaseti nasıl gerdiğini görmezlikten gelmemelidir.

Yazarın Tüm Yazıları