Sıfırdan iyidir

Futbolcusun... Şampiyonluğa oynuyorsun... Maç sabahına uyanıyorsun... Aklın fikrin akşam hanene yazdıracağın 3 puanda...
Birileri geliyor... Yatağını, yorganını, topunu, kramponunu haczedeceğini söylüyor...
Teknik direktörsün... Maç konuşması yapacaksın... Altındaki sandalye, taktiği çizeceğin tahta, elindeki tebeşir risk altında...
Yöneticisin... Oyuncuya moral olacak primi denkleştirmeye çalışıyorsun... Bir bakmışsın kucağında 22 bin TL... Ödemezsen, spor mağazasına koşacak, prim bekleyen futbolcuna krampon aramakla uğraşacaksın, sözün özü maskara olacaksın...
Nuri İmre’sin... Maç 0-0 bitmiş yorum yazacaksın...
Cemil’in geri pas diye rakibine yaptığı asisten, Erdi’nin, Banahene’nin, Ahmet’in ezdiği toplardan, Sercan’ın, Orhan’ın yerden kalkmayan başından, Dalmat ve Emre’nin isteksizliğinden, Makukula’nın kaçırdığı inanılmaz golden bahsedeceksin...
Cihat Hoca’ya, “Makukula 11’de olmalıydı, yaptığın son oyuncu değişikliği hatalıydı” diyeceksin...
Çok rahat kazanabilecek, 3 puana mecbur olduğun bir maçın sonunda “Bir puan yakıştı mı” diye soracaksın...
Diyemezsin...
Ayağındaki kramponun derdini solumuş bir futbolcu grubundan, öğrencisine taktik vereceği saatlerde icra memurlarına el pençe divan yalvaran bir teknik adamdan, her maç öncesi para krizi konuşan, buna karşın şampiyonluk iddiası taşıyan bir takımdan hesap soramazsın...
Sormak için vicdansız olmalısın...
İşte bundandır ki; nasıl kramponla oynamak yalınayak kalmaktan iyiyse, 1 puan da sıfırdan iyidir...
Nuri İmre’yi boş verin, 30 santimetre sağdaki Banu Şen’i okuyun...
İkinci KSK gözleminde “Pamuk eller cebe beyler” diyor...
Selçuk Bey veriyor, yönetim çırpınıyor... Ya o koca camia...
Unutmayın, Ocak’a 25 gün kaldı...
Yazarın Tüm Yazıları