Geç kalan erken uyarı

Bütün gün bekledim. Bir ses çıkmadı.

Erken uyarı uçağının 10 yıl gecikmesi nasıl açıklanabilir?

Ve asıl soru şuydu:

- Eğer o uçaklar verilecekse, 10 yıl öncesinin teknolojisiyle yapılmış o uçağı mı alacağız?

- Acaba kim 10 yıl öncesinin arabasını yeniymiş gibi alır?

Bu soruların elbette bir cevabı vardır.

Ben böyle eski teknoloji bir uçağı alacağımıza inanmıyorum. Ve bütün bunları şunun için yazıyorum:

Türkiye’ye “füze kalkanı”nı dikte eden müttefikler!!! Neden anlaşması imzalanmış Awacs’ları vermiyorlar...

Sormaya ve beklemeye devam edeceğim...

Gizli olsun ama yeter ki olsun

YALNIZCA bu iki olay için, bütün gazetecilik ve merak duygularımı bir süreliğine bırakabilirim...

Yeter ki çözülsün.

Yeter ki olumlu bir sonuca ulaşsın.

Yeter ki “Mutlu son” diyebilelim.

Birinci olay, Kürt meselesinin çözüm sürecidir.

Ve olay bir halkın ya da bir ırkın meselesi değildir. Türkiye’nin daha demokratik, daha özgür bir ülke olma meselesidir.

Tek çare ise müzakerelerdir.

Ve yeter ki bu görüşmeler, derin kulak ya da derin gırtlak tehlikesinin uzağında kalsın.

Oslo sızıntısının yarattığı depremden sonra gizliliğin önemi bir kez daha ortaya çıktığı için, bu müzakerelerin olgunlaşana kadar gizli olması gerektiğini savunuyorum.�

Bu yüzden kanın durması ve daha demokratik bir Türkiye için gazetecilik refleksimi, haber atlatma güdümü askıya alabilirim.�

İkinci gizli kalması gereken görüşme Türkiye-İsrail gerilimidir.

Umarım bir görüşme trafiği vardır.

Türkiye’nin yükselen bir değer olarak bölgedeki önemli aktörlerle kronik kriz halinde olması doğru değildir.

Alman Başbakanı Merkel’in Türkiye ile İsrail arasında bir çözüm arayışında olduğunu biliyorum.

Umarım Ankara ziyaretinden bir ışık çıkar.

Müslüm Baba!

HABERİ duydum. Yazmaya elim gitmedi. İçim almadı...

Müslüm Baba...

“Yeryüzüdür gökyüzüdür meselem” diyen o sesi dinledikçe...

İçimden bir yerlerden aniden kopup gelen o söze geliyorum yine...

Son zamanlarda çok sık kullandığım o söz...

Kalp mesafesinde olmak...

İşte öyledir Müslüm Baba..

Hepimizin kalp mesafesindedir. Ve şimdi o mesafeden bir haber bekliyoruz.

Kalkıp, “Oh beee” diyeceği gün için...