AB İLERLEME RAPORU (2) İşkencede ana sorun cezasızlık kültürü

BUGÜN, Avrupa Birliği’nin son ilerleme raporunun insan hakları bölümünü daha geniş bir perspektif içinde değerlendirebilmek için farklı bir yöntem izlemek istiyoruz.

Haberin Devamı

Bu amaçla AK Parti’nin 2002 sonunda iktidara gelmesinden sonra çıkan AB ilerleme raporlarının işkenceye ilişkin bölümlerinin “özetlerini” yan yana getirip incelediğimizde bakın nasıl bir tablo çıkıyor karşımıza.

2003: Hükümet, işkenceye karşı sıfır tolerans politikası izleyeceğini ilan etmiştir. İşkenceyi önlemeye dönük yasal çerçeve kuvvetlendirilmiştir. Yapılan düzenlemeler uygulamada bazı somut sonuçlar yarattıysa da, işkence olayları hâlâ devam etmektedir.

2004: İşkence ve kötü muamele ile mücadelede önemli çabalar sarf edilmiştir. Türkiye’de bu alandaki yasal sistem Ceza Kanunu’nda yapılan düzenlemelerle Avrupa standartlarına yaklaşmıştır. Ayrıca işkence yapan görevlilerin cezasız kalmaması için yasal önlemler alınmıştır. İşkence azalmaktadır ve artık sistematik değildir. Ancak hâlâ bazı spesifik olaylar meydana gelmekte ve bu durum kaygı yaratmaktadır.

2005: İşkence ve kötü muamele, ülkenin büyük bir bölümünde azalmaktadır. Yine de bu tür olayların sürdüğüne ilişkin haberler gelmektedir ve bu suçu işleyenler çoğunlukla ceza görmemektedir.

2006: İşkence ve kötü muameledeki düşüş trendi sürmektedir. Gözaltı usulleri ve sürelerine ilişkin reformlar uygulamada olumlu sonuçlara yol açmıştır. Ancak yasal reformların uygulaması hâlâ çok büyük bir meseledir. İşkencecilerin cezasız kalması sorunu sürmektedir.

2007: Getirilen yasal güvenceler olumlu sonuçlar yaratmaya devam etmektedir. İşkence olayları azalmaktadır. Ancak cezasızlık sorunu hâlâ kaygı yaratan bir alandır.

2008: Polis karakollarında meydana gelen işkence olaylarındaki azalma trendi devam etmiştir. Ancak işkence ve kötü muamele
gerekçesiyle sivil toplum kuruluşlarına yapılan başvurularda artış olmuştur ve bu şikâyetler daha çok karakola getirilmeden önceki uygulamaları konu almaktadır. İnsan hakları ihlallerinin yaptırım görmemesi kaygı konusudur. Genelde, işkence ve kötü muamelenin önlenmesine ilişkin çabalar sınırlı kalmıştır. Bu çabaların kuvvetlendirilmesi gerekmektedir.

2009: İşkenceye ve kötü muameleye ilişkin yasal çerçevenin uygulanmasına, hükümetin sıfır tolerans politikasının tümüyle hayata geçirilmesine dönük çabalar sınırlı kalmıştır. İhlallerin sorumlularının cezasız kalması hâlâ kaygı konusudur. Ayrıca, suçlanan kamu görevlilerinin şikâyet sahipleri hakkında karşı davalar açması, şikâyetleri caydırabilir. Mahkemelerin karşı davaları daha çabuk sonuçlandırdığı konusunda kanıt vardır.

2010: İşkence ve kötü muameleye ilişkin olumlu yöneliş sürmüştür. İnsan hakları ihlalleriyle ilgili bazı yüksek profilli davalar (Engin Çeber kararı) mahkûmiyetle sonuçlanmıştır. Buna karşılık, güvenlik görevlilerinin orantısız güç kullanımının devam etmesi kaygı vericidir. Cezasızlıkla mücadele, yargıda birikmiş olan davalar açısından sonuç yaratmamıştır. Mahkemeler karşı davalara öncelik vermektedir.

2011: Uygulamada çok sınırlı ilerleme sağlanmıştır. Ancak Birleşmiş Milletler İşkenceyi Önleme Sözleşmesi’nin onaylanması önemli bir gelişmedir. İşkence ve kötü muamelenin önlenmesine ilişkin olumlu trend sürmüştür. Ancak güvenlik görevlilerinin özellikle karakollar dışındaki alanlarda orantısız güç kullanımı kaygı konusudur. Cezasızlıkla mücadelede hiçbir ilerleme sağlanmamıştır. Açılan çok sayıda dava beklemektedir.

2012: Gözetim merkezlerinde işkence ve kötü muamelenin önlenmesine ilişkin düşüş trendi sürmüştür. Ancak güvenlik görevlilerinin orantısız güç kullanımı kaygı konusu olmaya devam etmektedir. Cezasızlıkla mücadele edilmesi konusunda hiçbir ilerleme olmamıştır. İşkence ve kötü muamele iddialarının süratli, bağımsız, derinlemesine ve etkili bir şekilde soruşturulması çoğunlukla eksik kalan bir alandır. Mahkemelerde öncelik güvenlik görevlilerince açılan karşı davalara verilmektedir.

ÖZET: Görüleceği gibi, AB’de 2003’te beliren olumlu bakış ve bu yöndeki değerlendirmeler 2007’ye kadar sürüyor. 2008’den itibaren eleştiri dozunun yeniden artmaya başladığı gözleniyor. İşkence olaylarının sayısında düşüş olgusu teslim edilmekle birlikte, bu kez polisin aşırı güç kullanımı önemli bir sorun haline geliyor.
Ancak AB’yi en çok rahatsız eden konuyu, işkence ya da kötü muamele yapan polislerin çoğunlukla yaptırım görmemesi sorunu oluşturuyor. AK Parti hükümetinin bu duruma seyirci kalmayı tercih ettiğini belirtmek, bir gerçeğin ifadesi olur.

 

Yazarın Tüm Yazıları