Paylaş
Dediğimde herkes anımsar bu cümleyi..
Çoğu, şiiri bilmez de şarkısından tanır bu bölümü..
Ortak nokta, herkesin, şiirin bu dizesini çok sevmesidir.
Oysa ben,
“Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'tan
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan” bölümüne bayılırım..
Antalya 2-0 öne geçtiğinde bile ben çok rahatım..
Korkuyla “Sevişmiyorum” yani..
Söylemesi ayıp, benim gibi sevdalılar her maçta korkuyla sevişir de..
Son düdük çalana kadar ne umudumuz tükenir ne de galibiyet için erken çığlık atarız!”
“Korkuyla sevişip” dururuz kısacası..
Korkuyla sevişmek!
Yahu ne biçim bir duygudur bu..
Bilmezsiniz, bilemezsiniz..!!
Ah, gözü kör olsun bu 90 dakikaların!
Ekranda Şifo’yu seyrediyorum..
Bu kadar çok, çok değil aşırı sevinmesinin nedeni ne olabilir!?
Komik vallahi..
Elbette profesyonel hayat.. Sevinmesi normal..
Anormal olan aşırı sevinme..
Varsın sevinsin Mehmet..
Biz de onun sayesinde az sevinmedik..
Ama aşk olsun..
Bu, bir kızgınlık değil, küskünlük nidasıdır..
Yenerse, 2 parende, 3 ters takla, iki de burgu yapar artık..
Ama, hatırlatayım kardeşime; bu gecenin sonunda ya “Yenilen pehlivan güreşe doymazmış. İstanbul’a da bekleriz” diyeceğim ya da kahırlanıp kahırlanıp, “Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'tan / Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan” diyerek bir kez daha hayıflanacağız..
Tam bu sırada Hürriyet İnternet Spor Müdürü
Bir üst katta.. Alt balkondan görüyorum onu..
“Yazıya başladın galiba; korkma, galibiyet yazısı yaz. Çevirirsiniz bu maçı” diyor..
Dalgasını geçiyor belli..
“Rahatım anam babam” diyorum.. (Kendimi kandırıyorum aslında)
Holosko durumu 2-1 yapıyor..
“Korkuyla da sevişmeye” başlamadım henüz..
Rahatlığım ondandır..
Beşiktaş kontratakla çıkıyor. Almeida topa o kadar zayıf vuruyor ki..
Sanki, sabah hiç ekmek yememiş gibi..
İkinci yarı epey hızlı..
Birinci golde kesin, ikinci golde stoperlerle birlikte hatası bulunan Cenk’in müthiş kurtarışı keyiflendiriyor beni..
Almeida’nın pozisyonu kaybettikten sonra omuzlarını aşağıya indirip Küçük Emrah pozlarına girme huyu yeniden başladı vallahi.. Bir pozisyonda da öyle oldu..
Başını kaldırdı baktı ki top yanında. Küçük Emrah rolü yapmasa o topu daha önce fark edecekti. Tehlike de devam edecekti!
Dakikalar ilerledikçe dayanamıyorum..
Ne yapıyorum..?
Tamam, “sevişmeye” başlıyorum.. Korkuyla yani..
Sakın yanlış anlaşılmasın; korku ile bedenen sevişilmez..!!
Ruhen yapılır o iş..
Ruh ve korkunun sıkı sıkıya halvet olma durumudur bu!
Ne de yakışırlar birbirlerine..
Kalbinin atışını bile duyabilirsin..
“Tık tık” diye atmaz “Küt küt” diye ses çıkartır..
“Kurtarıcı” olarak Batuhan girdi ya oyuna..
Edirne şivesiyle “Eeeep rahatladım” yani.!!
Telafisi olmayan bir maç bu..
Ya “herro” ya da “merro” olacak.
Son dakikalar artık..
“Korkuyla sevişmenin” zirvesindeyim artık..
Maç 4 dakika uzadı..
“Nasılsın” diye bana sormayın, iyi değilim..
“Kurtarıcı” Batuhan’ın bencil vuruşunun auta çıkmasıyla maç da gitti tur da..
2 defa yaptı bunu..
“Kurtarıcıya” da bir “kurtarıcı” gerek ya..
Hadi, çıkın gidin kafamın içinden kötü düşünceler..
Gece boyunca “yusufcuk kuşu” uçtu gözümün önünde zaten..
“Korkuyla Sevişmek” böyle bir şeydir işte..!!
Neyse, Galatasaray’dan sonra Beşiktaş da kupada karaya oturdu..
Darısı Fenerbahçe ile Trabzon’un başına artık..:)))
Bu gece “Şu şöyle oynadı, bu böyle oynadı, takım şöyleydi, böyleydi” yazmıyorum!
E ama; iki takla, 1 parende 2 de burgu beklemek hakkımız artık..
OC, üzgün ve süzgün kaçar bu gece de
En Kalbi Muhabbetlerimle..
Ben CAN;
NOT: Söz konusu şiir Cahit Sıtkı Tarancı'ya aittir.
Paylaş