Paylaş
TEDA’nın amacı nedir?
“Projenin amacı, Türkçenin yazı dili birikiminin dünyaya tanıtılması hedefiyle uluslararası kurum, kuruluş, şirket, vakıf ve dernek gibi Türk kültür, sanat ve edebiyat eserlerini yayımlayan tüzel kişilere şarta bağlı destekte bulunularak, bugüne kadar arzu edilen düzeyde gerçekleştirilemeyen Türk kültür, sanat ve edebiyatının dışa açılmasının yurtdışındaki saygın ve tanınmış yayımcı kuruluşlarca yerinde gerçekleştirilmesinin sağlanmasıdır.”
2008 yılında Uluslararası Frankfurt Kitap Fuarı’nda Türkiye’nin onur konuğu olması ve fuar sırasında düzenlenen organizasyonlar, yabancı ülkelerin Türk edebiyatına ilgisini artırmıştır. Bunda TEDA yetkililerinin de göz ardı edilemeyecek gayretleri vardı.
2 Kasım 2012 tarihine kadar yapılan değerlendirmelerin rakamsal sonucu şöyle: 54 ülke ve 51 farklı dilde toplam 1191 adet destek verilmiştir, bu desteklerden 835 tanesi yayınlanmıştır.
5 Kasım 2012 tarihinde Ankara’da yapılan toplantıda da 247 başvuru değerlendirilmiştir.
Başvuru sayısının gittikçe artması, dünya yayıncılığının, çevirmenlerin, yabancı okurların TEDA projesine gösterdikleri ilgiyle açıklanabilir.
Zaman zaman çevrilen kitaplar hakkında değerlendirmeler yapıldı.
Sanırım bu, kurumun işleyiş tarzını bilmemekten kaynaklanıyor. Çünkü projede çalışan yetkililer, gerek yayınevi gerek çevirmenler hakkında bir ön değerlendirme yapıyorlar, ayrıca kitabın çıkıp çıkmadığını da yakından izliyorlar.
* * *
TEDA’nın tam listesini gördüğünüzde, Türk edebiyatı tarihinin önemli eserlerinin başka dile kazandırıldığını fark edeceksiniz. Ömer Seyfettin’den Ahmet Rasim’e Evliya Çelebi’den genç kuşak yazarlarına kadar geniş bir yelpaze.
Yayınevlerinin önerdiği kitaplar üzerine değerlendirilme yapıldığından, kurul taleplerle sınırlı bir çalışma yapmaktadır. Bence Türkiye’deki yayınevleri, hatta Türkiye Yayıncılar Birliği bu önerileri yönlendirme konusunda çalışma yapmalıdırlar. Başka bir eksiğe de değinelim. TEDA tek tek yazarların kitaplarının yayınlanması için önemli bir işlevi taşıyor. Ama o ülkelerdeki insanlar bizim edebiyatımızı toplu biçimde değerlendiremiyorlar, kimin ne olduğu konusunda bir bilgileri yok. Bu dağınıklığın da giderileceğine inanıyorum.
Dillerin çeşitliliği hep göz önünde bulundurulmaktadır. Böylece birçok dilde Türk edebiyatının tanınması sağlanmaktadır. Hatta TEDA yöneticileri özenli bir çalışmayla, başvuran yayınevinin isteğini değerlendirirken, bir yandan da o dili konuşanların sayısını araştırmaktadır.
* * *
DÜNYA kitap fuarlarına daha sık katıldıkça, TEDA’nın faaliyet alanının da genişleyeceğinden kuşkum yok.
Paylaş