Paylaş
Bizde forma yoktu.
Bizde pek yasak da yoktu.
Otoritesi hissedilmeyen bir disiplin vardı.
Ha ama Madam Coşkun vardı mesela, alem kadın, o illa bi her şeye karışırdı. Ama o öyleydi. Her daim okul anılarımıza renk ve tat verdi.
Kimse kıyafetimize karışmazdı ama.
Biz genelde kot, tişört ve konvers olayına takıktık. Kot da 501 olsun diye ölünürdü. Düşük bel icat edilmemişti.
Bir ara kızlar arasında siyah mini etek, siyah puanlı ince çorap, siyah bluz ve siyah babet salgını olmuştu. Ay ne çok puanlı ince çorap tükettik kim bilir! Giyersin cırt kaçar malum..
Sanırım okulda 501 bi bende yoktu, olduğunda da modası geçeli çok olmuştu.
Kimse kimseye “imkanları var ve/ya yok” şeklinde yaklaşmazdı.
Arkadaştık biz.
Makyajı bol yapan da vardı, hiç yapmayan da.
Kokoşlar da vardı, sürekli aynı şeyi giyen de.
Vallahi 9 sene okudum, 9 sene formasız gittim geldim okula ama, bir gün bile dünkü tartıştığımız kadar kıyafet tartışılmadı hayatımda.
Ülkedeki zenginler/fakirler sorununun çözümünü çocuklara forma giydirerek ortadan kaldırdığımızı sanmak, düşünmek, hayal etmek de değişik bi hal bence...
Ve büyüklere mahsus bir saçmalık!
Çocukları kandırdığını sanan büyüklerin, kendini kandırma saçmalığı!
Forma giydin şartlar eşitlendi öyle mi? Çocuk da bunu yuttu yani!
Hakkaten komiğiz!
Forma giyen çocuk anlamıyor mu kullanılan kalemden çantadan?
Ya yemin ederim bu büyükler bi alem!
Ha evet, benim annem de biraz üzülmüştü bizim okulda forma yok diye ama kısa sürdüydü.
Formalı okullara giden arkadaşlarım cinnet geçirirdi. Formasını seven tek arkadaşım olmadı. Nefret edense çoktu.
Nasıl özenirlerdi renklere, özgürlüğe, rahatlığa... bize! anlatamam. Serbest gün denen günü iple çekerlerdi.
Tevfik Fikret Lisesi’nde bi gri çorabın tonu tuttu tutmadı kıyameti vardı, hiçbir zaman anlam veremediğimiz; bi de kızların saç boyamalarıyla ilgili sorun olmuştu
yanlış hatırlamıyorsam TED’de.
Oralarda kısıtlamalar, yasaklar vardı. Bizde yoktu dedim ya işte.
Aklımıza da ancak o arkadaşlar sorun yaşayınca gelirdi böyle şeylerin sorun olabileceği... Ne garip değil mi?
Bizde koridorda sigara içen de vardı evet ama, anne babaya da yalan söylenmiyordu, öğretmenlere de. Kimse de kimsenin boğazına “Yak ulen bi sigara!” diye yapışmıyordu. Sigara içmediğin için daha az “cool” olmuyordun, ya da sana öyle hissettirilmiyordu.
Oysa diğer okullarda herkes etek boyuyla ilgili kandırmaca yapar, içine formaya uymayan gömlek giymek için kırk takla atar, tuvalette çaktırmadan sigara içmek için düzenlemediği kandırmaca kalmazdı. Sigara içmek “moda” filandı.
Ne çok sıkıntı ve kasma ve yalan ve dolan ve ne için söylesenize?
Sanki o analar-babalar-öğretmenler sigara içmiyor muydu?
Hem de ne biçim içiyorlardı! Hatta onlardan bazıları da o zamanlar kendi ailelerinden gizli içmeye mecbur olmaktan şikayetçiyken, gençlere bunu yapmaktan
kaçınmıyorlardı.
Hayatımız hep iki yüzlülük üzerine kurulu olduğu sürece sorunsuz inanın.
Sıkıldım.
O koridorlarında sigara içilen, forma, kısıtlama, kural olmayan okuldan çıkan ben hayatımda hiç sigara içmedim.
Babam kızmasın diye evden çıkarken etek boyumu uzatırdım ama, okulda geri çekerdim, gayet miniydim. Yani bende işler tersineydi bi bakıma. Yolda eteğimin uzun, okulda kısa olmasına Babam da laf etmezdi! Sokakta bana bakıp ahlakıma laf ederek “ikiyüzlülüklerle” üzerime yapıştırılacak “damgalardan” korkardı da, okulumdaki dürüstlüğe güvenirdi Babam.
Formalar ve kurallar...
Yok kolu uzun bacağı kısa...
Yok şort yok eşofman...
Yok o olur, bu olmaz...
Ayyy, bırakın Allah aşkına bunları ya!
Binlerce düzeltilecek kafa kıran dert var eğitimde, okullarda, sistemde...
Hayırlısıyla bu abidik gubidik çok derin gibi görünen sığ konuda kapanır da, ne giydiğinin önemi üzerine görgüsüzlüğümüz törpülenir ve böylece “ay bu Avrupalı giyinmeyi bilmiyor, hala makosene beyaz çorap filan..” gibi komik aşağılamaları ağzımıza alamayız.
Bırakın çocuklar ne istiyorlarsa giysinler.
Yapsınlar makyajları, sonra temizleme-sivilcelen-uğraş kendileri yorulacaklar! 1 yıl her gün “Ay ne giycem ben yaaa?” diye kasıp “Aaaman başlarım her sabah moda editörlüğüne, çekiyorum kot tişört oh be!” diyecekler.
Ben çok sevindim forma kalktı diye.
Yaşayan bilir keyfini.
Hiç kusura bakmayın, sizler kadar feci felsefik ve derin giremeyeceğim bu meseleye.
Zaten bunlar çocukların değil, hep büyüklerin problemi! (bu cümlede hınzır ve imalı bi bakış attığımı hayal edin lütfen!)
Siz hiç “forma da forma!” diye tutturan çocuk gördünüz mü?
Ya da “höt ulan konuşma formayı giyecen!” dendi mi “hayır” diyebilen?
Çocuklarla oynamayı bırakın. Onları özgür bırakın tamam mı!
“Büyük” insanların eğitim “politikaları”na dair ağır gıcığım var.
Bu yazı sayesinde iyice anlaşıldı herhalde.
Yonca
“m harfi düşmüş fora”
Paylaş