Paylaş
Er’den erbaş’tan mebus olur mu?
Hitler onbaşıydı.
Başbakan olmadı mı?
Bana sorarsanız...
Er’lerin mebus olması, oy kullanması filan, demokratik açıdan yeterli değil.
Komutanları da er’ler seçmeli.
İlla komutan mı olmak istiyorsun...
Yap kardeşim mitingini kışlada.
Anlat çılgın procelerini.
“Alakart karavana çıkarıcaz
Her gün çarşı izni vericez
3-5 nöbetine son
Her akşam aç aç” filan.
Koy sandığı içtima alanına.
Al alaydan oyu, Aloy Komutanı ol.
Öğretmenleri öğrenciler seçsin.
Gardiyanları mahkûmlar seçsin.
Zabıtaları pazarcılar seçsin.
Hangi takıma saha kapatma cezası verileceğine federasyon karışmasın...
Tribünler karar versin.
Hakemi futbolcular seçsin.
Zaten, hiç boşu boşuna maç yapmayalım, oylama yapalım, kimin taraftarı fazlaysa o şampiyon olsun.
Boşanmak istiyorsun mesela...
Hâkime ne?
Toplansın sülale...
Referandum yapılsın.
Aile reisi niye ana-baba?
Kabile miyiz biz?
Çocukların istikbaliyle ilgili kritik mevzularda ana-babanın dediği olmasın, üç kişilik ailelerde salt çoğunluk aransın, dört kişilik ailelerde ikiye iki karar alınamazsa, rafa kaldırılsın, gelin veya damat gelene kadar kadük kalsın.
Devlet dairesinde en az 150 memur varken, niye sen müdür oluyorsun ki...
Hani demokrasi?
Belediye otobüsünün nerde duracağına yolcular karar versin, oytobüs olsun... Çoğunluk nereye istiyorsa, pilotlar oraya uçsun. Kadıköy’den bindik diyelim, Karaköy’e mi Eminönü’ne mi, yoksa Adalar’a mı, kaptanı alakadar etmez, demokrasi var, uzlaştık uzlaştık, uzlaşamadık bırakalım akıntı karar versin.
Herkes kendine anayasa hazırlasın, herkes kendi anayasasına uysun, birbirimizin hukukunun birbirimizin hukukuna uymadığı durumlarda, hiç ağlanıp zırlanmasın... Bu saatten sonra herkes ne hali varsa görsün.
Paylaş