Paylaş
Boşuna sevmemişiz seni Robert De Niro
İSRAİL’in Gazze saldırısını yorumlamış usta aktör.
Demiş ki:
“Yaptıklarından dolayı neden İsrail’i suçluyorsunuz ki? Kuduz bir köpek tarafından ısırıldığınız zaman kimi suçlarsınız? Köpeği mi, sahibini mi? Kuşkusuz sahibini... Bu yüzden bütün suç Amerika’nın... İsrail gibi bir ülkeyi desteklediği için.”
*
Diline sağlık Robert De Niro...
Demek ki boşuna sevmemişiz seni.
Onuruna izleyeceğim bu akşam Taksi Şoförü’nü, Sıkı Dostlar’ı, Baba İki’yi falan...
İşte ona dayanarak ve tabii haddim olmayarak Türkiye’nin dış politika yapıcılarına biraz nasihatte bulunmak istiyorum.
Gayret benden, tevfik Allah’tan...
İşte o nasihatler:
*
- Baş aktör olamayacağınız konularda baş aktör olmaya çalışırsanız, arabuluculuğu işte böyle Mısır’a kaptırırsınız.
- Komşu ülke liderlerine “kardeşim” demeden önce biraz düşünmelisiniz. Unutmayın: Kardeşiniz duymaz, eloğlu duyar.
- ABD birine “arabuluculuk” görevi verdi miydi, görevi alan şahıs bu pozisyonunu kimseyle paylaşmak istemez. Bu nedenle Mursi’ye gönül koymayın.
- Arap dünyasındaki dengeler göründüğünden daha karmaşıktır. Görünen ya da görünmeyen karmaşaları çözmeden Arap dünyasına ağalık yapmaya kalkışmayın.
- Sizin güçler dengesinde bir yeriniz var... Oyunu ona göre oynayın.
- Bütün rolleri kapmaya çalışanlar, kapması gereken rolü de kaybederler. Bütün rollere değil, altından kalkabileceğiniz role talip olun.
- Mısır’ın Kıbrıs sorununu çözmeye kalkışması ile sizin Filistin meselesini çözmeye kalkışmanız arasında mahiyet farkı yok... “Ben bu sorunu çözerim” diye kendinizi kandırmayın.
- Ateşkes sağlandığında “Neden ben bu ateşkesi sağlayan asıl unsur olamadım” diye üzülmeyin. O zaman asıl derdinizin ateşkes olmadığı açığa çıkar, ayıp olur.
- Filistin meselesinde mavi göğün altında söylenmedik tek bir kelime bile kalmadı. Söylediklerinize “ilk defa söylenen şeyler” muamelesi yapmayın.
- “Herkesle arayı bozmuş bir ülke”, gerilimlerin dindirilmesinde hiçbir işe yaramaz. Gerilimlerin dindirilmesinde rol oynamak istiyorsanız en azından “yüz yüze bakabilmek” eşiğini gözetin.
Kadir Abi dikkat, Egemen bastırıyor
KADİR Abi...
Vatan’da Murat Çelik’in köşesinde okudum.
İtalyanların ünlü gazetesi La Repubblica, İstanbul’u tanıtan bir yazının içine şöyle bir cümle yerleştirmiş:
“Çok sayıda gözlemcinin İstanbul’un gelecek belediye başkanlığına somut ve güvenilir bir aday olarak gördüğü Egemen Bağış...”
*
Kadir Abi...
Gördüğün gibi sen Taksim Meydanı’nı düzenlemekti, Sultanahmet Meydanı’na kazma vurmaktı gibi işlerle uğraşırken Egemen Bağış da boş durmuyor.
O da Avrupa matbuatı üzerinden hücuma kalkmış durumda.
Egemen Bağış’ın bu son atağına mutlaka bir karşılık vermelisin Kadir Abi...
Benim Le Monde’da tanıdıklarım var.
İstersen orada çıkacak bir İstanbul analizinin içine bir paragraf yerleştirmelerini sağlayabiliriz.
Şöyle bir paragraf:
“Çok sayıda gözlemci, İstanbul’un gelecek belediye başkanlığı yeniden Kadir Abi diyor, başka da bir şey demiyor. İstanbul’un Kadir Abi’si daha somuttur.”
Ne dersin Kadir Abi?
Başlayalım mı çalışmalara?
Farkında mısınız?
