Türkiye’nin en elektrik yaratan isimleri

Dost sohbetlerinin konusu onlar, düşman atışmalarının kahramanı onlar. Sahneye çıktıkları an ortamı dalgalandırıyorlar. İsimleri geçtiği an yüzleri inceden bir tebessüm kaplıyor, dudaklara ironik bir kıvrım konduruluyor... Nefret edenleri de çok sevenleri de... Ortak özellikleri ise şu: Kayıtsız kalınamıyor kendilerine...

Haberin Devamı

Tam bitti bitecek derken kafayı çıkarıveriyor

Cem Yılmaz

Şaka maka yıllardır kendisine rakip aranıyor, “artık bitti, eskisi kadar güldürmüyor” diye hakkında tezvirat yapılıyor, tükenişine dair tezler uyduruluyor... Kısacası yıllardır “ha düştü / ha düşecek” diye izleniyor. Fakat o her defasında hep gündemde... Bazen film yapıyor, o yoksa gösteriye devam ediyor, o yoksa reklam filmi çekiyor, o yoksa evlenip çoluk çocuğa karışıyor... Ortada hiçbir şey yoksa gösterisini sinemaya uyarlıyor. Yaptığı her çıkış, tükendiğine dair tezler ortaya koyanların ellerini boşa çıkarıyor. Sonuç? Türkiye onunla yaşamaya alışmak zorunda.

Nefret edenler etsin, ona sevenleri yetiyor

Melih Gökçek

Hesabı hep şu: “Nefret edenlerim benden daha fazla mı nefret edecek? Varsın etsin, bana sevenlerim yeter”. Bu hesapla hareket ederek nefret edenlerinin kendisinden daha da nefret etmesine, sevenlerininse kendisini daha da sevmesine yol açıyor. Bu hesap ona hem seçim kazandırıyor, hem de Türkiye çapında elektrik yaratmasına yol açıyor. Elektrik yaratmasının bir nedeni de şu: En alengirli politik mevzuları bile bir çocuk iddiasının peşindeymiş gibi savunuyor. İşin içine iddia girince de ortamın elektriklenmesi kaçınılmaz oluyor.

Haberin Devamı

Az zamanda büyük elektrikler yarattı

İdris Naim Şahin

Onunla tanışalı çok olmadı, fakat öyle bir daldı ki âleme şimdi ulusumuzun bütün çocuklarının, hakkında söyleyeceği en az üç cümlesi var. Nasıl oldu da böyle oldu? Komik desen değil, esprili desen değil, sıradışı desen değil... Hatta hep ‘olumsuz malzemeler’le anılıyor: “Biber gazı” deniyor, o akla geliyor. “Tazyikli su” deniyor, o akla geliyor. “Cop” deniyor, o akla geliyor... Peki nedir bunlara rağmen onu bu denli elektrikli kılan? Galiba şu: Saf bir tarafı var. Mesela ‘takla’ lafının nereye gideceğini bilememesi, mesela Angelina karşısındaki rahat tavrı ve mesela kürsüde ‘Hekimoğlu’ söylemesi...

Tükenmez bir gündem yaratma potansiyeli

Hülya Avşar

“Çok eskidi, demode oldu, artık gündem yaratamaz” dendikçe o ne yapıp ne edip mutlaka ortalığı karıştırabiliyor. Şunun farkında: Bizim gibi ülkelerde zekadan çok kurnazlık iş yapar... O da işi oradan tutturuyor... Bunca sene geçmesine rağmen hâlâ çaresizce gündem olmak için çırpınmaya geçmediyse bunda kurnazlığının payı büyük... Bir de irfanı var: Hem elektriklenmenin nerelerde ortaya çıkacağının doğal bilgisine sahip, hem de nerede yavaşlayıp hızlanacağına dair müthiş bir sezgiye... Kısacası: Hiç heveslenmeyin. Onda bu kurnazlık olduğu müddetçe, gündem potansiyeli hiç bitmez.

Haberin Devamı

Çetin biri olduğunu kanıtlamanın rahatlığı

Aziz Yıldırım

O artık sınanmış ve sınamış bir kahraman pozisyonda... Kendisi çetin sınavlardan geçti, etrafındakileri de çetin sınavlardan geçirdi. Şimdi bu büyük deneyim çerçevesinden bakıyor hayata, yaptığı işe, camiasına... Ama değişmeyen bir şey var: Elektrik yaratma kapasitesi... O hep üst noktadaydı. Hapisten önce de, hapiste de, hapisten sonra da... Sadece elektrik yaratma biçiminde bir değişim oldu: Hapisten önce pervasız, hapiste destansı, hapisten sonraysa aşırı duygusal...

Hep kendine özgü, hep kafasına göre

Adnan Oktar

Yeri: Yeryüzünün en disiplin isteyen makamlarından biri... ‘Hoca’ konumunda... Ama öyle sıradan bir hocalık değil yaptığı... ‘Camia lideri’ konumunda... Misyon sahibi pozisyonunda... Fakat o sanki yeryüzünün en disiplin istemeyen makamlarından birindeymiş gibi... En olmayacak tavırlarda... Fakat bundan daha ilginci en olmayacak tavırlarda olmasına rağmen etrafında bu en olmayacak tavırları asla yadırgamayan birileri hep oluyor... Başarısı işte burada... Biz iki arkadaşımızı aynı anda idare edemezken o her dönem ama her dönem bir dizi kendine inanmışı gayet güzel idare edebiliyor.

Haberin Devamı

Onu güçlü ve çekilmez kılan şeyler

Fatih Terim

Yıllar onun için şöyle geçti: Başaramadığında yerin dibine batırıldı, başardığında göklere çıkarıldı... Kişiliği, mizacı, karizması, imajı, tavrı, duruşu... Her şeyini işte bu gelgitler belirledi... Başarırken aldığı övgüleri işitirken başaramadığında aldığı yergileri unutmadı. Başaramazken aldığı yergileri işitirken başardığında aldığı övgüleri unutmadı... Bu durumun sağladığı adrenalinle hayata tutundu. Bu denli güçlü olması da, bu denli çekilmez olması da bundandır.

Sanatına yabancı olanlar bile avucunda

Fazıl Say

En son yüce Türk milletine mektup yazdı. Milleti bir karşılık verecek mi, bilinmez ama kesin bir şey var: Ona kayıtsız kalamayanların sayısı, klasik müziğe kayıtsız kalanların sayısını bine katlar... Klasik müzikte bir çığır açtı mı bilinmez ama klasik müzikçiler arasında çığır açtığı kesin: Türkiye’de hiçbir klasik müzikçi onun kadar mücadeleci, onun kadar tartışmalı, onun kadar agresif, onun kadar tepkisel, onun kadar gündemci olmadı. Sanatını icrada gösterdiği müthiş performansın tüm kredisini, sosyal medyada çalakalem yazılarının gücünü artırmak için kullandı... Başardı da... Artık ona bigane kalamıyoruz.

Yazarın Tüm Yazıları