Paylaş
MERKEZ Bankası’nın bugünkü Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında alacağı kararlar konusunda piyasaların kafası biraz karıştı. Piyasa oyuncularının hemen hemen tümü, bugünkü toplantıdan TL ve yabancı para cinsinden zorunlu karşılık oranlarında artırım kararı çıkmasına kesin gözüyle bakıyor. Alınacak faiz kararı konusunda ise değişik beklentiler dile getiriliyor.
Bundan yaklaşık 10 gün önce, yüksek açıklanan ocak ayı enflasyon rakamlarının da etkisiyle, piyasalarda Merkez Bankası’nın yine 0.25 puanlık indirim yapılacağı beklentisi ağırlık taşıyordu. Bunun en önemli nedeni kurların düşmesi, yani TL’nin değerlenmeye devam etmesiydi. Çünkü Merkez Bankası reel efektif döviz kuru olarak takip ettiği TL’nin değeri için120’nin eşik değer olduğunu söylemiş ve endeks 120’ye ulaşmıştı. Ocak ayı yüksek enflasyon rakamının endeksteki katkısını hatırlatan piyasa uzmanlarının bir bölümü, o zamandan bu yana 120’lik seyrin devam ettiğini, şubat ayında enflasyonun düşük çıkma beklentisi bulunduğunu belirterek, Merkez Bankası’nın bu nedenle faizde değişkilik yapmayacağını söylemeye başladı. Buna karşılık piyasa oyuncularının bir bölümü ise zorunlu karşılık artırımıyla birlikte 0.25’lik puanlık indirimin de yapılmasını beklemeye devam ediyor. Bunların bir bölümü sadece koridorun alt sınırında 0.25’lik indirim beklerken, bazıları ise koridorun iki ucunda da 0.25’lik indirimlerin yapılacağını söylüyor.
SIKILAŞTIRICI TEDBİRLER
Merkez Bankası’nın faizi değiştirmeyeceğini savunan piyasa uzmanlarının üzerinde durduğu bir başka konu ise “Merkez Bankası’nın net olarak bakıldığında sıkılaştırıcı kararlar almak zorunda olduğu” şeklinde. Yani Merkez Bankası’nın faizi indirmesi halinde, netinde sıkılaştırıcı olabilmesi için zorunlu karşılıklarda çok daha yüksek oranlı artırımlar yapılmak zorunda kalınacağını söylüyor. Merkez Bankası’nın piyasaları bozmamak adına, daha küçük oranlı artırımlarla mesaj verme yolunu tercih edeceğini, bunun için de faiz indirimine gitmeyebileceğini kaydediyorlar. Buna rağmen faiz indirimi gerektiğini söyleyenler de var.
KREDİ ARTIŞI HÂLÂ HIZLI
Tüm bankacıların zorunlu karşılık artırımı beklemelerinin ardında ise, kredi artış hızındaki artışın devam etmesi yatıyor. Ekonomi yönetiminin kredi artış hızında yüzde 15 sınırı koyduğunu hatırlatan piyasa uzmanları, buna karşılık kur etkisinden arındırılmış 13 haftalık ortalama kredi artış hızının yüzde 21 olduğunu hatırlatıyorlar. Daha önceki sınırlama söylemine rağmen kredi artış hızındaki artışın devam etmesinin, finansal istikrar adına Merkez Bankası tarafından risk olarak görüldüğünü kaydeden bankacılar, bu nedenle TL ve döviz cinsinden zorunlu karşılık oranlarının artırılacağı konusunda hemfikirler.
Nette sıkılaştırıcı olma amacı doğrultusunda, TL zorunlu karşılıkların artırılmasının daha etkili olacağını belirten bazı bankacılara karşılık, bazıları ise TL cinsinden karşılık artırımın daha etkin kılınması için döviz maliyetlerinin de artırılmasının isteneceğini, bu nedenle döviz cinsi karşılıkların artırılmasının daha olası olduğunu söylüyor.
Görüldüğü gibi; Merkez Bankası’nın alacağı kararlar konusunda piyasalardaki beklentiler farklılaşmaya başladı. Farklı beklentiler ise doğal olarak fiyatlama davranışlarında farklılığı beraberinde getiriyor.
Bir başka deyişle belirsizlik oluşuyor ve bu da doğal olarak risk primlerinin fiyatlara girmesini gerektiriyor. Belirsizliği Merkez Bankası’nın uyguladığı klasik olmayan para politikası uygulamalarının artırdığı ise zaten malum...
Paylaş