Paylaş
İki takımdan biri cezalı ama hangisi olduğunu hatırlamıyorum. Sabah erken kalktım. Evde vakit geçmiyor. Maçın da havasına gireyim dedim. 19 Mayıs Stadyumu’nun maraton tarafındaki tenis kulübüne gittim. Girişte tenis kulübünün ufak bir salonu vardır. Orada televizyon izleyip, tek başıma çay kahve içiyorum. Henüz gideli yarım saat olmuştu. Dış kapıda gürültüler duydum. Bir anda içeriye 10-15 kişi girdi. Ne olduğunu anlayamıyorum. Bir isimden bahsediyorlar. Aralarından biri döndü; “Hocam nasılsın?” dedi. Baktım sima olarak hiç yabancı değil. Turgut Özal’ın korumalarından biriydi. “Hayırdır” dedim. “Hocam dedi, Özal ile ilgili bir sıkıntı var. Doktoru şu an burada tenis oynuyormuş, onu almaya geldik.”
Birkaç kişi tenis kortlarına yöneldi. Doktoru arıyorlar. Ben de koruma arkadaşa soru yöneltiyorum: “Ne oldu. Ne var, önemli mi?” gibi sorular...
“Valla hocam” dedi, söylenilenlere bakılırsa Cumhurbaşkanımız köşkte vefat etmiş. Ama sizi yanıltmış olmayayım. Bir grup hastaneye giderken biz de Cumhurbaşkanı’nın doktorunu almaya geldik. Takriben 1 saat sonra 19 Mayıs Stadı’nın soyunma odasına gittim. Soyunuyorum. Şimdiki TFF İkinci Başkanı olan Ufuk Özerten yine TFF üyesi. Odama geldi. “Erman Hocam bu maçı oynatmayın” dedi, “Özal öldü” diyorlar.
“Olur oynatmayayım ama bana yazılı bir kağıt vereceksiniz” dedim. O da vermeyeceğini söyledi. Ben de “Şenes Erzik telefon açmadan, bu maça çıkmamazlık yapamam” dedim.
Ufuk, “Çok telefon trafiği var. Ulaşamıyoruz” dedi. “Maçı biraz geciktiririm” dedim.
Diyelim ki Özal ölmedi, komada. Ben de öldü diye maçı oynatmıyorum. Ufuk Özerten bu yetkiyi alamıyor. Ben de almıyorum. Sahaya çıktım. Beşiktaşlı ve Bursalı oyunculara, “Biraz geç başlatacağım, Özal’ın durumu belli değil, siz ısınmaya devam edin” dedim.
O sırada da maçı TV2’den anlatan İlker Yasin, “Erman Toroğlu yine şov yapıyor. Maçı geciktirecek” ifadelerini kullanmış. Bu sırada Ufuk Özerten yanıma geldi, “Şenes Erzik telefonda” dedi. Şeref tribününün altında Erzik ile konuştum ve sahaya döndüm. Futbolculara durumu anlattım. “Yalnız anons yapılacak, bunu bekleyin” dedim. Çok merak ediyorum, seyircinin tepkisi ne olacak diye. Çünkü futbol taraftarı maç izlemek ister. Cumhurbaşkanı ölmüş mü sağ mı dinlemez… Ama o gün orada inanılmaz bir görüntü vardı. Kimisi ağlıyordu. Kimisi de başı öne eğmiş gidiyordu. Bir tek çatlak ses çıkmadı.
