Paylaş
Bizler bu ülkede siyasetin göbeğinden gelen fazla Cumhurbaşkanı tanımadık. İlk üç Cumhurbaşkanı’nı, yani Atatürk, İsmet İnönü ve Celal Bayar’ı ‘kurucu başkanlar’ saymak gerekir; üçü de siyasetçiydi ama aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran kadrolardı onlar.
Sonra asker cumhurbaşkanlarımız oldu. İkisi zaten darbeyle Cumhurbaşkanı koltuğuna oturdular, diğer ikisi ise hemen hemen hiçbir iz bırakmadı.
Derken siyasetçi cumhurbaşkanları başladı. Turgut Özal ve Süleyman Demirel Başbakanlık koltuğunu bırakıp Çankaya’ya çıktılar.
Turgut Özal zaman zaman aktif siyaseti özledi, yeni bir siyasi parti kurmanın ve ‘aşağıya inmenin’ hesaplarını yaptı; etrafına ‘İstifa edip siyasete döneceğim’ dedi ama bunu yapmadı.
Süleyman Demirel yeniden aktif siyasete dönmeyi düşündüyse bile bunu hiç belli etmedi; Cumhurbaşkanlığı’nın son döneminde, ‘Bu makamdan sonra yeniden seçim meydanına çıkmak makamın prestijine aykırı’ dedi.
Zannediyorum bugün Abdullah Gül de benzer cümleleri aklından geçiriyor. Cumhurbaşkanlığı yaptıktan sonra yeniden seçim meydanlarına inmenin makamı zedeleyebileceği endişesini içinde taşıyor.
O yüzden, gazetelerde sanki kesin bilgiymiş gibi yazılıp çizilen ‘Tayyip Erdoğan Köşk’e çıkacak, Abdullah Gül de Başbakan olacak’ cümlesini siz siz olun sadece bir temenni olarak okuyun.
Ne Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olması kesindir ne de Abdullah Gül’ün yeniden siyasete dönmesi. Ama belki Erdoğan’ın adaylığı daha fazla olasıdır da, Gül’ün siyasete dönme ihtimali buna göre biraz daha azdır.
Kaldı ki, bu konularda çala kalem spekülasyon yazanların biraz Anayasa okumasında da fayda var. Bizim anayasamıza göre bakanların değil ama başbakanların milletvekili olma zorunluğu bulunuyor.
Numan Kurtulmuş veya Abdullah Gül, Başbakanlık makamının boşalacağı tarihte milletvekili olmayacaklar ki, direkt başbakan olabilsinler.
Şunu bilmekte fayda var: Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’na aday olup seçilmesi halinde, her durumda bir geçici (isterseniz emanetçi de diyebilirsiniz) başbakanımız olacak. O Başbakan da hükümeti ya Ak Parti olağanüstü kongresine kadar veya genel seçime kadar yönetecek.
Bugünden spekülasyonu yapılan konuların büyük bölümü işte o geçici başbakanın yönetimi sırasında netlik kazanacak.
Gelin bilinmeyenleri tane tane görelim...
1. Anayasa değişecek mi: Topyekün Anayasa değişikliğinden söz etmiyorum bile. Acaba Anayasanın Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkilerini tanımlayan maddeler değişecek mi? Başkanlık, yarı başkanlık veya partili cumhurbaşkanı talepleri parlamentoya kadar gelecek mi, gelirse nasıl karşılanacak? Bana Anayasada bir değişiklik olabilecekmiş gibi gelmiyor. Bu sebeple referandum yapılmasını da pek beklemiyorum.
2. Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı adayı olacak mı: Eğer Anayasa değişmeyecek, Cumhurbaşkanı’nın statüsünde bir değişiklik olmacaksa, 2007’de aday olmayan Recep Tayyip Erdoğan 2014’te neden aday olsun? Benim bu soruya bir cevabım yok. Ama diyelim ki oldu.
