Paylaş
Mehmed Kemal’in Bütün Şiirleri’ni kitap halinde görünce, hem şiirlerini yeniden okumaya başladım hem de anılar denizinde kulaçlar attım.
Bütün Şiirleri’nin başında şairin kızı Önce Kurşunlu’nun yazısı, özet, vurucu bir biyografi yerine okunmalı: “‘Dünya Güzel Olmalı’ diye başladı hayatına ve ilk itirazına, yani 1946 tevkifatında hapse girdi. Yedek subaylık hakkı alındı elinden. Sürgüne gönderildi Zara’ya! Sürgün Alayı’na.
Yazmayı sürdürdü inat ısrarla. Marksist ve komünistti, kaçmıyordu. Şair ve yazar olamadı kimilerinin gözünde; kimileri yazdırmadı.
O da gazeteci oldu. On yılda bir tekrarlanan askeri darbelerin sonuncusunda, 1980’de Gayrettepe ve Selimiye’de 63 yaşında gözaltında misafir edildi; ‘Güzel dünyayı General Evren -nah- bilir’ dediği için.
Acılardan yazamadığı günler geldi, yazamadı. Kendi düşüncesindekilerin hiç ama hiç birisinin kapısını çalmadığı bir sonbahar günü, 14 Eylül’de, dünyayı güzel yapamadan öldü.”
Şiirine geçmeden önce bu yazıya bir ek yapmam gerekir.
12 Eylül 1980 darbesinden sonra yazdığı bir yazı, onu gözaltına götürmüştü. Anlattığı bir fıkraydı. “Bir paşa kayıkla gezintiye çıkmış, ne söylerse dalkavuğu onu övüp onaylarmış. Gelin görün ki, kayık karaya oturmuş, paşa da ‘kayığımız dibe oturdu’ deyince, dalkavuk güle güle oturun paşam, demiş ve tabii sopayı yemiş.”
Mehmed Kemal de, iktidara gelen paşalara güle güle(!) oturun demişti.
Onunla bir süre Cumhuriyet gazetesinde oda komşuluğu yapmıştım. Dostluğunu, ödün vermezliğini, şiiri baştacı ettiğini gözlemledim.
CAN DÜŞMANI ÇIKARCILAR
O kuşağın yaşam sözlüğünde ‘çıkar’ kelimesi yoktur, bu yüzden de çıkarcılar can düşmanlarıdır.
Çektikleri, siyasetin onları hep izlemesi, bu tavırlarından ötürüdür. O ve kuşağı, bir çıkar karşısında “uysal ve uslu bende” olmayı reddetmişler, rahat yüzü görmemişlerdir.
Bütün Şiirleri aşağıdaki kitaplardan oluşuyor:
Birinci Kilometre, Dünya Güzel Olmalı, Söz Gibi, Öğle Rakıları, Tükenmez.
Şiirinde özgün bir lisan, düz yazısında da ironi ile karışık öfke vardı.
Poetikasını şiirlerinden çıkarabilirsiniz. Dünya görüşünün edebiyata yansıyışını, toplumcu gerçekçi edebiyatın dışındaki ürünlere nasıl baktığını şiirlerinde bulurdunuz.
Fahriye şiiri, şairliği nasıl algıladığını sergiler: “Bizim de hatırımızdan geçer vezin / Sözümüz olabilir kafiyeli / Böyledir şekli düşüncemizin / Daima doğru ve yeni.
Şairlik olmuş nasibimiz / İşi ekmek, su kadar kutsal bilmişiz / Söz saltanatına sultan gelmişiz / Duyduk duymadık demeyin e mi.”
HÜRRİYET VE SULH İÇİN
O kuşağın ve onun yazdığı şiirleri geniş bir kitle anlayabilir. Çünkü yalın söyleyiş herkesin şiir zevkinde yerini bulabilir, bugün de böyle şiirlerin yazılabileceğine inanıyorum.
Bunu şiire yeniden dönüşü sağlayabilecek bir girişim olarak sayıyorum.
Bir bölümü yazıma aldım, karşılaştırma yapabilesiniz diye. “Şairim / Ekmekten sudan bahseder / Gel efendimim / Ben de çıktım serir-i nazma Bâki / Gel efendim şair Nedim kalleş Nedim şuh Nedim / şair Nedim / Gel de oğlandan kızdan bahsedem / Sultan-ı sühan menem diğer nist diyen / Dedem.”
Aşk şiirlerini de severim. Doğrudan oluşu ve içtenliğiyle beni etkilemiştir. Sevda Üstüne, bu yargımı kuvvetlendirici özelliklere sahiptir. Der Vasf-ı Sitayiş-i İstanbul, o tür şiiri de yazabileceğini, ustalığını kanıtlayacağını gösteriyor.
Zalim Akşam Üstleri, Mehmed Kemal’in antolojilere girecek şiirlerindendir. Ayrıca bu şiii Ahmet Muhip Dıranas’ın Olvido (Hoyrattır bu akşamüstleri daima başlayan) şiriiyle de karşılaştırabilir, iki anlayışın şiirsel lezzeti nasıl farklılıştırdığını görürsünüz.
Mehed Kemal’in Bütün Şiirleri’ni okuyun, yalınlık sizi çekecektir. Düzyazı kitaplarının da yayınlanmasını bekliyorum.
Mehmet Kemal, Bütün Şiirleri
Unutturulamayan Şairler Dizisi
Bence Kitap Yayınevi
Doğan Hızlan’ın seçtikleri
John Gardner Grendel
YKY
John Berger Bento’nun Eskiz Defteri
Metis
Sinan Özbek Irkçılık
Notos
Tayfun Pirselimoğlu
Harry Lime’ın En Yeni Hayatları ya da Üçüncü Adam’a Övgü
İthaki
Paylaş