Halis Özkahya’nın yerinde olsam hakemliği bırakırım
MEIRELES’in cezası indi. Türk futboluna hayırlı olsun. Halis Özkahya bundan sonra nasıl hakemlik yapar veya bırakır mı onu da bilemem. Maçın hakemi bir rapor yazıyor. Disiplin ek rapor istiyor, sonra da 11 maç ceza veriyor alt limitten. Aynı cezayı bu sefer Disiplin Kurulu’ndaki gibi hukukçulardan oluşan Tahkim Kurulu indiriyor. Meireles’in tükürmediğine kanaat getiriyor. Disiplin kuruluna göndermede bulunuyor. Israrla yaptığı el işareti (halkalı şeker için) alt limitten vermişsiniz diyor ama kendileri açıklamanın sonunda, Meireles’in tükürüğüne lutfen (!) centilmenliğe aykırı hareketten 1 maç veriyorlar alt limitten. Eğer burada hakemin ihmali varsa, hakemin işini bitireceksiniz. Ama hakeme yarım metre önünde yapılan hareketleri yazan raporu siz bir daha isterseniz ve sonra cezayı kaldırırsanız söylenecek bir şey var: Pes! Hakem ve yardımcılarının görmediği, göremediği yerlerde yayıncı kuruluşun görüntülerine başvurulur. Şimdi size işin daha değişik bir yönünü anlatayım...
Portekizce bilen ve Portekiz’de yaşayan bir gruba olayı sordum. Dediler ki, “Bizim Portekiz’de ‘puta’ diye bir kelime vardır.” Sözcük manası fahişe... Ve bu kelimeyi Portekizliler birbirine özellikle ağızlarından tükürük saçarak, yakın mesafeden söylerlermiş. Hani biz “Tuuu Allah cezanı versin” deriz ya onun gibi bir şey. Acaba Quaresma beyefendi veya Portekiz Futbol Federasyonu Başkanı buna ne diyecekler şimdi? Neredeyse Portekiz Federasyonu Başkanı içişlerimize karışıyor bizim ama TFF’den ses yok. Hakeme yapılan elle yuvarlak işaretleri, o yuvarlağın içine parmak sokmalar hak getire. Bundan sonra her Türk futbolcusu hakeme karşı halkalı şeker yapıp, şekerin içine parmak çubuğu da sokar. Cezası 1 maçtır.
Bu Halis Özkahya’ya, MHK ve TFF başarı ödülü olarak bir maç sonra Beşiktaş maçı yönettirdi. Şimdi de aynı Federasyon onu idam etti. Ben Halis’in yerinde olsam böyle bir ortamda hakemliği bırakırım.
Ey Tahkim Kurulu’nun saygıdeğer üyeleri... Meireles’in hakeme yaptığı hareketleri ve işlemleri teker teker size yapsam benim hakkında nasıl bir işlem uygularsınız?
a) Dönüp bana vurur musunuz? b) Bana küfür eder misiniz? c) Beni mahkemeye verir misiniz? d) Hiçbiri. Hadi buyrun buradan yakın bakalım. Size yapılınca ne olacak?
TFF Başkanı niye yoktu ?
CÜNEYT Çakır, Başbakan’ı ziyarete gitti. Mutlak başbakan davet etmiştir, güzel de bir jest. Peki bu ziyarette TFF Başkanı ve MHK Başkanı neden yoklar? Çok merak ediyorum doğrusu...
Hangi MHK!
BÜYÜKŞEHİR Belediyespor’un maçına Büyükşehir Belediye’de görevli hakem Volkan Bayarslan’ı atamışlar. Volkan Bayarslan da kuzu kuzu maça gidip aslanlar gibi penaltı çalmış. Sonra da ortalık yangın yerine dönmüş. Arkadaşlar, bu hakemi Belediye’nin maçına 4 defa 4. hakem olarak vermiş bu MHK, siz neden bahsediyorsunuz! Ya Zekeriya Kardeşim, sana bazı şeyler yazıp konuştuğum zaman gönül koymuştun. İşte hakemleri Halis Özkahya gibi badem de ederler, Volkan Bayarslan’da olduğu gibi adem de ederler!
Zekeriya Alp’e tavsiyem
ZEKERİYA Alp’e ve MHK’ye bir tavsiyem var. Hakemlerinize, özellikle FIFA’larınıza ‘Maç nasıl yönetilirin’ yanında, ‘Maçtan sonra rapor nasıl yazılırı’ da öğretin. Alacağı bordroya imza atmadan federasyona gönderen sonra da o bordro geri gelince neden olduğunu soran, tribünden sahaya atlayanların olduğu maçta saha işgalini yazmayan FIFA hakemleri var ülkemizde. Artık gerisini siz düşünün...
Paylaş