3. Erdoğan seçimi kazanır mı: Yüzde 50’nin üzerinde oyu çantada keklik görmek yanlış olur. En azından Başbakan Erdoğan’ın bu kadar oyu çantada keklik görmediğini, bunun için çalışması gerektiğini bildiğini biz biliyoruz. Kazanması büyük olasılıktır.
4. Geçici başbakan kim olur: Başbakan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesiyle birlikte milletvekili sıfatı da sona erecek, doğal olarak başbakan ve genel başkan sıfatları da. İşte seçimi izleyen gün veya günlerde halen görevde olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Ak Parti’den bir milletvekilini Başbakan olarak görevlendirmesi gerekecek. O Başbakan geçici olacak elbette ama buradaki incelik geçici başbakanı Gül’ün belirleyecek olması.
5. Gül, Erdoğan’a rağmen birini başbakan yapar mı: Hayır yapmaz. Zaten yapsa bile kısa süre sonra yemin edip göreve başlayacak olan Tayyip Erdoğan kendi seçimini yapar, kendi istediği kişiyi hükümeti kurmakla görevlendirir. Ama böyle bir kavga çıkmaz zaten.
6. Erdoğan’ın Çankaya’ya çıkmasından sonra Ak Parti’de ne olur: İşte milyon dolarlık soru bu zaten. Acaba parti Köşk’e çıkan eski liderinin telkin ve talimatlarını bire bir yerine getirmeye devam mı eder, yoksa farklı bir iktidar arayışı başlar mı? Geçici başbakan partiye ne kadar hakim olur? Geçici başbakan kalıcı da olmak ister mi? Erdoğan, geçici başbakanın kalıcı olmasını ister mi? Bunlar cevabını bugünden kestiremeyece-ğimiz konular.
7. Peki Gül ne olur: En azından bir süre siyasetten uzak durur ama bu arada evine veya her neredeyse oraya başta memleketi Kayseri olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanından heyetler gelir ve onu siyasete dönmeye davet eder. Gül, dönmek istese bile bu davetin Ak Parti’den gelmesini bekler. Ama ben Gül’ün doğrudan dönmeyi istemesini beklemiyorum, yani onun siyasete dönmeye ikna edilmesi gerek.
8. Genel seçim ne zaman olur: Adalet ve Kalkınma Partisi, ‘kalıcı’ genel başkanını bulmadıkça genel seçim tarihi de netleşmez. Ama bu sürecin çok uzamayacağını, partinin eylül veya ekim 2014’te olağanüstü kongre yapıp bir genel başkan (ve başbakan) bulacağını tahmin ediyorum. Ancak ondan sonra, normalde 2015 Haziran ayında yapılması gereken seçim bir miktar öne alınır.
Başbakan seçime Başbakan olarak girecek
CUMHURBAŞKANI Seçim Kanunu’nun 11. maddesi Cumhurbaşkanlığına adaylık halinde kimlerin görevlerinden ayrılması gerektiğini ve eğer seçilemezlerse de eski görevlerine geri dönebileceğini belirliyor.
Maddede hakimler savcılar, devlet memurları hatta belediye meclis üyeleri veya parti il ilçe başkanları vs sayılıyor da, bakan veya başbakan sıfatı taşıyan kişilerin cumhurbaşkanlığına aday olmaları halinde görevlerini sürdürüp sürdürmeyecek-lerine ilişkin hiçbir şey söylenmiyor.
Bu bir unutkanlık değil, kasıtlı bir davranış.
Başbakan, genel başkan, bakan veya Cumhurbaşkanı sıfatı taşıyan kişiler, ancak seçildikleri kesinleştiğinde siyasi sıfatlarından sıyrılmak zorunda kalıyorlar.
Yani eğer Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı adayı olursa, seçim kampanyası dönemi boyunca da bu sıfatını taşımaya devam edecek.
Paylaş