Paylaş
Mütemadiyen mutsuz, huzursuz...
Nefreti, kıskançlığı bitmeyen...
Bunca yıllık itiş kakışa rağmen hıncını alamamış, hırsını çıkaramamış...
Bir dolu vesveseden niye kavga ettiğini bile unutmuş, unutturmuş...
“Tüysem de kendimi kurtarsam” diye düşündürten...
Dillendirince de seni “hain” ilan eden...
Böyle bir ailenin çocukları gibiyiz.
Bu evden sağlam kafayla çıkıp herkes gibi bir hayat sürmek ne kadar imkânsızsa...
Bu ülkenin mensubu olup da standardı yakalamak o kadar zor.
Bildik “makul”le biz bir türlü vuslata eremiyoruz.
Bırakmıyorlar. Durmuyorlar. Susmuyorlar.
Jilet atmasına ramak kalmış çocuğu iki kolundan çekiştiren ana-babalar gibi...
Bizim rical de “Cumhur senindi, benimdi” didişip duruyor.
Ülkeyi adam etsinler diye seçip yolladıklarımız, meclis sıralarında kıvırta kıvırta seslendirdikleri “Kıskananlar çatlasın” sloganlarıyla Seda Sayan Şov seyircisini aratmıyor.
Bu hengâmede arada kalan, abandone olan, kafası bulanan ve sükûnete hasret bizim dışımızda...
Herkes avaz avaza.
Laf ebeliği, laf cambazlığı, polemik gırla.
Öyle ki, oturduk BBG izler gibi izliyoruz.
*
Senede bir gün, “bir kısım cumhur” ritüelini yapmak istiyor. Kıyamet ondan kopuyor.
Gaz bombaları, coplar, panzerler, TOMA’lar, Çevik Kuvvet, tekme tokat, ana avrat...
Allah ne verdiyse.
Bizim erkân yine birbirine giriyor.
Birbirlerinin ne teröristliğini bırakıyorlar ne zalimliğini, ne gaspçılığını ne istismarcılığını...
*
Yetmiyor, diğer bir yanda lüzumsuzun feriştahı tripler atılıyor.
Koyun can derdinde kasap et peşinde...
Egolar balon olmuş uçuyor.
*
Bu arada esas mevzu, yan unsur muamelesi görüyor.
“Siz dalganıza bakın, asayiş berkemal” imalarına tezat, sokaklar ayrı konuşuyor.
Gösteriler. Molotoflar. Yangınlar.
Havada ölüm kokusu...
Dillerde ise ipe sapa gelmez bir kuzu kebap muhabbeti.
*
Bütün bunlar olmaz gibi...
Parazit yapanlarımız da bol.
Üniversitenin şehrine ahlaksızlık getirdiğinden dem vuran Yeşilaycı mı ararsınız...
29 Ekim yürüyüşüne katılanları Ergenekoncu ilan eden mi istersiniz...
Darbe komisyonuna rest çekenleri mi beğenirsiniz...
Endişeli modernleri diskoya götürmeyi vadeden siyasetçi mi alırsınız.
*
Böyle giderse...
2023’e kadar TOKİ’nin konuttan çok tımarhane yapması gerekecek.
Çünkü bu cumhurda akıl bırakmadılar.
Kadın farkı
YİNE ne varsa kadınlarda var.
Erk sahibi erkekler birbirini yer iken...
Siyasi görüşü birbirine zıt kadınlar, kamu yararı söz konusu olduğunda hiç kompleks yapmadan ortak paydada buluşabiliyor, birbirini takdir etmekten geri durmuyor.
CHP İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Yüksel Çavuşoğlu, kadın haklarıyla ilgili bir toplantıda Bakan Fatma Şahin’e yaklaşıp “Sizi çok beğeniyorum. Keşke siz başkan olsanız. Kadınlara bakış açınız çok iyi” diyor.
Bakan Şahin de “Merak etmeyin, bu uzun soluklu bir mücadele. Birlikte mücadele edeceğiz” diye yanıt veriyor.
Ego çarpıştırmak yerine, işine konsantre siyasetçi görünce...
İnsan her şeye rağmen biraz olsun umutlanıyor.
Paylaş