Temizlendikçe kirleniyoruz

Çevremiz de, bedenimiz de kimyasallarla her gün biraz daha fazla kirleniyor. Kirleticilerin en başında da temizlik ürünlerindeki kimyasallar geliyor. Evinize aldığınız her türlü temizlik malzemesinin içeriğini dikkatle inceleyin.

Haberin Devamı

Ciddi bir “kanser sorunu” ile karşı karşıya olduğumuz tartışılmaz bir gerçek. Zaten bu kötü gelişme nedeniyle de çoğu hastanede onkoloji bölümleri büyütülüyor, radyoterapi merkezlerine yatırım yapılıyor, ilaç endüstrisinin yoğunlaştığı alanlardan biri “kanser tedavisi” haline geliyor.
Salgının pek çok nedeni olabilir ama bana göre en önemlisi “kimyasal kirlenme”, yani bedenimizin tıka basa kimyasallarla dolması.
Bedenimiz bu ağır “kimyasal yükü” kaldıramıyor. Vücutlarımız “toksik” kimyasalların zararlılarıyla boğuşmaktan hasta düşüyor.
Daha da kötüsü hücre, doku ve organlarımız kanserleşiyor.
Kimyasal çöplük haline geldiğimizin pek çok kanıtı var. Mesela Amerika’da ünlü Mount Sinai Tıp Fakültesi’nin yürüttüğü bir çalışmada, kimyasal maddeyle çalışmayan doku sağlık görevlileri incelenmiş, kan ve idrar tahlilleri yapıldığında 167 farklı endüstriyel kimyasal tespit edilmiş.
Aynı araştırmada bu kişilerin kan ve idrarlarında kanserle ilişkili 76, beyin ve sinir sistemini zehirleyebilen 94, hormon sistemini etkileyebilen 86, doğumsal kusurlar ve gelişme bozukluklarıyla ilişkilendirilebilen 79, üreme sisteme sistemi için toksik olan 77, bağışıklık sistemini zehirleyen 77 kimyasal saptanmış. Bunların kiminin tarım ilaçları, saç spreyleri, parfümler, boyalar, kiminin de temizlik ürünleriyle insan vücuduna bulaşan toksik maddeler olduğu belirlenmiş. (Kanser/Dr. Erkan Topuz/Alf Yayınları)

AMAN DİKKAT!

Haberin Devamı

Üzülerek belirtmeliyim ki kimyasalların kanseri tetiklediği çok iyi bilinmesine rağmen çevremiz de, bedenimiz de kimyasallarla her gün biraz daha fazla kirleniyor. Kirleticilerin en başında da temizlik ürünlerindeki kimyasallar geliyor.
Sebze ve meyvelerdeki tarım kimyasallarına karşı gösterdiğimiz hassasiyeti, temizlik ürünlerini kullanırken kaybediyoruz. Sabunlarla, jellerle temizlenip tuvaletlerdeki mikropları öldüreceğiz diye elimize yüzümüze bulaştırdığımız bu toksik maddelerle bedenimize tam bir “kimyasal tufan” durumu yaşattığımızı fark edemiyoruz.
İşin kötüsü, üreticiler ürünlerini en çok da pek sevip güvendiğimiz çiçekleri, ağaçları yani “doğayı” kullanarak bize satmaya çalışıyor! Bunları “kimyasal” değil de “doğal” şeyler gibi algılamamızı sağlamaya çalışıyorlar.
Benim tavsiyem şu: Aldığınız her türlü temizlik malzemesinin içeriğini dikkatle inceleyin. Bu maddelerin kullanımlarını “en az” olacak şekilde sınırlayın. Temizlik işini “takıntı” haline getirmeyin.
Mümkün olduğu kadar doğal sabun ve su kullanın. Bedenimizi en çok da “daha temiz olmak” için kullandığımız temizlik ürünleriyle kirlettiğimizi, “temizlendikçe kirlendiğimizi” lütfen unutmayın.

Yazarın Tüm Yazıları