Paylaş
İnsülin direnci, şeker hastalığından obeziteye, reaktif hipoglisemiden karaciğer yağlanmasına, hipertansiyondan kanser riski artışına kadar birçok sağlık sorunuyla yakın ilişkisi olan önemli bir sağlık sorunudur.
Özellikle kolay kilo almak, kilo vermede zorlanmak, göbek çevresinde belirginleşen yağ birikimi, bel kalınlığının artması, omuz-boyun ve gıdık bölgesinde yağlanma, göbekte ve kollarda selülit oluşumu, yemeklerden sonra uyuklama ya da sersemlik hali, açlık ve tatlı krizleri, aç kalmaya dayanamama, sık ve çabuk acıkma, acıkınca ortaya çıkan baş ağrıları, terleme, çarpıntı, sinirlilik durumları, sabah yorgunlukları ve sersemliği, sabahları mutsuz ve kaygılı olma, ödem ve sıvı birikimine eğilim, hızlı ve çabuk yemek yeme gibi sorunların olduğu durumlarda akla gelmesi gereken bir problemdir. Bu önemli problemde erken ve doğru teşhis kadar tedavi de çok ama çok önemlidir.
HANGİ TEST YAPILMALI?
Eğer yukarıdaki şikâyetlerden herhangi biri veya birkaçı varsa yapacağınız şey oldukça basit: Bir kan analizi. Açken alınan kan örneğindeki insülin ve şeker miktarları üzerinden basit bir formülle insülin direnci hesaplanabiliyor. Açlık insülini 5’ten, tokluk insülini 40’tan yüksekse ve insülin direnci testinin sonuçları (IR-HOMA testi) 2,5’tan yüksek çıkıyorsa bu değerler insülin direncinin varlığına işaret ediyor. Tabiî ki teşhisi kesinleştirmek için daha detaylı araştırmalar yapmak lazım. Bunun için de bir iç hastalıkları uzmanı ya da endokrinologla temasa geçmelisiniz. İnsülin direncinin nasıl ve ne şekilde tedavi edileceği konusuna gelince...
NASIL YÖNETİLMELİ?
İnsülin direnci tedavisinden çok yönetilmesi mümkün olan bir sorun. İnsülin direnci de bazı istisnalar dışında çoğu zaman genetik bir problem. Yani genetik mirasınızın size bir hediyesi!
Temel faktör genetik miras ama bu mirasın etkilerini hafif, orta ya da ağır düzeye çıkarmak sizin elinizde. Bunun anlamı şu: Sahip olduğunuz bu olumsuz mirası geliştirip büyütmek de, kontrol altında tutmak da sizin elinizde.
Eğer un, nişasta ve şeker miktarı fazla bir beslenme modeli uygular, hele bir de bu üçlü yanlışa alkol kullanımını eklerseniz genetik mirasınızdaki “hiperinsülinemi” durumu, daha 20’li, 30’lu yaşlarda bile kök salmaya, dallanıp budaklanmaya, insülin direnci oluşturan çiçek ve yaprakları açmaya başlayabiliyor. Eğer beslenme yanlışınızı bir de fiziksel aktivite azlığı hatasıyla birleştirirseniz insülin direncinin çiçekleri hızla meyveye dönüşüyor! O meyveler de kilo almak, hipoglisemi atakları yaşamak, şeker hastalığı yolculuğuna çıkmak, tansiyonu yükselmek, gut krizleri yaşamak anlamına geliyor.
Paylaş