Paylaş
Daha önce de Esad için takvim belirlendi, gidiyor denildi fakat bu temenniler gerçekleşmedi.
Çünkü bazı uzmanlar realist tahlilini değil, temennilerini ve olması gerekenleri söylediler.
Ancak hesap edilmiş risk analizi yapanlar bu defa daha objektif değerlendirmeler yapıyorlar.
Aynı kaynaklar, geçmiş tecrübelerin etkisiyle kesin tarih vermekten ısrarla kaçınırken, iki aylık bir süreden bahsediyorlar.
Sağlanan lojistik ve yakalanan motivasyonla mücadelede yeni bir kırılma yaşanıyor…
Esad’ın umudu günden güne azalırken, muhalifler ordu birliklerini adım adım geriletiyorlar.
ESAD’IN ÖNÜNDEKİ İKİ YOL
Ankara’da aktif bir ‘bekle gör stratejisi’ izlenirken, olaylar yakından takip ediliyor…
Daha önce reform yapması için Esad’a telkinde bulunan Ankara, şimdi ayrılması için uyarıyor.
Suriye masasındaki uzmanlar basında çıkan haberleri teyit ederken, Esad’ın Venezuella, Küba, Ekvator veya Güney Amerika ülkerinden birine sığınabileceğini belirtiyorlar.
ANKARA'NIN ENDİŞESİ KIYAMET SAVAŞI
Esad, bu telkinlere karşı polütbüronun ‘kal ve diren’ tembihlerine uyarsa Saddam gibi bir sonla karşılaşabilir.
Ankara’nın endişesi ise kaybetme psikolojisiyle Esad’ın kimyasal silah kartına başvurup bölgeyi bir kıyamet savaşına sürüklemesi…
Mücadelenin geldiği yeni eşikte Esad ya ailesini alıp bir Güney Amerikaya gidecek ya da ülkesi dahil herşeyini kaybedecek…
Elli bine yakın insanın hayatını kaybettiği, harabeye dönen ülkede istenilse de artık hiçbirşey eskisi olmayacak.
SURİYE ORDUSUNUN SA 7 FÜZELERİ PKK’YA MI VERİLDİ?
Daha önce de yazdık, Suriye’nin elinde çok sayıda kimyasal ve biyolojik silah var.
Bu silahların El Kaide gibi bazı grupların eline geçmesi bölge için yeni riskler doğuracak.
Bunun yanında ordunun elindeki SA 7 ve SA 11 füzelerinin PKK’ya aktarıldığı biliniyor.
Her hal ve şartta Suriye’de olanlar, Türkiye’yi etkiliyor ve doğrudan etkilemeye devam edecek.
Suriye, PKK üzerinden Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak isterken, Türkiye ise Esad rejimine son vermek için bütün enstrümanları kullanıyor.
Kamuoyunda dile getirilenlerin aksine Ankara ile Suriye Kürtleriyle arasında derin bir anlaşmazlık yok.
Ankara, Suriye Kürtlerinin Esad sonrasında yönetimde yer almasını arzularken, asıl sorun Esad rejimine destek veren bazı Kürt örgütleriyle, ÖSO arasında yaşanıyor.
Askeri kaynaklar I. ve II. Körfez savaşında yaşandığı gibi Suriye konusunda ‘edilgen bir strateji’ izlenmeyeceğinin ve Türkiye’nin denklemin dışında kalmayacağını vurguluyorlar.
ÖNCÜPINAR KAMPINDA SEÇİM HEYECANI VAR!
Ankara’nın olayları uzaktan izlemeyeceğini Suriyelilerin kaldığı kamplarda da gösteriyor.
Önümüzdeki günlerde Öncüpınar’da kampında ilk defa demokratik seçimler yapılacak.
Öncüpınar’da sınanacak pilot uygulama başarılı olursa diğer kamplarda da uygulanacak.
Ankara, Öncüpınar’a stratejik konumu nedeniyle özel önem veriyor.
Öncüpınar kampında 15 bin civarında mülteci var. Kamp, altı mahalleye bölünüp, her mahalleden bir yönetici ve iki yardımcı seçilecek.
Daha sonra 18 kişi arasında yapılacak yeni bir seçimle kampın yönetimi, yeni yöneticilere terk edilecek.
Bu uygulamayla bir anlamda Esad sonrasında Suriyelilerin kendi kendini yönetmesinin denemesi yapılacak.
15 Kasım’da yapılması gereken seçimlerin kadın üye seçimi konusunda yaşanan sorunlar nedeniyle 17 Ocak tarihine ertelendi.
Öncüpınar kampında demokratik konfederalizmin deneyleri yapılırken kampta şimdi tatlı bir seçim heyecanı yaşanıyor…
İNTİHAR EDEN ASKER VE POLİSLER!
Son 10 yılda intihar eden asker sayısı 934, intihar eden polis sayısı ise 289’muş
Kore Savaşı’nda 731, Kıbrıs Barış Harekâtı’nda ise 486 şehit verildi...
Fazla söze gerek var mı?
hyayman@hurriyet.com.tr
Twitter.com@HuseyinYayman
Paylaş