Paylaş
Siyasetten sanata, iş dünyasından spora her alandan olmazsa olmaz dediğiniz isimlerden oluşacak bu liste...
Her hafta Pazar Kelebek’te bir araya geldiğim isimlere soracağım bu soruyu.
İlk olarak Hülya Avşar’dan istedim kendine göre Türkiye’nin ilk 11’ini kurmasını.
Haklı olarak “Hemen söyleyemem, zaman ver bana” dedi, bir gün sonra ilk 11’ini gönderdi.
Ben yaşayan isimlerden bir 11 kurulmasından yanaydım. Hülya Avşar’ın listesinde kaybettiğimiz iki isim yer alıyor.
Kadroyu kuran ilk ünlü olduğu için değiştirmesini istemedim, olduğu gibi kabul ettim.
Bundan sonra ünlülerin ilk 11’i sadece yaşayan isimlerden oluşacak diyorum ve sizi Hülya Avşar’ın gözüyle Türkiye’nin ilk 11’iyle baş başa bırakıyorum.
1- Mustafa Kemal Atatürk (Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu)
2- Turgut Özal (Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı)
3- Recep Tayyip Erdoğan (Başbakan)
4- Mustafa Sarıgül (Şişli Belediye Başkanı)
5- Semahat Arsel (Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi)
6- İbrahim Tatlıses (Sanatçı)
7- Nilüfer Bulut (Türkiye İş Kadınları Derneği Başkanı)
8- Fikret Orman (Beşiktaş Kulübü Başkanı)
9- Acun Ilıcalı (Televizyoncu)
10- Ayfer Tunç (Yazar)
11- Aslı Çakır Alptekin (Olimpiyat şampiyonu atlet)
Kanuni’ye sefer emri çıktı!
Kimi Muhteşem Süleyman’ın çocukluğunu çeker...
Kimi yaşlılığını...
Kimi sadece bir gününü, kimi öldüğü seneyi...
İsteyen de at sırtında geçen 30 yılını... (Burada da bir kargaşa var. Başbakan “Kanuni 30 yılını at sırtında geçirdi” diyor, Fethullah Gülen 45 yıl, kimi tarihçiler 8, kimileri 11 yıl.) İsteyen de saraydaki hayatını...
Bunlardan sadece birini tercih eden senariste/yapımcıya ne diyeceğiz? “Olmaz, sen Kanuni’nin bütün hayatını belgesel gibi anlatmak zorundasın” mı?
Dizilerde bunun olmayacağını, olmaması gerektiğini bir türlü anlatamadık.
Başbakan da devreye girdiğine göre anlatmamız imkansız artık.
Peki bundan sonra ne olur?
Merak etmeyin hiçbir şey olmaz!
Her çarşamba Türkiye’nin yüzde 40’ının izlediği dizi yayından falan kalkmaz.
Olacağı şudur; “Behzat Ç.”de olduğu gibi RTÜK fırsat kollayıp diziye bir-iki ceza keser...
Bu arada kanal yönetimiyle yapımcı çoktan masaya oturup Kanuni’yi bir-iki sefere çıkarırlar...
Timur Savcı diziyi stüdyodan çıkarıp savaş sahneleri çekeceği için biraz daha fazla para harcar.
Haziranda, sezon sonunda Kanuni ölür...
Dizide zaman sıçraması olur.
Bir bakmışız dizi bize Sarı Selim’in, Mimar Sinan’ın, Mihrimah Sultan’ın, Rüstem Paşa’nın hikayesini anlatırken Erdoğan başkanlık koltuğuna oturmuş...
Baro Başkanı da bunu yaparsa...
İstanbul Baro Başkanı aracında tepe lambası ve sinyal sistemi kullandığı için 72 lira para cezasına çarptırılmış.
Başkan Ümit Kocasakal yaptığı açıklamada da “Benim için üstünde durulacak bir olay değil” demiş...
Tam aksine, fazlasıyla üzerinde durulması gereken bir olay.
Dünyanın en büyük barolarından biri diye böbür böbür böbürleneceksin...
Başkanlık seçimlerinde günlerce haber olacaksın...
Adaletten, hukuktan bahsedeceksin...
Ancak izinsiz tepe lambası ve siren takacaksın aracına...
Polis az bile ceza kesmiş...
Ancak sadece baro başkanına değil, bunu alışkanlık haline getiren bütün sürücülere yapmalı bunu trafik polisleri.
TEM yolu emniyet şeridi bu sirenli araçlardan geçilmiyor çünkü...
Kore kültürü
Gangnam Style’la zirveye ulaşan Kore müziği aslında 2003’ten bu yana dünyada hızla yükselen Kore kültürünün bir parçası...
PSY’ın (Say diye okunuyor) müziğine burun kıvıranlar, “Bu müziği Ajdar da, Atilla Taş da yapıyor” diyenlerin dünyada yükselen bu kültürden haberi yok.
Dünyada yükselen bu Kore dalgasına ‘hallyu’ adı veriliyor.
PSY’ı bizimkilerle kıyaslayanlar adamın Berkeley’de müzik eğitimi aldığını, Kore’nin en önemli müzik eğlence şirketlerinden birinde üst düzey yöneticilik yaptığını da bilmiyorlar.
Dünyada yükselen Kore müziğine KPop (keypap) deniyor.
Ve KPop’ın sadece Gangnam Style’a indirilemeyecek kadar iyi olduğunu savunuyorlar.
Beast, JYJ, Infinite, U-Kiss, Girls Generation, SS501 gibi grupların bizde bile ciddi fanları var artık.
Azımsanmayacak sayıda Türk genci Kore dizilerini internetten takip ediyor.
Kore filmleri zaten malum, son 10 yılın yükselen sineması...
Geçenlerde bu Kore kültürünü anlatan bir televizyon programı yaptım.
Kore Büyükelçiliği Müsteşarı Dong Woo Cho konuk geldi.
“Siz de metroda yaşlı görünce hemen kalkıp yer veriyorsunuz biz de... Belki de aile, yaşlıya saygı gibi değerler birbirine çok yakın olduğu için iki ülke insanı birbirini bu kadar seviyor” dedi.
O programdan sonra Kore kültürünü daha yakından tanımaya karar verdim.
İşe de JYJ’in bana imzaladıkları “In Heaven” albümünü dinleyerek başladım.
Paylaş