Paylaş
Evrenin bilinen kütlesinin yüzde 23’ünün helyum olduğu hesaplanıyor. Yani evrende bol bol var. Aslında dünyamızda da bol bol var ama yeni yeni kıymete biniyor. Şu sıralar, dünyada en fazla sıkıntısı çekilen şeylerin başında helyum geliyor.
Normal şartlarda gaz halinde helyum. Ve en büyük kaynağı, doğal gaz yatakları. Toprak altından çıkan doğal gazın yüzde 7’si helyum.
Dünya yılda yaklaşık 180 milyon metreküp helyum tüketiyor. Helyum, geri dönüştürmesi imkansız değilse de çok zor bir gaz. Bir kere atmosfere gitti mi, oradan da uzaya kaçıyor ve gidiyor.
Dünyanın helyum üretiminin yüzde 70’ini Amerika yapıyor. Bunun sebebi, 1915 gibi erken bir zamanda bu ülkenin helyumu ‘stratejik rezerv’ ilan etmiş olması. Ülkede çıkan doğal gazdan helyum mutlaka ayrılıyor ve ayrıca depolanıyor.
Diğer büyük üreticilerden biri Tunus, sonra Rusya ve İran gibi ülkeler de var.
Peki helyumu ne yapıyoruz, nerede kullanıyoruz da bu kadar sıkıntısı çıktı?
Uçan balonları vs saymıyorum bile. Esas yeni endüstrilerde kullanıyoruz, mesela MR cihazlarında, bilgisayar endüstrisinde vs.
Ve dünya çapında arz sıkıntısı çıktığı için, helyum fiyatları inanılmaz bir hızla artıyor. Mesela geçen yıl helyumun bin metreküpü 75 dolardı, bugün 84 doları da aştı.
Amerikan helyum stoklarının 10 yıl sonra bitebileceği hesaplanıyor. 2014 yılından itibaren uçan balonlara vermek için helyum kalmayacağı veya sadece zengin çocuklarının doğum günlerinde balonlarını uçurabileceği konuşuluyor.
Helyumun kendisi nadir bir materyale dönüşürken, bir helyum çeşidi var ki o daha da nadir. Bu da ‘Helyum 3’ diye bilinen helyum izotopu.
Miktar olarak, her 1 milyon helyum 4 izotopuna karşılık sadece 1 tane helyum 3 bulunduğunu aklımızın bir yerine yazalım ki, ne kadar nadir bir şeyden söz ettiğimiz daha iyi anlaşılsın.
Dünya helyum 3 stoklarının en büyük tüketicisi Amerikan İç Güvenlik Bakanlığı. Bu bakanlık, radyoaktif bir materyalle karşılaşınca kolayca iyonize olma özelliğine sahip olan helyum 3’ü, Amerika’ya özellikle deniz yoluyla gelen kargoyu, yani devasa konteynerleri kontrol ettiği devasa ‘röntgen’ cihazlarında kullanıyor.
Bilmiyorum helyumun yeterince reklamını yaptım mı, bu maddeye duyulan ihtiyacı ve dünya çapındaki helyum sıkıntısını anlatabildim mi?
Türkiye’de bazı doğal gaz yatakları var, hala işleyen. Türkmenistan gibi, Kazakistan gibi, Irak gibi, Suudi Arabistan gibi, Katar gibi ülkelerde çok zengin doğal gaz yatakları var ama bu ülkeler helyum üreticisi konumunda değiller, büyük olasılıkla doğal gazın yüzde 7’sini oluşturan helyumu ziyan ediyorlar.
Doğalgazdan helyumu ayrıştırmak da dünyanın en zor işi değil. Belki büyük yatırım gerektiriyor ama zor bir teknoloji değil. Esas zor olanı helyumu depolamak Helyumu sıvılaştırmak vs.
Her neyse, belki bu köşeyi okuyan sermaye sahibi girişimciler de vardır umuduyla yazıyorum. Onlar, basit bir araştırmanın ardından bu helyum işine girebilirler aslında.
Aynı şekilde umarım bizim Enerji Bakanlığımız da bu işe el atar; bir ‘ulusal helyum rezervi’ kurulması için çalışma başlatır.
Bu değerli elementi şirketlerimiz aracılığıyla hem kendi ülkemizde hem de başka ülkelerde çıkartabilir ve satabiliriz.
Helyumun bürokrasiyle imtihanı
İSTANBUL Üniversitesi Fen Fakültesi’nde insana gurur veren bir ‘Kuvantum Araştırmaları Labaratuvarı’ var.
Bu labaratuvarı haftaya ayrıntısıyla yazacağım, şimdi oraya girmeyeyim ama burası sıvı helyum 3 ve sıvı helyum 4 kullanıyor. Bu değerli madde de, İtalya’dan getirtiliyor.
Güç bela para bulunuyor ve İtalya’dan 250 litre sıvı helyum satınalınıyor. Ama bir yanlışlık sonucu helyum kutularının üzerine ‘yanabilir’ yazılıyor. Oysa helyumun ayırt edici özelliği yanmaması. Neyse.
Bu yüzden hem gümrük işlemleri uzuyor hem de ‘tehlikeli madde’ sanıldığı için Boğaz Köprüsünden geçişi kısıtlanıyor, o yüzden de sıvı helyumun bir bölümü gaza dönüşüp uçup gidiyor bu arada.
Ama esas mesele, üniversitenin ayniyat memurlarının ‘Biz helyumu görmek istiyoruz’ demesiyle ortaya çıkıyor. Aslında onlar da haklı; devlete mal alıyorsunuz, ne aldığınızı bilmelisiniz.
Ama mesele şu ki, helyumun rengi yok, kokusu yok, hiçbir şeyi yok.
Neyse ki bürokrasi anlayış gösteriyor, labaratuvar sıvı helyumu kullanabiliyor.
Paylaş