- MUHARREM İnce’nin bitmesini ve bitirilmesini isteyenlerin çokluğunun farkında mısınız?
- “İktidar yandaşlığı”yla suçlananların “Ne yani, CHP’li mi olalım” cevabını vererek yırtmaya çalıştıklarının farkında mısınız?
- Tayyip Erdoğan’ın “Bir gün ansızın Gazze’ye gidebilirim” diyerek “Bir gece ansızın gelebilirim” şarkısını, “Öleceksek adam gibi ölelim” diyerek “İspanyol Meyhanesi” şarkısını hatırlara getirdiğinin farkında mısınız?
- Anlı şanlı günlerinde Kenan Evren’in yanında iki dakikalık yer kapmak için seferber olanların, bugün nasıl sıvıştıklarının farkında mısınız?
- İnsanımızın ünlülerle fotoğraf çektirme konusunda sıfır seçicilik içinde olduğunun farkında mısınız?
Ateistler bunları açıklasın
- Cem Yılmaz’ın kapalı gişe oynadığı gösterisini sinemaya uyarlayarak kârdan zarar etmeyi göze almasını ateistler açıklasın.
- “Artık kimseler rövaşatadan gol atamıyor” denilen bir dönemde Bekir İrtegün’ün rövaşatadan gol atmasını ateistler açıklasın.
- Alanyalı çiçekçilerin sarı renkli, ampul biçiminde domates üretme konusunda sergiledikleri eforun kaynağını ateistler açıklasın.
- Teoman’ın gayet şık bir şekilde çekildiği müzik piyasasına bir Adnan Şenses edasıyla dönmesindeki hikmeti ateistler açıklasın.
Bir umut kaynağı olarak Hülya Avşar
HÜLYA Avşar, “Recep İvedik çok güzel, ben olsam Oscar’a onu gönderirim” demiş.
*
Sırrı Süreyya’nın İçişleri Bakanı İdris Naim Bey için söylediği cümleyi Hülya Avşar’a neden uyarlamayalım?
Şöyle ki:
“Hülya Avşar bu memleket için bir umut kaynağıdır. Çünkü ‘Hülya Avşar gibi biri Altın Portakal’a jüri başkanı olabiliyorsa ben de her şey olabilirim’ duygusu veriyor.”
Güce güç katmak
MİLLİ özelliklerimizdendir:
- Biz güç kimdeyse onun etrafında kümeleniriz.
- Güçlünün gücüne güç katarız.
- Veririz coşkuyu güçlüye...
- İktidara anında eklemlenmeye çalışırız.
- Kral bile şaşırır bizim kendisinden daha fazla kendisinden yana olmamıza...
*
İşte bu nedenle...
Bizde her zaman güçlü, olduğundan daha güçlü olmuştur.
Elindeki gücün şiddeti 10 ise, bizim tutumuz o gücün şiddetini 100’e çıkarmıştır.
*
Buradan yola çıkarak şu iki saptamayı yapabilirim:
BİR: 28 Şubat döneminde askerin bir gücü vardı ama o gücün bize çarpan etkisiyle yansıması, bizim güç etrafında kümelenmeye yatkın milli özelliğimizden kaynaklanıyordu.
İKİ: Bugünkü iktidarın bir gücü var ama bu gücün bize çarpan etkisiyle yansıması, bizim güç etrafında kümelenmeye yatkın milli özelliğimizden kaynaklanıyor.
*
Bir önerim var:
“Türkiye muhafazakârlaşıyor mu?” tartışmalarına bir de bu açıdan bakabilir miyiz lütfen?
Kimse kızmasın yine kıyas yaptım
- ESKİDEN muhafazakâr mahallede... Ne zaman “karşı taraf”tan bir kalem erbabı, muhafazakâr kesimin tezlerini doğrulayan bir şeyler karalasa hemen üzerine atlanır, “Bakın o da bize hak veriyor, bakın o da bizim gibi düşünüyor” edasıyla alıntılanırdı.
- Bugünse muhafazakâr olmayan mahallede... Ne zaman Yeni Şafak’ta falan muhafazakâr olmayanların tezlerini doğrulayan bir şeyler karalansa hemen üzerine atlanıyor, “Bakın o da bize hak veriyor, bakın o da bizim gibi düşünüyor” edasıyla alıntılanıyor.
Paylaş